Okan Bayülgen'in sunuculuk yaptığı programda soyunarak protesto yapan kadın olay yarattı, neyi protesto etti, kim engelledi?

Sivri dilli şovmen Okan Bayülgen'in sunumu ile Start V ekranlarının Cumartesi akşamları izlenilen şov programı Dada Dandinista'da da Beyaz Show'da olduğu gibi propaganda yapılmak istendi. Okan Bayülgen'in bile şoka girdiği genç kızın soyunarak ülke vahamiyetini propaganda yapmak istemieine şoku atlatan Okan Bayülgen, bakın nasıl engel oldu

Haberler 07.02.2016 - 02:32 Son Güncelleme : 07.02.2016 - 02:32

Sivri dilli şovmen Okan Bayülgenin sunumu ile Start V ekranlarının Cumartesi akşamları izlenilen şov programı Dada Dandinistada da Beyaz Showda olduğu gibi propaganda yapılmak istendi. Okan Bayülgenin bile şoka girdiği genç kızın soyunarak ülke vahamiyetini propaganda yapmak istemieine şoku atlatan Okan Bayülgen, bakın nasıl engel oldu

Her Cumartesi gecesi ekrana gelen ve seyircilerin en sevdikleri eğlence programları arasında olan Dada, bu gece yine birbirinden renkli konuklarıyla ve eğlenceli bölümleriyle bizleri hem güldürecek hem de eğlendirecek. Okan Bayülgenin Dadasının canlı yayınında sürpriz soygun yaşandı, kadın neyi canlı yayında soyunarak protesto etti?

Eğlencenin kralı, Okan Bayülgenin sunduğu Dadada birbirinden renkli konuklar izleyenlere eğlenceli saatler yaşatacak.

Dadanın bu haftaki konukları şöyle;

Fanatik albümü ile güzel şarkıcı Gamze, düet şarkılarıyla Nez ve 7edi, on parmağında on marifet Ceyhun Yılmaz, Paramparçanın başarılı oyuncusu Tolga Tekin, canlı performanslarıyla Fatma Turgut ve You May Kiss The Bride grubu, İşte Benim Stilim yarışmacısı, müzisyen Nil Karataş.

Okan Bayülgenin Starda yayınlanan Dada programının canlı yayınında, ikinci Beyaz Show krizinin eşiğinden dönüldü. Programın seyircileri arasında bulunan genç bir kız, program konuklarının bulunduğu bölüme çıkarak üstündeki elbiseleri çıkarmaya kalktı. Anında olaya müdahale eden Okan Bayülgen, güvenlik görevlilerinin protestocu genç kızı stüdyo dışına çıkarmalarına izin vermeyerek, kızın çıplak olan vücudunun üst bölümünü örtmesine yardımcı oldu. Bu sırada ekranda protestocu genç değil, diğer konukların görüntüleri verilerek olası bir sorun giderilmiş oldu.

Protestocu kızı kendi koltuğuna oturtan Bayülgen, protestoların yanında durduğunu ama protestonun yapılacağı yerin eğlence programları olmadığını belirterek, genç kızın dizinin dibine çökerek şunları söyledi:

Beyazın programı da benim programım da bu tür protestolar için elverişli yerler. Bende bu ülkenin sorunlarını biliyorum ve her türlü protestonun yanındayım. Ama ben kanalımı ve protesto sonrası başına geleceklerden dolayı seni de korumak zorundayım dedi.

Bu sözler üzerine genç kız özür diledi ve stüdyodaki yerine geçerek programı izlemeyi sürdürdü.

Eylemci gencin hangi olayı protesto edeceği anlaşılmadı. Verilen reklam arası sonrası Okan Bayülgen protestocu genç kızın stüdyodan ayrıldığını söyledi.

Programa gelen konuklarla onların yaptıkları işler hakkında sohbet edilmekte ve telefonla bazı seyircilerin de yayına katılması sağlanmaktadır. Programda ayrıca Geçmişini Silemezsin, Medya Arkası ve Sprint Sorular bölümleri de yer almaktadır. Geçmişini Silemezsin bölümünde gelen konukların bazılarının eski görüntülerinden parçalar gösterilmekte, Medya Arkası bölümünde haftanın televizyon olayları Okan Bayülgen tarafından yorumlanmakta, Sprint Sorular bölümünde ise yayına telefonla bağlanan kişilere konuklarla alakalı sorular sorulmaktadır. Ayrıca programın ilk bölümlerinde Okan Bayülgenin o haftaki bir konuğuyla daha önceden çektiği skeçler de yayınlanmıştır. Bazı bölümlerde ise konuk sayısının fazla olmasından ötürü konuklar programın iki yarısına bölüştürülmüştür.

Okan Bayülgen Kimdir?

Okan Bayülgen Kimdir?

Okan Bayülgen, 1964 İstanbul doğumlu televizyon programcısı, sinema ve tiyatro oyuncusu; ayrıca tiyatro yönetmeni, dublaj sanatçısı ve fotoğrafçı.

Okan Kaan Bayülgen, 23 Mart 1964te Cihangirde dünyaya geldi. Bayülgen henüz 6 yaşındayken, öz babası, Albay Hamid Beyin oğlu, hukuk ve gazetecilik eğitimi almış Ümit Bayülgen ile annesi ressam Ayla Hanım boşandılar. Bayülgenin büyükbabası avukat Hamdi Üge bir dönem, Atatürkün Kuran-ı Kerimi Türkçeye tercüme ettirdiği Elmalılı Hamdi Yazırın ailesinden, Rahime Hanım ile evliydi (büyükbabası toplamda beş evlilik yaptı).

1970 yılında annesi ve babası, ayrıldıklarını anlamaması için Bayülgeni, yatılı olan İstanbul Göztepedeki Taş Mektepe yazdırdı. Babası Ümit Bey daha sonra, Okana şehir hatları vapurunda tanıştırdığı, avukat Doğudan Bayülgen ile ikinci evliliğini yaptı ve çiftin daha sonra Ozan ve Okşan adında iki çocukları oldu. Ayrıldıktan sonra Bodruma yerleşen ve burada resim yapmaya devam eden annesi Ayla Hanım ise bir süre sonra İsmet Görgünle evlendi.

