EMİRDAĞ LÂHİKASI II
Üstadımızın bu defa İstanbul’a gitmesi münasebetiyle İstanbul madde-i umumiliğince ifadesinin alınması için yanına gelen iki memura Üstadımız dedi: “Ben daha evvel bu mes’ele için mahkemede ifade vermiştim ve mahkeme tahkikat yapmış, neticede beraet vermiş. Başka diyeceğim yok.” Diyerek Samsun mahkemesine giden ve İstanbul mahkemesinde okuduğu ifâdâdını tekrar söyledi. Hem eskiden aldığı birkaç rapor var ki, hastalığı dolayısıyla başını sarmağa mecburdur ve şiddetli nezleden ve hastalıklardan dolayı istirahata ve tebdil-i havaya ihtiyacı vardır. Daimi bir yerde kalması sıhhatine münafidir. Daha evvel lüzum da olmadığı için, bu raporları göstermeğe tenezzül etmiyordu, lüzum görmüyordu.
Hizmetinde bulunan Nur Talebeleri
Tahiri, Zübeyr, Sungur, Hüsnü, Bayram
Üstadımızın Vasiyetnâmesi
Hem benim şahsımın, hem Risale-i Nurun şahs-ı manevisinin sermayesini, kendilerini Risale-i Nurun hizmetine vakfedenlerin tayinlerine vermek, hususan nafakasını çıkaramayanlara vermek lâzımdır.
Şimdiye kadar birkaç senedir tayinatları verilen Nur talebeleri, haslara mâlum olmuş. Ben de yanımda şimdi bulunan kardeşlerimi kendime vâris ve benim vazifemi yapmaya çalışmak lâzım. Tesanüdü de tam muhafaza etsinler.
Evet, bu vasiyetnameyi tasdik ediyorum.
Said Nursî
Vasiyetnamenin Haşiyesidir
Üsdadımız âhir ömründe insanların sohbetinden men’edildiği cihetle anladı ki:
“Bu zamanda şahsiyet cihetiyle insanlara zarar verecek haller var. Risale-i Nur’un mesleğindeki âzami ihlâs için bu hastalık verilmiş. Çünkü bu zamanda şan, şeref perdesi altında riyakârlık yer aldığından azami ihlas ile bütün bütün enaniyeti terk lazımdır. Dostlar uzaktan ruhuma Fatiha okusunlar, manevi dua ve ziyaret etsinler. Kabrimin yanına gelmesinler. Fatiha uzaktan da olsa ruhuma gelir. Risale-i Nurdaki azami ihlas ile bütün bütün terk-i enaniyet için buna bir manevi sebep hissediyorum. Kendini Risale-i Nur’a vakfetmiş olan yanımda bulunanlardan nöbetle birer adam kabrimin yakınında olup bu mânâyı lüzumsuz ziyarete gelenlere bildirsinler.”
* * *
Menderes’in Konya Nutkuna Dair Açıklaması
Başvekil, sözlerinin maksatlı olarak tefsirlere tabi tutulduğunu söylüyor. (Hususi muhabirimizden)
Ankara: Başvekil Adnan Menderes Konya’da söylemiş olduğu nutuk dolayısıyla yapılan neşriyat üzerine “Zafer” gazetesinin sorduğu bir suali şu şekilde cevaplandırmıştır.
“Konya’da Hükûmet Meydanında büyük bir kütle halinde toplanmış bulunan çok muhterem Konyalı vatandaşlarıma karşı söylediğim nutkun laiklik telakkimiz hakkındaki kısmını su-i niyet sahibi kalemlerde nasıl tefsire tabi tutulduğunu, ben de esefle müşahede ettim. Bunlardan bir kısım sözlerimin kardeşi kardeşe kırdıracak bir mahiyette olduğunu, bir kısmı sağ politikacılara meydan açtığını ve mukaddesatçılık yasağını ortadan kaldırdığını ve netice itibariyle Türk inkılaplarının büyük esaslarından birini zedelediğini ifade etmişlerdir.
Devam Edecek