Afganistan'da DEAŞ saldırılarında hayatını kaybeden baba-oğulun ailesi yardım bekliyor

Kandahar

Terör örgütü DEAŞ intihar bombacılarının, 8 Ekim'de kuzey vilayetlerinden Kunduz'da Şii camisine düzenlediği saldırıda hayatını kaybeden 28 yaşındaki İzzetullah Recebi ile 15 Ekim'de güney vilayetlerinden Kandahar'da Şii camisine düzenlediği saldırıda yaşamını yitiren babası Nimetullah Recebi'nin yakınları acılarını AA muhabiriyle paylaştı.

Kandahar'da yaşayan Recebi ailesinin üyesi, tarım ilaçları satan İzzetullah Recebi iş için Kunduz'a gitti.

8 Ekim'de cuma namazını kılmak için Kunduz'da Şiilere ait Sayed Abad Camisi'ne giden Recebi, namaz sırasında düzenlenen DEAŞ saldırısında hayatını kaybetti.

Evli ve 3 erkek çocuk babası İzzetullah Recebi'nin yasını tutan ailesi, bir hafta sonra diğer ölümle sarsıldı.

İkinci saldırıda baba hayatını kaybetti

Baba Nimetullah Recebi, 15 Ekim'de, Kandahar'daki evinden çıkıp bir hafta önce kaybettiği oğlu İzzetullah'ın büyük oğlu 13 yaşındaki Meysem Recebi'yi de yanına alarak cuma namazı için merkezde bulunan Şiilere ait Fatımiyye Camisi'ne gitti.

Kunduz'daki olaydan bir hafta sonra burada düzenlenen DEAŞ saldırısında Nimetullah Recebi hayatını kaybetti, Meysem Recebi ağır yaralandı.

Yedinci sınıf öğrencisi Meysem, vilayetteki Mir Veyis Hastanesinde yaşam mücadelesi veriyor.

Doktorların, komada olan Meysem'den umutsuz olduğunu belirten aile, tedavi için gerek Taliban'dan gerek uluslararası toplumdan yardım bekliyor.

Aile, özellikle son yıllarda işlerinin kötüleştiğini, ekonomik durumlarının kötü olduğunu belirterek sesini duyurmaya çalışıyor.

Ayrıca aile, Taliban yönetiminden ülkedeki güvenliği sağlamak için çaba sarf etmesini istiyor.

Patlama, kardeş Recebi'ye 10 metre mesafede gerçekleşti

Nimetullah Recebi'nin kardeşi, İzzetullah Recebi'nin amcası Abdulrezzak Recebi de saldırı anında Kandahar'daki camide olduğunu ve patlamanın kendisinden 10 metre mesafede gerçekleştiğini söyledi.

Camide iki kardeşi ile bir amcasının da olduğunu kaydeden Recebi, patlamada kendisinin zarar görmediğini ancak amcasının da yaralandığını ifade etti.

Olayda ağabeyini kaybeden Recebi, saldırının ardından yaşadıklarını şöyle anlattı:

"Nimetullah'ı battaniyeye koyup avluya getirdim. Çıkış kalabalıktı. Arka kapıdan çıkarıp Çınaya Hastanesine acil servise götürdüm. Dışarı çıkmam söylendi. Bir süre sonra odanın kapısı açıldı ve Hacı Nimetullah'ın şehit olduğunu öğrendim."

Yaralılardan bazılarının İran'a götürüldüğünü ifade eden Recebi, doktorların komada yaşam mücadelesi veren Meysem Recebi'den yaşam umudu olmaması nedeniyle onu götürmeyi reddettiğini söyledi.

İlk patlamada hayatını kaybeden yeğeni İzzetullah Recebi'nin cenazesini Kunduz'a gidip Kandahar'a getirdiğini aktaran amca Recebi, "Öylece kaldık. Söyleyecek bir şeyimiz de yok." dedi.

Ağabeyi ve yeğenini birer hafta arayla patlamalarda kaybeden Recebi duygularını şu ifadelerle anlattı:

"O an ne tarafa gideceğimi bilemiyordum. Bu sahneleri görmektense ben şehit olsaydım daha iyi olurdu. Öyle olsaydı daha rahat olurdu ve bu sahneleri görmezdim. Ekmek ve yoğurt ya da ekmek ve ayran yiyerek günümüzü geçirmeye razıyız. Ancak güvenlik olsun barış olsun, mutluluk olsun. Bu yeter."

Kuzeniyle beraber büyüdü                                         

Kunduz'da hayatını kaybeden İzzetullah Recebi'nin amcasının oğlu 28 yaşındaki Hasan Can Recebi, kuzeni İzzetullah'la beraber büyüdüğünü, onunla birçok anısı olduğunu söyledi.

Kuzeninin ölüm haberini aldığında inanamadığını kaydeden Recebi, "Çok samimiydik. Sporu severdi. Futbol oynardık. Her yere beraber giderdik. Okulda aynı sınıftaydık. Yan yana otururduk. İzzetullah'ın çocuklarını gördüğümde sanki İzzetullah'ı görüyorum. 3-4 gündür eve gitmiyorum. İzzetullah'ın hastanedeki oğluna refakat ediyorum." diye konuştu.

İzzetullah Recebi'nin 29 yaşındaki ağabeyi Ahmed Ziya Receb ise şu an işsiz olduğunu; kardeşinin eşi ve 3 çocuğunun geçimini de kendisi üstlenmek zorunda olduğunu söyledi.

Recebi, annesi, İzzetullah’ın eşi ve 3 çocuğu, kendi eşi ve 4 çocuğu ile evde 11 nüfusu geçindirecek ekonomik durumunun olmadığını kaydetti.

Kaynak: Diyarbakır Söz