1970te, Okan Bayülgen altı yaşındayken annesi ve babasının ayrılmasından sonra dedesi ve anneannesi ile yaşamaya başlayan Bayülgen, Göztepedeki Taş Mektepten ayrılarak Şişli 19 Mayıs İlkokuluna geçti ve buradan mezun oldu. Galatasaray Lisesinde öğrenimine devam etti ve okuldaki öğrenci kulüplerinden müzik, edebiyat, folklor gibi kollarda etkin oldu. Bir sene iftiharla geçtiğini, ertesi sene sınıfta kaldığını söyleyen Bayülgen, okuldaki son dönemlerinde Rasih Nuri İlerinin bir akrabasına aşık olup da okula gitmeme durumu sorun olmaya başladığında, annesi Ayla Hanım onu yanına Bodruma çağırdı ve Galatasaray Lisesindeki 6 yılından sonra Bodrum Lisesine devam etti ve ardından da Şişli Lisesinden mezun olarak 1984te lise eğitimini tamamladı.

Bu yıllarda psikiyatrik sorunlar yaşayan Okan Bayülgen, Türkiyenin en ünlü psikiyatrlarından Metin Özeke gider.

Bunun ardından 1984 yılında Okan Bayülgen, fotoğraf eğitimi almak için Fransaya gitti. Tours Üniversitesi Hukuk ve Ekonomik Bilimler Fakültesinde hukuk okumaya başladı. Ardından fikir değiştirerek aynı üniversitenin ekonomi bölümüne geçti. Fransada tanıştığı antikacı bir kadınla antika mezatlarına katıldı, üniversitedeki fotoğraf ve tiyatro kulüplerinde çalıştı. Orada bir yıl okuduktan sonra ekonomi eğitimini de yarıda bırakarak Türkiyeye döndü ve Mimar Sinan Üniversitesi Konservatuar Bölümü sınavlarında başarı göstererek buradaki eğitimine başladı. 1989 yılında mezun oldu ve aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Fakültesinde mastır yaptı.

Devlet Tiyatrolarındaki en genç yönetmen olarak 1989-1994 yılları arasında çeşitli oyunlar yönetti. Bazı oyunlarda da oynayan Okan Bayülgen, 1991de Kent FMde Son Saatler adlı bir programla radyoculuğa başladı. Bu sıralarda Genç Indiana Jones dizisinin Türkiyede çekilen bölümünde rol aldı. 1993 yılı sonunda Trabzon Devlet Tiyatrosuna tayini çıktı. Rejisi kendisine verilen bir oyun yönetim tarafından kaldırılınca 1994 yılında Devlet Tiyatrosundan istifa ederek şansını radyo ve televizyon alanında kullanmaya karar verdi. Radyolarda haber spikerliği ve programcılık yapmaya başladı. Televizyona geçtikten sonra da radyoda işler yapmaya devam etti. 1995te Radyo Contactta çalışmaya başladı. 1997de Kiss FMde Okan Bayülgen On Air programını sundu. Özellikle 1998 ve 1999 yılında drive timeda yayınlanan Radyo Ddeki Hayat Bilgisi programı ile dikkatleri çekti. En son 2001 yılında Radio Contactta, yine akşamın sıkışık trafik saatlerindeki Yol programı ile karşımıza çıktı.

Okan Bayülgen televizyon hayatına Satel TVde klipler sunarak başladı ve ATV ekranlarında gece yarısında yayına başlayan Gece Kuşu adlı programı ile tanındı. Gece Kuşunun ardından late night show tarzını 100 gece boyunca Televizyon çocuğu ile devam ettirdi. 2 yıl kadar ekranlardan uzak kalan Bayülgen, bu aradan sonra Kanal Dde yayınlanan Zaga ile geri döndü. Sürekli değişen ekipler, skeçler, jenerikler, dekor, orkestra ve farklı program anlayışı, canlı telefon bağlantıları, içinde barındırdığı beklenmedik tuhaflıkları ve Medya Arkası ile kısa bir dönemin haricinde Cumartesi geceleri yayınlanan Zaga, Türk televizyon hayatındaki uzun soluklu, yeni bir anlayışın ürünü ve özgün bir program olarak kendine çekirdek bir izleyici kitlesi oluşturdu. Okan Bayülgen, Yılmaz Erdoğan, Cem Yılmaz ve Beyazıt Öztürkle birlikte döneminin yükselen dört şovmeninden biri oldu.

2004de Herkes Bunu Konuşuyor ile karşımıza çıkan Bayülgen, eğlenceli olan ama eğlence programı olmayan bu denemesinde; akademi, bilim, müzik, popüler kültür, medya dünyasından ve çeşitli sanat dallarından çok yönlü konuklarla birlikte,kalite, eğlence ve izlenebilirliğin bir arada sunulduğu alternatif bir yayıncılık örneği sundu. 2005 yayın döneminde Televizyon Makinası ile izleyiciyle buluştuğunda, her zaman kendisi kadar ekibini de ön plana çıkaran Bayülgen bu sefer Hakkı Devrim ile beraberdi.

Okan Bayülgen, magazin ve basın üzerine takındığı eleştirel tavrıyla televizyon dünyasında gerçek devrimler yapmış, birçok tabu yıkmış, taklit etmeden yeni ve özgün çalışmalar yapmış bir isimdir. Zaman içinde programcılık anlayışında ve tarzında belirgin değişimler göstermekle beraber, bir şekilde kendi çizgisini yaratıp koruyabilen Bayülgen bir röportajında Kendinizi nasıl tanımlarsınız? sorusuna şu cevabı vermişti

Salak, aptal... Herkes kendine o sözleri kullanır zaten. Mesela kendi kendine uyanıp, ne yakışıklıyım diyen adamın herhalde kafadan bir problemi vardır. Genelde kendi kendimize kullandığımız sözler, ne salakmışım, ne aptalmışım, keşke öyle yapmasaydım. Kendi kendime kullandığım kelimeler salak ve aptaldır...

