Hepatit B ve Bitkisel Tedavi!

Değerli okurlar anladığım kadarıyla konu alternatif tıp olunca siz değerli okurlar konuya daha da bir ilgilenir oluyorsunuz. Son birkaç günde konu ile ilgili çok sayıda elektronik posta aldım. Hastaların bir kısmı alternatif tıbba karşı olmamın nedenini sormaktalar. Aslında yazımda yanlış anlaşıldığımı fark ettim. Alternatif tıp için kullanılan bir takım bitkilerin etkinliği ve güvenirliği konusunda ciddi sıkıntılar olduğunu düşünüyorum. Bunun sebebi de içeriklerinin yeterince araştırılmamış olması ve bunların rastgele insanlara uygulanıyor olmasından dolayıdır.

Hepatit B hastalığı akut ve kronik seyir gösteren bir hastalıktır. Akut formunda hastalık hiç hissedilmeden iyileşebildiği gibi, birkaç hafta devam eden seyirle hafifi belirtilerle iyileşebilmektedir. Bu süreç genelde 4-8 hafta olarak tanımlanabilir. Ancak hastalık 6 aydan fazla sürede bir kişinin kanında ve karaciğer de tespit edilirse artık kronikleşmiş anlamındadır. Hastalığın kronikleşmesi ortaya çıkarabileceği sonuçlar açısından takip edilmesi gereken bir durumdur. Çünkü kronikleşmiş hepatit B hastalığı siroz veya karaciğer kanserine sebep olabilir. Burada okuyucularımıza şu hususu önemle vurgulamalıyız. Tüm kronik hepatit B formları siroza veya karaciğer kanserine sebep olur demiyoruz. Sebep olabilir deniliyor. Hastalığın seyrinde kronikleşme olasılığı bakımından çocuklar daha riskli grupta görünmekte. Çünkü yeni doğana doğum sırasında bulaşan hepatit B nin kronikleşme olasılığı % 90 dır. Yine 1-5 yaş arasında alınan hepatitin kronikleşeme olasılığı %30 dur. 5 yaşından sonra ise bu rakam % 7 lere kadar geriler.
Sarılık bulguları olan akut viral hepatitli bir hastada veya bir kronik hepatit B hastasında, yeme ve içme konusunda nasıl bir yol izlenmelidir? Bu tür hastalar bana uğradıklarında ilk sordukları soru genelde budur. Hocam! Yeme ve içme konusunda neye dikkat etmeliyim? Genelde bu tür sorulara "Alkolü ve gereksiz ilaç kullanımını kesinlikle önermiyorum. Ancak yemek konusunda istediğiniz her şeyi yiyebilirsiniz. Bal ve pekmez yemenizin hastalığın seyri açısından size hiçbir faydası yoktur." şeklinde cevap vermekteyim.

Tabi hastalar ve yakınları bal ve pekmez tüketiminin toplum ve özellikle hekimler tarafından (!) da önerildiğini vurgulamaktadır. Şimdi size soruyorum; bir virüs (mikrop) vücudunuza yerleşip karaciğerinize zarar vermektedir. Bal ve/veya pekmez yemenin ne gibi faydası olabilir? Hadi olduğunu varsayalım o halde niye hala Dünyada 350-400 milyon insan Kronik Hepatit B açısından takip edilmekte ve tedavi görmektedir. Peki dünyada niye her yıl 1 milyon insan HBV’ye bağlı siroz ve Karaciğer kanserinden hayatını kaybetmekteler. Bunlara da bal ve pekmez verelim düzelsinler… Yada diyet verelim, sizce bu durum mantıklı mı? Maalesef dünyanın her yerinde bu tip kronik hastalıkların seyrinde görev alan "Umut Tacirleri" vardır. Dilinin altını kesenler, kulak arkası kesenler, çeşitli bal ve pekmezleri tedavi amaçlı önerenler gibi. Burada yanlış anlaşılmak istemem bal ve pekmezi bende sever ve tüketirim ancak bu durum besleyiciliğinin ötesinde tedavi edici bir anlayışla algılanmasına karşıyım. Bu konu bu kadar basitse herkes bal yesin "HBV" bağlı bir karaciğer hastalığı da olmasın derim…

Bu konu ile ilgili öneri ve yorumlarınızı almak isterim…