TAHLİLLER

Bediüzzaman Said Nursî’nin cihanşümûl Kur’ân ve iman ve İslâmiyet hizmetindeki müstesna muvaffakiyet ve zaferinin ve Risale-i Nur’daki kuvvetli tesiratın sırrı: Kendisinin ihlâs-ı etemmi kazanmış olmasıdır. Yâni, yalnız ve yalnız Rıza-yı İlâhîyi esas maksad edinmiştir. Bu hususta: ‘’Mesleğimizin esası, âzamî ihlâs ve terk-i enaniyettir. İhlâslı bir dirhem amel, ihlâssız yüz batman amele müreccahtır. İnsanların maddî mânevî hediyelerinden, gürmet ve teveccüh-ü âmmeden, şöhretten şiddetle kaçıyorum’’ der. Ziyaretçi kabul etmemesinin bir hikmeti de bu sır olsa gerek. Hem ihlâsa verdiği gayet fazla ehemmiyet, yüz otuz parça eserinden yalnız ‘’İhlâs Risalesi’’ nin başına, ‘’Lâakal her onbeş günde bir defa okunmalıdır’’ kaydını koymasından da anlaşılıyor. ‘’Büyük Mahkeme Müdafaatı’’_kitabında: ‘’Risale-i Nur, değil dünyaya, kâinata da âlet edilemez; gayemiz, Rıza-yı İlâhîdir’’ demiştir.
İşte bu sırr-ı ihlâstandır ki, İmam-ı Gazâlî (R.A.) gibi en meşhur İslam hükemalarının eserlerini tetebbû eden muhakkik ve müdakkik bir ehl-i ilim diyor ki:
Risale-i Nur’dan okuduğum bir sahifenin bana verdiği istifade, diğer eserlerin on sahifesinden daha fazladır.
Felsefî eserlerle meşgul bir muallim:
Ben, bu kadar senedir ilmî ve felsefî eserlerle iştigal ettim._Risale-i Nur kadar beni ikna eden ve Garp eserlerinden ve felsefeden aldığım yaraları tedavi eden ve bu zamanın ihtiyacına tam cevap veren bir eseri görmedim.
Bir edebiyatçı:
Benim aklım nursuz, kalbim mü’mindi. Risale-i Nur, hem aklımı, hem kalbimi tenvir ve nefsimi ilzam etti. Beni, Cehennemî bir azaptan kurtardı.
Bir doktor:
Risale-i Nur’dan istifadeye başladığım günü, hayata gözlerimi açtığım gün olarak biliyorum.
Bahtiyar bir üniversiteli:
Üstadımıza ve Risale-i Nur’a ait bir mektubu, İstanbul’un bir yerinden bir yerine götürmek gibi bir hizmeti, mebusluğa tercih ederim.
Otuz sene evvel, ihlâslı ve faziletli ihtiyar bir ehl-i tasavvuf, Lütfü isminde bir genci göstererek: ‘’Bu Nur talebesi benden ileridir’’ demiştir ki, bunlar binler itiraflardan birer nümunedir.
Yine bu azîm sırr-ı ihlâsa binaendir ki; Risale-i Nur talebeleri; iman ve İslâmiyet hizmetinde ağır şartlar ve kayıtlar ve tahdidatlar içinde muvaffak oluyorlar ve hayatlarını, Risale-i Nur’a ve Üstadlarına vakfetmişler. Risale-i Nur’u, sermaye-i ömür ve gaye-i hayat edinmişlerdir. Risale-i Nur dâvâsı, rıza-yı İlâhî dâvâsı olduğu içindir ki, hamiyet-i İslâmiyeye mâlik mümtaz avukatlar, Risale-i Nur’un fahrî avukatı olmak ve dindar hakperest mücahit muharrirler, dünyayı istilâ edecek Nur’un ilânında hissedar olmak şeref ve nimetine mazhar olmuşlardır. Risale-i Nur’un neşriyat ve fütuhatı ve tesiratı; sessiz, büyük bir ihtişamla muhteşem bir bahar mevsiminde intişar eden mevcudat gibidir.