Sinema oyunculuğuna, Mustafa Altıokların yönetmenliğini yaptığı 1996 yapımı İstanbul Kanatlarımın Altında filmi ile başlayan Okan Bayülgen, canlandırdığı Salih karakteriyle Sadri Alışık En İyi Erkek Oyuncu Ödülü aldığı 1997 yapımı Ağır Roman, 1999 yapımı Romantik, 2000 yapımı Oyun Bozan, 2001 yapımı Hemşo ve Komiser Şekspir, 2002 yapımı Sır çocukları ve Gülüm adlı sinema filmlerinde; ayrıca Utanmaz Adam ve Size Baba Diyebilir Miyim? adlı TV dizilerinde rol aldı.

Okan Bayülgen etkileyici ses tonu, etkin vurgulamaları ve düzgün Türkçesiyle aranan seslendirme sanatçılarından biri oldu ve bugüne kadar çeşitli yabancı animasyonlar ve filmlerin (Shrek serisi, Garfield, ...) Türkçe dublajında bulundu. Uzun dönemdir reklam ve kampanya filmi seslendirmeleri yapan Bayülgen, National Geographic dergisi tarafından En İyi Sualtı Kitabı seçilen ve çeşitli ödüller alan Alptekin Baloğlunun çektiği fotoğrafların da yer aldığı Sualtından Yansımalar DVDsinin Türkçe seslendirmesini de yaptı.

Bir kaç sene önce kendisine doğum gününde hediye edilen bir Leica M6 ile başladığını söylediği fotoğraf merakını, bugüne dek çeşitli firmalar için katalog ve moda çekimleri yaparak profesyonelleştirdi. Bayülgenin, 2006 Mayıs ayında Dolmabahçe Sarayı Sanat Galerisinde, Zekai Demir ile beraber yaptıkları Madagaskar gezisinden fotoğrafların yer aldığı Baobab Yolu isimli sergisi açıldı ve bu analog çekimlerden oluşan fotoğrafların bulunduğu bir kitabı da yayımlandı.

Evlilikleri

1.eşi:İlk evliliğini çok genç yaşta ve ilk eşiyle tanışmalarından sadece 13 gün sonra bir Fransız kadınla yapan Bayülgen, kısa süren bu ilişkisinden sonra iki kez daha nikah masasına oturdu.

2.eşi: Sonra reklamcı Gaye Hanım ile evlendi. Ama bu evlilik de boşanmayla sonuçlandı.

3.eşi: Okan Bayülgen üçüncü evliliğini ise 1997 yılında oyuncu Zeyno Günenç ile yaptı ancak çift 16 ay evli kaldıktan sonra 1998 yılında boşandı.

4.eşi: Dördüncü evliliğini 1 ocak 2009 tarihinde Şirin Ediger ile yaptı. çift, Romadaki Türk Büyükelçiliğinde sade bir nikah ile evlendi. Bu evliliğinden İstanbul (d.2009) adında bir kızı vardır. 2014 yılında Şirin Edigerden boşandı.

Okan Bayülgen, yıllardır Galatadaki tarihi Doğan Apartmanında oturmaktadır.

2013 Mart ayında TV 8 ile yollarını ayıran Okan Bayülgenin yeni adresi Beyaz TV oldu. Okan Bayülgen ayrıca 2013 yılında Sadettin Saranın sahibi olduğu104.2 frekansında yayın yapan Radyo Trafik İstanbulda kitap okumaları dinleyiciyle buluşacak. Radyo Trafik Ankarada 100.7 frekansından dinlenebilecek.

2013 senesinde Hakan Bayülgen ile kurduğu Bayulgen Bayulgen Danışmanlık Şirketi ile marka ve imaj danışmanlığı yapmaktadır.

Televizyon Programları

1995 - Gece Kuşu

1996 - Televizyon çocuğu

1998 - Zaga

2005 - Televizyon Makinası

2006 - Makina

2010 - Disko Kralı

2010 - Muhallebi Kralı

2011 - Kral çıplak

2011 - Muhabbet Kralı

2012 - Medya Kralı

2013 - Makina Kafa

2013 - Muhallebi Kafa

2013 - çıplak Kafa

2014 - Dada Dandinista

2015 - Dada

Rol aldığı tiyatro oyunları :

2006 - Sahibinden Kiralık : Ferhan Şensoy - Orta Oyuncular

1997 - Atları da Vururlar : Horace McCoy - İstanbul Gösteri Merkezi

1991 - Küçük Motzart : Jakop Lorey - İstanbul Devlet Tiyatrosu

1990 - Hapşırık : Anton çehov - Michael Frayn - İstanbul Devlet Tiyatrosu

1990 - Masal Bahçesi : Ali Taygun - İstanbul Devlet Tiyatrosu

1989 - Kamuoyu : Aurel Baranga - Trabzon Devlet Tiyatrosu

Filmleri

1992 - The Adventures of Young Indiana Jones: Daredevils of the Desert(Seslendirme)

1996 - İstanbul Kanatlarımın Altında

1997 - Ağır Roman

1998 - Utanmaz Adam (Dizi)

1998 - Mulan(Seslendirme)

2000 - Oyunbozan

2001 - Şrek(Seslendirme)

2001 - Komser Şekspir

2001 - Hemşo

2002 - Gülüm

2002 - Buz Devri(Seslendirme)

2002 - Sır çocukları

2004 - Şrek 2(Seslendirme)

2004 - Garfield: The Movie(Seslendirme)

2005 - Robotlar(Seslendirme)

2006 - Cesur Balık(Seslendirme)

2006 - Pembe Panter(Seslendirme)

2006 - Sınav

2007 - Şrek 3(Seslendirme)

2007 - çirkin Ördek Yavrusu ile Farecik(Seslendirme)

2007 - Donkey Xote(Seslendirme)

2007 - Romantik

2008 - Garfield Komedi Festivali(Seslendirme)

2009 - Renklerde Kaybolan Hayat Renklerde Kaybolan Hayat (Seslendirme) (Sinema Filmi)

2009 - Kanalizasyon (İmdat) (Sinema Filmi)

2010 - Şrek: Sonsuza Dek Mutlu (Türkçe Seslendirme) (Sinema Filmi)

2010 - Garfield 3 Boyutlu Süper Kahraman(Seslendirme)

2011 - Yürügari İbram (Reklam Yönetmeni) (Sinema Filmi)

Sadri Alışık Kimdir?

