EMİRDAĞ LÂHİKASI II

İkinci Nokta: Benim Samsun’daki Ağır Ceza Mahkemesine sevk edilmekliğime dairdir. Bu noktada bunu kat’iyyen beyan ediyorum ki, Samsun havalisinde hususan Büyük Cihad dairesine mensub mübarek ahret kardeşlerim ve Nur talebelerini ziyaretle görmek için oraya gitmek isterdim. Fakat doktorların raporlarıyla kat’î iktidarsızlığım o dereceye gelmiş ki: Beş dakikalık karşımdaki, bu mes’elenin başlangıcı ve esası olan mahkemeye, birbuçuk senedir bana haber verdikleri halde gidemiyorum. Mecburiyetle müdde-i umumî ve hâkim vazifesini gören sorgu hâkimi yanıma geldiler. Medâr-ı sual ve cevap “Büyük Cihad” gazetesini dile getirdiler. Gazetenin bâzı sözleri benim sözlerim içine karıştırılmış. Ben de onlara cevaplarını vermiştim. Eğer faraza Ağır Ceza bu ehemmiyetsiz mes’eleye ehemmiyet verse, benim mahkememi Eskişehir’e nakline müsaade etsin ki, orada sıhhıiye hey’etinden iki aylık raporlu zehir hastalığı ile şiddetli hasta bulunduğumdan bizzat bulunabilirim. Yoksa imkânı yoktur.

Üçüncü Nokta: Savcı ve sorgu hâkimi yüz altmışüçüncü maddeye dayanıp Said Nursî’yi dini siyasete âlet ve âsâyişe zararlı propaganda diye itham ediyorlar. Bu noktanın hakikatını yirmidokuz senedir beş-altı mahkeme ve beş-altı vilâyetin zâbıtaları ve yüzotuzüç parça kitaplarımı ve binlerce umum mektuplarımı elde ettikleri halde ve dinsiz komitelerin tahriki ile safdil bâzı memurları aldatmalarıyla kat’iyyen iki mes’eleden başka medâr-ı mes’uliyet bulmadıklarına delil: İki sene bütün mektuplarım ve kitaplarım Denizli Ağır Ceza mahkemesiyle Ankara Ağır Ceza Mahkemesi ve mahkeme-i temyiz de müttefikan hem benim beraetime, hem bütün kitapların iadesine karar vermeleri ve beş-altı vilâyette yalnız tesettüre dair bir âyetin tefsiri bahanesiyle birtek mahkeme hafifçe ceza vermek istedi. Kat’î ve kuvvetli cevabıma karşı mecburiyetle mes’eleyi kanaat-ı vicdaniyeye çevirdiler. Demek onlar da medâr-ı mes’uliyet bulamadılar. Bu noktayı izah için Afyon mahkeme reisine gönderdiğim istidayı size de bera-yı mâlûmat gönderiyorum.

Elhâsıl: Aynı nakarat beş-altı mahkemede tekrar edilmiş ve medâr-ı mes’uliyet bulamamışlar. Şimdi Samsun savcısı ve sorgusu, yirmisekiz seneki nakaratı aynen tekrar ediyorlar: “Şahsî nüfuz te’min için propaganda yapıp dini siyasete âlet ediyor.” Beş mahkemede dörtyüz sahife kadar olan cerh edilmemiş müdafaatıma, benim bedelime, havale ediyorum. Beni konuşturmaktan ise ona baksınlar.

Said Nursî

* * *

Samsun’dan gelen tebliğnâmeye karşı kısaca cevabımı Samsun Hey’et-i Hâkimesine takdim ediyorum:

Birincisi: Ben makalemi kendim göndermemişim. Bütün buradaki dostlarım biliyorlar.

İkincisi: Benim gizli düşmanlarımın su-i kasdiyle zehir tesemmümü ile şiddetli hastalığımdan yanımdaki câmiye on defada ancak bir defa gidebiliyorum. Bu Samsun Mahkemesini yakınımızdaki Eskişehir’e naklini kanunen taleb ediyorum.

Devam edecek