EMİRDAĞ LÂHİKASI - II
Altıncısı: “Siyasiyyun, içtimaiyyun, ahlâkiyyunların kulakları çınlasın!” demesini bur suç mevzuu göstermişler. Halbuki gençleri tehlikelerden kurtarmak için kısa ve rahat bir çâreyi keşfettiğini siyasiyyun, ahlâkiyyun da bunu tervic etsinler mânasında demiş: “Kulakları çınlasın!” Buna suç diyen insaniyet ve tâlim eden irtidatkâr bir şahs-ı mânevînin mevcut olduğunu ve bu mânevî şahsın hayaline göründüğünü söylemekte, fakat kim olduğunu bildirmemektedir.”
Ehl-i vukuf medâr-ı ittiham etmişler. Acaba dünyada insî ve cinnî şeytanlar hiç boş dururlar mı? Onların daima fenalıkları yapmak ve yaptırmakla meşgul olduklarından, bu vukufsuz ehl-i vukuf hiç bilmemişler mi ki, mânasız ilişiyorlar. Madem mânevi demiş, madem kim olduğunu bildirmemiş, dünyada hiçbir mahkeme böyle mânevî bir adama, yani bir şeytana hakaret ettin, diye seni mahkemeye vereceğiz diyen, elbette sözüne zerre miktar ehemmiyet verilmez bir hezeyan hükmündedir.
Sekizincisi: “Doğrudan doğruya Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyân’ın i’câz-ı mânevisinden süzülen ve çıkan ve tevellüd eden Risale-i Nur esaslarına dayandığı müellif tarafından mükerreren ve musırrane beyan ve iddia edilmekte ve böylece propaganda dini delillere, telkinlere istinad ettiğini söylemekle suç unsuru gösterilmektedir.”
Bunu bütün Risale-i Nuru okuyanların tasdikiyle hususan meşhur Mısır, Şam, Bağdat, Pakistan ve Diyanet Riyasetinin dairesinin uleması tasdik ile, Risale-i Nur doğrudan doğruya hakikî bir tefsir-i Kur’ânîdir. Ve Kur’ân’ın malı ve lemaatıdır, dedikleri halde, bu cümleyi medâr-ı suç yapanlardan mahkeme-i kübra-i haşirde bu hatasının sebebi sorulacak.
Hasta
Said Nursî
* * *
1952’de İstanbul’da görülen Gençlik Rehberi Mahkemesine Ehl-i Vukufa cevaben verilen itiraznamedir
Birinci Ağır Ceza Mahkemesine
Risale-i Nur eczalarından Gençlik Rehberinin tab’ı ve intişarı münasebetiyle müellifi Bediüzzaman Said Nursî’nin mahkemeeverildiğini ve Gençlik Rehberinin mahiyetini tedkik için bilirkişi namiyle hakikatları tamamen tahrif ederek dinsiz ve İslâmiyet düşmanları mahiyetinde mütalâa edip suç mevzuu çıkaran ehl-i vukufun raporunu okuduk.
130 parçadan müteşekkil îman, ilim ve fazilet hazinesi hükmündeki Risale-i Nur Külliyatından bu Gençlik Rehberi bir cüz’ü olması ve Risale-i Nurdaki yüksek hakikatlara ruh ve canlarıyla bağlanarak o eserler hazinesini bu milletin maddî-mânevî hayatında bir saadet rehberi olduğunu isbat edip bildiğimizden, Rehberin aleyhindeki o bilirkişi isnadlarını red ve ehl-i vukufun vukufsuzluklarını bütün kuvvetimizle yüzlerine çarparak ilân ve isbat ediyoruz. Ve mahkeme hey’etine arz ediyoruz ki:
Verilen ehl-i vukuf raporu, vatan ve milletin hayatına, tarihine, ananesine, mukaddesatına, kanununa tamamen yabancı, hâlihazır kanunlara iftira eden, hükümeti tahkir eden, bin yıllık bu milletin tarihini tezyif ile bütün bir millet ecdadını tahkir eden ve bugün bu vatanda yaşayan yirmi milyon kardeşlerimizin mâneviyatına taarruz eden bir su-i kasdın örneğidir. Mahkeme-i adalet bunu nazar-ı itibara alması gayr-i mümkündür.
Devam edecek