Sadri Alışık 5 Mart 1925 yılında İstanbulda doğdu. Asıl adı Sadrettin olmasına rağmen, annesi Saffet hanım ve babası Rafet Kaptan onu hep Sadri diye çağırırlardı. Babası Kaptan olduğundan haftada biriki kez eve gelebiliyordu. Bu yüzden ailenin sorumluluğu ve idaresi anne Saffet Hanımda idi. Sadri Alışık sekiz yaşındayken kız kardeşi Nevin dünyaya geldi.

Sadri Alışıkın içindeki oyunculuk aşkı küçük yaşlarda kendini göstermeye başlamıştı. Arkadaşları bilye oynayıp, uçurtma uçururken, O piyesler hazırlayıp mahalle arkadaşlarına oyunlarını sunardı. Altı-yedi yaşlarındayken bir sünnet gecesinde Naşid Özcan Tiyatrosunu izledi. O günden sonra tiyatroya olan tutkusu başladı. Paşabahçe 39. İlkokulunda üçüncü sınıftayken İSTİKAL PİYESİ adlı oyunda Adalı Halil rolünü aldı ki bu başroldü.

İlkokulu bittikten sonra ailenin isteği ile Cağaloğluna taşındılar. Orta okul ikinci sınıfta tiyatro aşkı tekrar başladı. Ancak okulda tiyatro yoktu.

Liseye İstanbul Erkek Lisesinde başladı. Lisenin yanısıra Cağaloğlu Halk Evinde tiyatroya gidiyordu. Liseyi bırakıp devam mecburiyeti olmadığından Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümüne kayıt oldu.

Yavaş yavaş, sahne, resim, tiyatro derken sinemaya adım attı ve ilk filmi Günahsızları 1945 yılında çevirdi. Şöhret basamaklarını hızla ilerleyen Sadri Alışık 1959 yılında çevirdiği Yalnızlar Rıhtımı adlı filmde otuz sekiz yıllık hayat arkadaşı çolpan İlhan ile tanıştı. Evlendikten bir kaç sene sonra oğlu Kerem Alışık dünyaya geldi. Sinema yaşantısının yanı sıra, sahne gösterilerinde de çok başarılı oldu. İçkiyi çok seven Sadri Alışık, en iyi dostu Ayhan Işıkın ölümünden sonra kendini iyice içkiye verdi. Karaciğer yetmezliğinden Amerikaya giden Sadri Alışık Amerikada yaşayan Türk doktoru Münci Kalayoğlu tarafından ameliyat edildi ve sağlığına kavuştu. Sanat yaşamını televizyonda devam ettirdi.

Sadri Alışık genellikle, değişen toplumsal değerler içinde güzelliğe tutkun, umutlu, yaşama sevinciyle dolu, dürüstlüğü ve doğruluğu özleyen insan tipini oynadı.

Sinemanın yanısıra şiir ve resimle de uğraşan Alışık, beş yüzün üzerinde filmde rol aldı. En son rolü ise Yengeç Sepeti adlı dizide baba rolüydü.

Sadri Alışık, 20 Ağustos 1959 tarihinde sinema oyuncusu çolpan İlhan ile evlendi. Sadri Alışık 1995 yılında vefat edene kadar da evli kaldılar. Kerem Alışık adında oyuncu olan bir oğlu vardır.

Sadri Alışık 18 Mart 1995 yılında vefat etti.

Ferhan Şensoy Kimdir?

Ferhan Şensoy, Türk tiyatrosu oyuncusu ve yazarı, yönetmen.

26 Şubat 1951 tarihinde, bir ilkokul öğretmeni olan Müjgan Şensoy ve çarşamba Belediye Başkanı, tüccar Yusuf Cemil Şensoyun çocukları olarak Samsunun çarşamba ilçesinde dünyaya geldi. İki yaşındayken, kız kardeşi Ragıbenin doğumunun ardından, 1956da da Ahmet Vildan adlı bir erkek kardeşi oldu.

1957de, Samsundaki Gazi Osman Paşa İlkokuluna giden Şensoy, daha sonra 1961de girdiği Galatasaray Lisesinde bir süre öğrenim gördüyse de liseyi, 1970te çarşambada bitirdi.

Şensoyun öykü ve şiirleri ilk kez 1969da Yeni Ufuklar ve Soyut Dergisinde yer almasının ardından yazdığı skeçler de ilk olarak Devekuşu Kabarede, 1970 yılında oynanmaya başladı.

Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Mimarlık Bölümünde okurken Yeni Ufuklarda öyküleri yayınlan Şensoy, Je Men Fous Bilader isimli yarı Fransızca yarı Türkçe bir oyun yazdı ve kurduğu Galatasaray Oyuncuları isimli amatör toplulukla Haldun Tanerin önderliğinde, Devekuşu Kabare Tiyatrosunun salonunda prova yaptı. Bu oyun Galatasarayın Fenerbahçe tesislerinde bir akşam yemeğinde sergilendi.

1971de, Ayfer Feray Tiyatrosunda, Grup Oyuncuları ile beraber profesyonel oyunculuğa adım atan Şenşoy, ilk profesyonel yönetmenlik deneyimini de, Paravana Kabarenin sergilediği, Güm Güm Güm adlı İsmet Küntay oyununda yaşadı.

1972de Fransaya giden Şensoy, tiyatro öğrenimine Strazburgda Ecole Superieure dArt Dramatique adlı okulda başladı.

1973te, yönetmen Jerome Savarynin asistanlığını yaptığı, Magic Circus - De Moise A Maoda oynayan Şensoy, ilk oyun denemesi olan Güle Güle Godotyu, Fransızca olarak Godot Go Home ismiyle yazdı. Fransızca bir kolaj oyun olan Proche - Orient Lointain!i, Fransızcaya çevrilmiş, Nazım Hikmet, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Yunus Emre gibi Türk yazarların metinlerini de kullanarak yazdı.