İşte ey Risale-i Nur gibi hadsiz hamd ü senalara şâyeste olan bir nimet-i azîmeye nail olan Nur kardeşlerimiz! Böyle bir dâhî-yi âzamın, böyle bir mütefekkir-i ekberin, böyle bir müellif-i İslâmın ve ulûm-u evvelîn vel-âhirîne vâkıf böyle bir allâme-i asrın, böyle bir mücahid-i ekberin, böyle bir sahib-i zühd ve takvânın hakaik-i imaniyenin varlığında âdeta tecessüm eden böyle bir abd-i küllînin, Rıza-yı İlâhîden başka hiçbir şeye iltifat etmeyen ve âzamî ihlâsın mazharı olan böyle bir tilmiz-i Kur’ân ve hâdim-i İslâmın ve ‘’Bir ferdin imanını kurtarmak için Cehenneme de atılmaya hazırım’’ diyen böyle bir halâskâr-ı imanın ve idam için sevkedildiği Divan-ı Harb-i Örfî’de: ‘’Sen de mürtecisin’’ ittihamına karşı: ‘’Eğer Meşrutiyet bir fırkanın istibdadından ibaret ise, bütün ins ve cin şâhid olsun ki ben mürteciyim. Bin ruhum da olsa, Kur’ânın bir tek meselesine hepsini feda etmeye hazırım.’’ diyen ve beraetinden sonra da, teşekkür etmeyerek, Bayezit meydanındaki kalabalıkta: ‘’Yaşasın zalimler için Cehennem... Yaşasın zalimler için Cehennem’’ diye bağırarak ilerleyen ve imha plâniyle verildiği mahkemelerde yirmidört sene evvel: ‘’Ey mülhidler! Ey zındıklar! Said, ellibin nefer kuvvetinde demişsiniz... Yanlışsınız... Kur’ana ve imana hizmetim cihetiyle ellibin değil, elli milyon kuvvetindeyim!... Titreyiniz! Haddiniz varsa ilişiniz!...’’, Benim ölümüm sizin başınızda bomba gibi patlayıp, başınızı dağıtacaktır. Toprağa atılan bir tohumun yüzer sünbüller vermesi gibi, bir Said yerine yüzler Said size o yüksek hakikatı haykıracaktır.’’ Ve onbeş sene evvel: ‘’Saçlarım adedince başlarım bulunsa, her gün biri kesilse, bu hizmet-i imaniyeden çekilmem.’’ Ve: ‘’Dünyayı başıma ateş yapsanız, hakikat-ı Kur’âniyeye feda olan bu başı zındıkaya eğmem’’ diyen ve elli sene evvel lem-i İslâmı sömüren, sömürgeci cebbar ve zalim bir İmparatorluğa karşı: ‘’Tükürün o zalimlerin hayâsız yüzüne’’ diye matbuat lisaniyle cevap veren ve Büyük Millet Meclisinde, Reise: ‘’Kâinatta en yüksek hakikat imandır. İmandan sonra namazdır. Namaz kılmayan haindir. Hainin hükmü merduttur. Cenab-ı Hak, Kur’ân-ı Kerîminde, yüz yerde edasını emrettiği namazdan daha büyük bir hakikat olsa idi, imandan sonra onu emrederdi’’ diyen ve yazdığı bir beyannameden sonra Mecliste cemaatle namaz kılınmasına başlanan ve Birinci Cihan Harbinde Gönüllü Alay Kumandanı olarak esir düştüğü Rusya’da Moskof Çarlığına karşı izzet-i İslâmiyeyi muhafaza edip, kurşuna dizileceği hengâmda: ‘’hirete gitmek için bana bir pasaport lâzımdı’’ diye ölümü istihkar eden böyle bir kahraman-ı İslâm Üstadımız Bediüzzaman’ın eserlerini okumak nimet-i uzmasına mukabil canımızı da feda etsek, ömrümüzü de Ona vakfetsek, zulümden zulüme de sürüklensek, ömrümüzün nihayetine kadar şükran secdesinden de kalkmasak bize yine ucuzdur...
Üstadımız sık sık der ki: Mesleğimiz müsbettir; menfî hareketten Kur’ân bizi menediyor.
Ey Seyyid-i senedimiz! Ey ruhumuzun ruhu, kalbimizin kalbi, canımızın canı, cânânımız, sertâcımız, sevgili Üstadımız Efendimiz!.. Madem bize menfî harekete izin vermiyorsun. Öyle ise biz de Rahmet-i İlâhiyeden niyaz ederek ahdediyoruz ki; din düşmanlığı ile üstadımıza zulmeden o gaddar, insafsız zalimlerden intikamımızı şöyle alacağız: Risale-i Nur’u ölünceye kadar mütemadiyen okuyacağız.. ve neşrinde sebat ve sadakatla hizmet edeceğiz.. O’nu altın mürekkeplerle yazacağız. İnşâallah...
Üniversite Nur Talebeleri
Devam Edecek