1974te Montrealde, Theatre Patrioteda Fransızca olarak yazdığı Ce Fou De Gogol adlı oyununu sahneye koyan Şensoy, aynı şehirdeki Theatre De Quatre - Sousda da, yönetmenliğini yaptığı, Harem Qui Rit isimli müzikalde oynadı.

1975te, Montrealde, kendisine en iyi yabancı yazar ödülünü getiren ve Radio Canadada ikinci kez yayınlanan, Ce Fou De Gogol oyununun tek kadın oyuncusu Monique Mercure de en iyi kadın oyuncu ödülünü aldı.

Türkiyeye dönmesinin ardından, 1976da Ali Poyrazoğlu Tiyatrosunda, yazarlığını da yaptığı Dur Konuşma Sus Söyleme adlı oyunda rol alan Şensoy, Türk Yazarları Tiyatrosunda da oyunculuk ve yönetmenlik yaptı.

Aynı sene ilk televizyon skeçlerini yazmaya başlayan Şensoy, Ali Poyrazoğluyla beraber rol aldığı bu skeçlerin birinde, bir garson rolüyle ilk kez televizyona çıktı.

Nisa Serezli - Tolga Aşkiner Tiyatrosunda oyunculuk yapan Şensoy yine 1976 senesi içinde, TRT Televizyonuna ve Devekuşu Kabare Tiyatrosunda çeşitli skeçler yazdı.

1977de, ilk kitabı Kazancı Yokuşunun yayınlanmasının ardından, yönetmenliğini Temel Gürsunun yaptığı Kızını Dövmeyen Dizini Döver ile ilk kez bi film çalışması yapan Şensoy, 1978de Mete İnselel ile Anyamanya Kumpanya Tiyatrosunu kurdu ve kendi eseri olan, İdi Amin Avantadan Lavanta oyununda rol aldı ve yönetmenlik yaptı.

Televizyon için yazdığı Bizim Sınıf dizisinin ikinci bölümden sonra, öğretmenlerin manevi şahsiyetini teyzif ettiği gerekçesiyle TRTde yasaklanmasının ardından, oyuncu olarak da katıldığı Evdekiler ve Giyim Kuşam Dünyası televizyon dizileri de, TRTde tamamlanamadan yayından kaldırıldı. Daha sonra Bizim Sınıf, Ali Poyrazoğlu Tiyatrosunda sehnelenmeye başladı.

O sene, Anyamanya Kumpanyadan ayrılan Şensoy, daha sonra Ayfer Feray Tiyatrosuna geçti ve oyunculuğa burada devam etti.

1979da, TRTde, kendi yazdığı Sizin Dershane dizisinde oyunculuk yapan Şensoy, Ayfer Feray Tiyatrosunda da yine kendi yazıp yönettiği ve müziklerini yaptığı Hayrola Karyola oyununda rol aldı.

Stardust Gece Kulübünde, yazdığı Dedikodu Şov isimli bir kabare gösterisini, Adile Naşit, Perran Kutman, Pakize Suda, Sevda Karaca ve İstanbul Gelişim Orkestrasıyla sahneleyen Şensoy, aynı kulüpte, Arda Uskanın yazıp, Fuat Günerin müziklerini yaptığı Kukla ve Kuklacı Kabare gösterisinde rol aldı.

14 Mart 1980de Harbiyede, Yapı Endüstri Merkezi Salonunda ilk kez perdelerini açan ve 50yi aşkın oyunun oynandığı Ortaoyuncuların bünyesinde, Nöbetçi Oyuncular adlı bir gençlik grubu kurarak, yeni tiyatro sanatçılarının yetiştirilmesine katkıda bulundu.

Şahları Da Vururlar oyununda yönetmen ve oyuncu olarak yer alan Şensoyun, Fuat Günerle birlikte müziklerini de yaptı oyunu, Avni Dilligil Jüri Özel Ödülü ve Dergi-13ün, En Başarılı Oyun Ödülüne layık görüldü. Kenter Tiyatrosunda dört haftalık gösteriden sonra, Ortaoyuncular, Şahları Da Vururları, 10 Kasım 1990da taşındıkları Beyoğlundaki Küçük Sahnede sahnelemeye devam etti.

1981de, Parasız Yaşamak Pahalıyı yazan ve Kahraman Bakkal Süpermarkete Karşı oyununu yazan ve yöneten Şensoy, Fuat Güner ve Özkan Uğurun müziklerini yaptığı oyunda, Zeliha Berksoyla beraber rol aldı. O sene, Şahları Da Vururlar, oyunun gösterileri sürerken, Ortaoyuncular Yayınlarının ilk kitabı olarak yayınlandı.

Şensoy, Küçük Sahnenin 30.yılı dolayısıyla, Suzan Uztan ve Mücap Ofluoğlu, Ortaoyuncuların konuğu olarak, Aleksıev Arbuzovun Eski Moda Komedyasında oynadı. Ofluoğlunun sahneye koyduğu oyunun dekorunu yapan Şensoyun oyundaki performansı kendisine, Tiyatro-81in, En İyi Erkek Oyuncu Ödülünü getirdi.

1982de, Afitapın Kocası İstanbul kitabının yayınlanmasının ardından, Nöbetçi Tiyatroda Dürrenmattın Büyük Romülüs oyununu, En Büyük Romülüs Başka Büyük Yok adıyla sahneye koydu. Ayrıca kendi eseri Kiralık Oyunu yönetti, oyunun müziklerini yaptı ve rol aldı.

1983de, Harbiye Orduevinde askere alınan Şensoy, çorlunun Ulaş köyüne asker olarak gitti.

Brechtin, 7 şiirinden yola çıkarak yazdığı, Annanın Yedi Ana Günahını yöneten Şensoy, Fırıncı Şükrü, Deli Vahap, Nuri Ve Ötekiler gibi oyunarı da yazdı ve yönetti.

1984te, Nöbetçi Tiyatroda, Afitapın Kocası İstanbulu sahnelemesinin ardından, İstanbulu Satıyorum oyununu yazan Şensoy, askerliği bitince Şahları Da Vururlarla yeniden sahneye çıkmaya başladı. O sene kendi yazdığı Köşedönücü adlı televizyon dizisinde oynuyan Şensoy, yeniden yazıp yönettiği ve müziklerini yaptığı, Hayrola Karyola oyununda sahneyi, Nurhan Damcıoğlu ile paylaştı.

1985te, Aristofanesten Eşek Arılarını yeniden yazan Şensoy, oynadığı oyunu yönetirken, Köşedönücü filminin senaryosunu yazdı ve yönettiği filmde oynadı. Daha sonra, Nöbetçi Tiyatroda bir çehov kurgusu olan, çehovlardan Bir Demeti sahneye koydu.

1986 yılında yayınlanan Gündeste kitabının ardından, Karl Valentinin skeçleri ve yaşamından yazdığı ve yönettiği, İçinden Tramvay Geçen Şarkı oyununda, sahneyi Hümeyra ve Grup Gündoğarken ile paylaştı. Aynı sene, yazdığı Şey Bey televizyon dizisinde de oynayan Şensoy, Parasız Yaşamak Pahalı adlı oyununu film senaryosu olarak yeniden yazdı ve yönetmenliğini yaptığı filmi çekti. senaryosunu yazıp oynadığı, Bir Bilen filmini de yöneten Şensoyun o sene, Ayna Merdiven adlı bir kitabı daha yayınlandı.

7 Şubat 1987 gecesi, Şensoyun kendi yazıp yönettiği ve gerici kesimin tepkisini çeken, Muzır Müzikal adlı müzikalin, 77. gösterisinden sonra, sahnelendiği Şan Tiyatrosu şüpheli bir biçimde yandı. Grup Lokomotif, Derya Baykal, Bülent Kayabaş, Sevil Üstekin ve Tarık Papuççuoğlunun sahne aldığı oyun yüzünden mahkemeye verilen Şensoy, 21 gün hapis cezasına çarptırıldı.

Muzır Müzikalin son bulmasının ardından tek kişilik bir gösteri olan Ferhangi Şeylerde oynayan Şensoy, daha sonra, Varsayalım İsmail adlı yazıp yönettiği televizyon dizisindeki performansıyla, Noktanın Doruktakiler Ödülünün sahibi oldu.

1988de, kendisine Ulvi Uraz Ödülü ve Sanat Kurumu Ödülünü getiren, İstanbulu Satıyorum oyununu yeniden yazdı ve müziklerini yaptı. Münir Özkul ve Erol Günaydının katılımıyla Ortaoyuncularda oynanan oyunu da Şensoy yönetti.

İstanbul Şehir Tiyatrosunda, Haldun Tanerin Keşanlı Ali Destanını sahneye koyan Şensoy, o sene, Anca Visdeyin Don Juan İle Madonna oyununu Fransızcadan çevirdi. Yönettiği oyunda, Derya Baykalla sahneyi paylaşan Şensoy, daha sonra Baykalla hayatını birleştirdi. Düşbükü kitabını yayınladı.

1988 yılında yazdığı Soyut Padişah oyununu yazan Şensoy, 1989da yönetmenliğini yaptığı oyunda rol aldı. İstanbulu Satıyorum ve Ferhangi Şeyler gösterileri sürerken Şensoy, Avni Dilligil Ödülü, İsmail Dümbüllü Ödülü, Nasrettin Hoca Mizah Ödülü, Kültür Bakanlığı Jüri Özel Ödülü, Heygirl Dergisi Yılın Oskarları Ödülü gibi ödüllerin sahibi oldu.

O sene, Kel Hasan Efendiden günümüze gelen Kavuku Münir Özkuldan devralan Şensoy, Tarihi Ses Operetini onardı ve Ses 1885 adıyla açtı. Sahnenin onarılmasının ardından Ortaoyuncular, Soyut Padişahı oynadıkları Küçük Sahneden Ses 1885e taşındılar.

1990da, Pierre-Henri Caminin yaşamı ve yapıtlarından yola çıkarak yazdığı Yorgun Matadoru yöneten Şensoy, kendisine Doruktakiler ve Altan Erbulak Ödüllerini getiren ve yönetmenliğini Yavuz Özkanın yaptığı Büyük Yalnızlık filminde Sezen Aksuyla beraber rol aldı.

1991 senesinde, Ünyeli amatör yazar Cihan Öksüzün skeçlerinden oluşturduğu, Aşkımızın Gemisi Fındık Kabuğu oyununda yönetmenlik ve oyunculuk yapan Şensoyun İstanbulu Satıyorum adlı eseri, Tomris Uyar tarafından İngilizceye çevrildi.

Aynı sene, Güle Güle Godotyu ve Show-TV için yaptığı, Varsayalım İsmail dizisini yeniden yazan Şensoy, yayınlanan Kahraman Bakkal Süpermarkete Karşı kitabı ile birkez daha Nokta Dergisinin Doruktakiler Ödülünü kazandı.

1992de, İngilizce Bilmeden Hepinizi I Love You kitabı yayınlanan ve yazdığı ve yönettiği, Fikret Kızılokun müziğini yaptığı, Köhne Bizans Operasında oynadı. Ferhangi Şeyler, Sydney ve Melbournede sergilenirken, Güle Güle Godot gösterileri devam etmekteydi.

1993te, yeniden yazdığı Parasız Yaşamak Pahalı oyununu sehneye koyan ve Alper Maral ile birlikte müziklerini yapan Şensoy, Şu Gogol Delisi adlı oyununu Türkçe olarak yeniden yazdı. Avni Dilligil En Özgün Oyun Ödülü alan oyun Derya Baykala, Avni Dilligil En İyi Kadın Oyuncu Ödülünü getirirken, Canan Göknile de, Avni Dilligil En İyi Giysi Ödülünü getirdi.

Güle Güle Godot ve Denememeler aldı iki kitabı yayınlanan Şensoyun, Kahraman Bakkal Süpermarkete Karşı oyunu amatör bir Türk tiyatro topluluğu tarafından New Yorkta sergilendi.

Devam eden Ferhangi Şeyler gösterileriyle, Altın Objektif Ödülüne layık görülen Şensoy bu dönemde, Atv Televizyonunda Kaybet-Kazan isimli bir yarışma programının sunuculuğunu yaptı.

1994 senesinde, kiraladığı bir gemiyi yüzen tiyatroya dönüştüren ve İçinden Dalga Geçen Tiyatro adını verdiği bu geminin tiyatro salonunda, yazdığı ve müziklerini yaptığı, Seyircili Seyir Defteri adlı yönetmenliğini kendi yaptığı oyunda oynayan Şensoy, aynı geminin 2. katındaki barda, gece 24:00den sonra, Kırkambar - Gece Tiyatrosu kabare gösterisini sergiledi. Perdesini Kuruçeşmede açan, daha sonra demir alarak Fenerbahçeye giden bu yüzen tiyatro projesi, Ferhan Şensoya İsmail Dümbüllü Ödülünü getirdi.

Kanal D Televizyonunda, Bağımsız Federe Ferhan Şensoy Televizyonu isimli haftalık bir program yapan Şensoyun Güle Güle Godot adlı eseri, Pariste amatör bir tiyatro topluluğu tarafından Fransızcaya çevirerek, Adieu Godot ismiyle oynanırken, Hayrola Karyola oyunu da, Yugoslavyada Prizren Kültürevi Türk Tiyatrosunda oynandı. Aynı sene Amsterdamda bir Türk tiyatro topluluğu tarafından oynanan Kahraman Bakkal Süpermarkete Karşı ve Parasız Yaşamak Pahalı oyunları daha sonra da, Amsterdam Deneme Sahnesi Topluluğu tarafından sahneye kondu.

Haneler oyununu yeniden yazan ve Antalya Devlet Tiyatrosunda sahneleyen, daha sonra da, Anca Visdeynin Femme-Sujet isimli oyununu, Fransızcadan Türkçeye, Aptallara Güzel Gelen Televizyon Dizileri adıyla çeviren Şensoy, Altın Frekans Ödülünü kazandı.

1995 senesinde, Flash-TVde Akşam Traşı isimli canlı yayın bir söyleşi programına başlayan ve yazıp yönettiği Üç Kurşunluk Operada oynayan Şensoy, yazdığı ve müziklerini yaptığı, Felek Bir Gün Salakken adlı tek kişilik oyununun dünya prömiyerini çarşambada yaparak, bir Anadolu turnesiyle oynamaya başladı. 82 kez Anadoluda sergilenen ve 1.Uluslararası Maşusa Kültür ve Sanat Festivaline katılan oyun, 84. perdesini İstanbulda açtı.

Kanal-D için Boşgezen ve Kalfası isimli televizyon dizisini yazan Şensoy, yönettiği oyunu, o sene Kültür Bakanlığının En İyi Topluluk Ödülünü alan Ortaoyuncularla birlikte oynadı.

1996da, Şensoyun Ferhangi Şeyler adlı oyunu, Stuttgart, Duisburg, Bochum, Berlin, Wuppertal, Köln, Nühnberg, Münich, Frankfurt, Hamburg, Amsterdam ve Zurihde sergilendi.

Kaplama Alanı Dışında isimli film senaryosunu yazan ve Oteller Kitabı adlı eseri yayınlanan Şensoyun, yayınlanmamış kitabı, Gecedesteden Numarasız Sayfalar, Öküz Dergisinde yayınlandı.

Daha sonra Cumhuriyet Gazetesinin haftalık mizah eki Dinozorda yazmaya başlayan ve Güle Güle Godot oyunu Huroman Nevruzovanın çevirisiyle Rusyada yayınlanan tiyatrocunun 1989de onardığı Ses 1885, statik sorunlardan ötürü kapandı. Bu ikinci onarım döneminde Ortaoyuncular, yurt içi, yurt dışı ve İstanbulun değişik semtlerinde turnelere çıktılar.

1997de, Aptallara Güzel Gelen Televizyon Dizilerinin Londrada iki kez sergilenmesinin ardından, Haldun Tanerin, düz yazı, öykü, skeç ve şarkılarından, Haldun Taner Kabare isimli bir oyun kurgulayan ve Derya Baykalın sahneye koyduğu oyunda rol alan Şensoy, o sene 11 Aralıkta, kendisine En Başarılı İletişimciler Ödülü ve En İyi Deneme Yazarı Ödüllerini getiren Ferhangi Şeyler gösterisini 1266. kez sahneleyerek, onarımı tamamlanan Ses 1885i yeniden açtı.

1998de, Falınızda Rönesans Var adlı bir kitabı yayınlanan Şensoy, yazdığı çok Tuhaf Soruşturma adlı oyunun sahneye koydu. Amsterdam ve Brükselde sergilenen Ferhangi Şeyler, 1230. gösterisine ulaşırken, Münih, Köln, Stuttgart, Essen, Frankfurt, Den Bosch, Sidney ve Melbourneda sergilenen Felek Bir Gün Salakken de, 400. gösterisine ulaştı.

1999 senesinde, eşi Derya Baykal için, Şu An Mutfaktayım adlı tek kişilik kadın oyununu yazan Şensoy, Haziran 1999da Ayın İletişimcisi Ödülünün sahibi olurken, Ferhangi Şeyler, Londra, Magosa, Washington, New York, Montreal ve Torontoda sergilenerek 1350. gösterisine ulaştı. CINE-5 için yazıp yönettiği ve müziklerini yaptığı, Ferhan Şensoy T.V. isimli tek kişilik bir televizyon programı hazırlayan Şensoy, Oyun Atölyesinde Steven Berkoffun, Dolu Düşün Boş Konuş isimli oyununu sahneye koydu ve oyunun sahne dekorlarını yaptı.

2000de, Anton çehovun eseri Vişne Bahçesini, çağdaş bir Karadeniz öyküsü şeklinde, Fişne Pahçesu çehov Lazdur Laz Kalacaktur adıyla kendi üslubuyla baştan yazan Şensoy, Ortaoyuncularla sahneye koyduğu oyunun dekorunu da yaptı. O sene, yazdığı, Ferhangi Şeyler 1400. ve Felek Birgün Salakken 450. gösterilerine ulaşan Şensoy, Avni Dilligil En İyi Yönetmen Ödülünü aldı.

2001de, Ortaoyuncularla sahneye koyduğu ve kızları Müjgan Ferhan Şensoy ve Neriman Derya Şensoyun profesyonel oyunculuğa ilk adımı attıkları, Sahibinden Satılık Birinci El Ortaoyununu yazan ve yöneten Şensoy, oyunun dekorunu da kendisi tasarlardı. Bu oyunla Avni Dilligil En İyi Yazar Ödülüne layık görülen Şensoy, Radio Contactda Radyostrofobi adlı bir radyo programı yapmaya başladı.

Aynı sene, Terakki Vakfı Onur Ödülünün sahibi olan ve özgeçmişini yazdığı romanı, Kalemimin Sapını Gülle Donattım yayınlanan Şensoy, kendi yazdığı ve Ortaoyuncularla sahneye koyduğu, Kökü Bitti Zıkkım Zulada oyunununun dekor ve kostüm tasarımlarını yaptı. Tek kişilik Ferhangi Şeyler oyunu Londrada 2. kez sergilenen ve 1447. gösterisine ulaşan ve Unima Geleneksel Türk Tiyatrosuna Hizmet Ödülünü alan Şensoyun, Güle Güle Godot oyununun bir bölümü Adieu Godot ismiyle, Nicole Gagnonun çevirisiyle Fransada, De LAdriatique a la Mer Noire isimli bir oyun antolojisinde yayınlandı. Soyut Padişah oyunu da, Konya Devlet Tiyatrosunda Nur Subaşının rejisiyle sahnelendi.

2002de, Ortaoyuncularla sahneyi paylaştığı, Kahraman Osman isimli oyununu yazan Şensoy, Rum Memet isimli öykü kitabının yayınlandığı 2002 senesinin Kasım ayında, Biri Bizi Dikizliyor adlı oyunu yazdı. Ortaoyuncularla beraber oynadıği oyunun dekor ve kostümünün tasarımını da yapan Şensoy, o sene Sanat Kurumu En İyi Yazar Ödülü ve Afife Jale - Muhsin Ertuğrul Ödülünün Sahibi oldu.

Şensoyun, İngilizce Bilmeden Hepiniz I Love You adlı kitabı, Nicole Gagnon tarafından Fransızcaya çevrilerek, Montrealde Fransizca Türkçe olarak, Bizim Anadolu Dergisinde, parçalar halinde yayınlandı. Ferhangi Şeyler, Amsterdam ve Rotterdamda da sahnelenerek, 1495. gösterisine ulaşırken, Felek Bir Gün Salakken adlı eseri de, 496. gösterisine ulaştı.

2003te, Beni Ben mi Delirttim isimli oyunu yazan Şensoy, bu oyunda sahneyi, Ortaoyuncular ekibinden Elif Durdu ve Ali çatalbaş ile paylaştı. Kabaremajör adıyla bir kabare gösterisi yazan Şensoy, daha sonra yazdığı Dün Gece Ormanda çok Komik Bi Şey Oldu adlı gösteriyi, Ortaoyuncularla Maslak Park Ormanda, özgün bir ortamda sahneye koydu.

Kitaplık Dergisinde denemeler yazmaya başlayan Şensoy, Ferhantoloji adlı bir kitapta kendisine ait tüm eserlerinden seçtiği çeşitli parçaları topladı.

2004te, Tayfun Güneyerin Şans Kapıyı Kırınca adlı filminde rol alan oyuncu, Ortaoyuncularla sahneye koyduğu, dekor ve kostümünü yaptığı ve oynadığı Uzun Donlu Kişot isimli bir oyun yazdı. Aynı sene, Derya Baykaldan boşanan Şensoy, yönetmenliğini Mert Baykalın yaptığı, senaryosu kendine ait olan, Pardon isimli filmde oynadı. Türsak Onur Ödülünün sahibi olan Şensoy, Fevzi Tunanın yönettiği, Aktör Eskisi isimli televizyon filminde rol aldı. Viyana, Brüksel, Rotterdam, Arnem ve Almelodakiler dahil 1530 kez sahnelenen, Ferhangi Şeylerin ve 506. kez sahnelenen Felek Birgün Salakkenin yazar yönetmen ve oyuncusu Şensoy, o sene Nokta ve Doruktaliker Ödüllerinin sahibi oldu.

2005te, Eşeğin Fikri, Hacı Komünist ve Elveda SSK adlı üç kitap yayınlayan Şensoy, Deneme Sahnesi 35. Yıl Ödüllerinde, En İyi Erkek Oyuncu Ödülünün sahibi oldu. Eski oyunlarından, Kiralık Oyunu, Ortaoyuncuların 25. yılı dolayısıyla tekrar sahneye koyan Şensoy, aynı sene, Nasrettin Hoca Altın Eşek Gülmece Ödülünün de sabibi oldu. Beni Ben mi Delirttim adlı oyunu, Insbruck ve Bregenzdekiler dahil olmak üzere, 203. kez sehnelendi.

2006da Pardon filmiyle en iyi senaryo ödülüne sahip olan ve kendi yazdığı Aşkımızın Son Durağı isimli oyununu, Ortaoyuncularla sahne koyan Şensoyun, Beni Ben mi Delirttimi, Sydney ve Melbourneda da gösterilere başladı.

1980 yılında, oyuncu Derya Baykal ile evlenen Şensoyun, bu evlilikten, 1989 doğumlu Müjgan Ferhan ve 1990 doğumlu Neriman Derya Şensoy adlı iki kızı oldu. çiftin evlilikleri, 2004 senesinde sona erdi.

Ana Sayfaya Git
  • ©Copyright 2024 | Tüm Hakları Saklıdır