BAYKAL'IN KEFALETİ DARMA DUMAN OLURSA

CHP si genel Başkanı Baykal dün Meclis gurubunda yaptığı konuşmada gayet iyi pörformans sergiledi. Taki Genelkurmay Karargahında hazırlandığı söylenen İrtica ile Eylem Planı belgesine gelene kadar.

Biliyorsunuz bu belgeyi Islak imzalı/gerçek metin/ olarak Ergenekon Savcılarına gönderen Muvazzaf Subay, belgenin hazırlanmasına CHP den önemli kişilerin gelerek destek verdiğini söylemişti.

Baykal belgenin işte bu kısmına dayanarak atışlarını sürdürdü.

"Böyle bir belgenin hazırlanmasına CHP sinin destek verdiğini söylemenin, böyle bir iddiada bulunmanın, belgenin geçersizliğinin en önemli delili olduğunu, olayın sulandırıldığını ve bu itibarla Deniz Kurmay Kıdemli Albay Dursun Çiçek’in hazırladığı belgenin sahte bir belge olmaktan öteye geçmeyeceğinin anlaşıldığını, çünkü CHP sinin asla böyle bir şeyin içerisinde olmadığını, kefilinin de kendisi olduğunu"söyleyerek hükmünü verdi.

Yani Sayın Baykal dedi ki, ben bir şey söylüyorsam , ben bir şeye kefil oluyorsam, bana kesin olarak inanın.

Baykal dediği gibi Millette bir duygu oluşturmuş, güven vermiş olsa idi, elbette oy oranı % 20 ler seviyesinde kalmazdı. Onun bu oranın bir türlü üstüne çıkamaması,şimdiye kadar Millette yeterli güveni/itimadı/ oluşturmamasından başka anlamı olabilir mi?

Baykal gurubuna konuşma yaptığı sırada , Adli Tıp Kurumu tarafından Dursun Çiçek’in hazırladığı eylem planı altındaki imzanın kendisine ait olduğu belirlenmişti.Onun böyle bir gelişmeden habersiz olarak konuşma yaptığını düşünmemiz imkansız. Kendisi de bir hukukçu olan Baykal’ı bu teknik bilgiyi yok saymasına götüren sebep ne olabilir? O bu kadar açık bir geçreği nasıl "yalan" olarak değiştirebilir, böyle bir algılamayı yaratma çabasına nasıl girebilir?

Giriyor işte yapacak bir şey yok.

Baykal bu konu ile ilgili açıklama yapar iken CHP lilere biçilen rolün yalan olduğu gerekçesine dayanıyor ve işin kefilinin kendisi olduğunu söylüyordu.

Ancaaaak bütün bu açıklamalar sırasında Baykal Psikolojik olarak çok sıkıntılı idi. Ve gurubu da bu esnada, kendisine alkışları ile destek vermiyordu.

"Ya bu ihbar mektubunu gönderen adam gizli tanık sıfatı ile ortaya çıkar , Savcılara ifade verir ve ardından yer, gün , saat belirtirek CHP ileri gelenlerinin isimlerini bir bir fahş ederse,söyledikleri,Karargah giriş defterindeki kayıtlar ile sabit ise,o zaman ne olacak" diye duydukları endişe mi bu sıkıntıyı yarattı demeden kendimi alamadım.

İhbar mektubu gönderip, Islak imzalı belgeyi ortaya çıkaran, bunu Savcılara gönderip doğruluğunu kanıtlayan kişi, çağrılıp ifade vereceğini bile bile yersiz ve haksız bir biçimde CHP lileri işin içine katma gafletini gösterir mi? Sizin buna aklınız eriyor mu?

Adam Genelkurmay Başkanlığına gelme şansı olan kişiyi dahi ele verir iken, CHP lileri mi koruyacak?

Bir de bu isimlerin fahşolduğunu düşünün, o zaman Baykal bu kefaletini nereye koyacak? Hadi bir adım daha atalım, ismi fahşolup, büyük cezai yaptırımlar ile karşı karşıya kalan Milletvekili konumunda olması muhtemel CHP liler (böyle bir durumda Parlamento dokunulmazlıklarını derhal kaldırır) yargı önüne çıkıp ,  bizim bu eylemimizden Baykal’ın haberi vardı derlerse…Kefalet derman duman olur. El hasılı Ergenekon Avukatılığı Baykal’a çok pahalıya mal oldu/oluyor,CHP si başta olmak üzere Bakyal ve partinin  kimi ileri gelenlerini dramatik sonuçlar beklilyor.

                                      BİR YAŞIMIZA DAHA GİRDİK.

Ak Partiyi ve Fethullah Gülen Cemaatini yok etmeyi hedefleyen irtica ile eylem planını hazırlayan Dursun Çiçek’in Avukatı,kişilerin ıslak imzalarının dahi taklit edilebileceğini beyan eden bir yazılı açıklama yapmış.

Elinizin mahsulü olan yüzlerce imza ile mukayese edilen, tersim tarzı, işlerlik biçimi, yan ve düz hatların seyri gibi metotlarla hiçbir şüpheye yer bırakmayacak biçimde Adli Tıp Kurumunun verdiği raporla size ait oluduğu belirlenen bir imzanın sahte olduğunu söylemeniz karşısında, Mahkemeler peki olabilir , sen doğru söylüyorsun mu diyecekler?

Mahkemelerin ,Avukat bey doğru söylüyor, o böyle söyledikten sonra biz ikna olduk deme şansları var mı? İmza incelemesi, Hakimlerin bilgi ve mesleki becerileri ile çözebilecekleri bir konu olmadığından, Adli Tıp Kurumunda gelişen büyük teknik araçlarla tespitler yapılıyor, raporlar hazırlanıyor ve buradan gelen sonuçlara göre Mahkemeler karar veriyor.

O bakından Dursun Çiçek’in Avukatının böylesine ipe sapa gelmez bir beyanda niçin bulunduğunu , anlamıyor değiliz. Kurt kapanda.

                                                     EYLEM PLANLARI

Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Hasan Iğsız’ın talimatı ile hazırlanan eylem planı uyarınca "masum insanların ev ve işyerlerine silahlar konulsaydı,ardından , gördünüz mü, bu kadar masum zannettiğiniz Fethullahçılar yakın zamanda memleketi kana bulayacaklardı, ülkeyi şeriat düzenine sokacaklardı, memleketin ve milletin birlik ve bütünlüğünü bozacaklardı, ülkemizin göz bebeği ordumuz ile halkı karşı karşıya getireceklerdi, biz onları uzun zamandan beri takip ediyor ve her türlü tedbirimizi alıyorduk, zamanı geldi işe vaziyet ettik , Şerefli Türk Ordusu elinde kalan bu son mukaddes toprak parçasına kasdedenleri bir anda yakaladı, heveslerini kursağında koydu,bu arada aziz milletimizin sağduyu sahiplerinin oyları ile iktidara gelip, Ilımlı İslam adı altında yine şeriat düzeni getirmek isteyen, büyük Atatürk’ün yurtta sulh, cihanda sulh özdeyişi ile ülkeye sağladığı iç barışı bozma çabasında olan , Cumhuriyetimizin temel dinamikleri olan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletini ortadan kaldırmaya yönlik gayretler içerisindeki AKP( onlar böyle söylüyor) iktidarını al aşağı etmek, bu yaptıklarının hesabını vermek görevimizi başarı ile yerine getirdik" deselerdi, yani bu plan deşifre edilmese idi, bu memleket için gerçekten iyi olurmuydu?

Onların bahsettiği hususların hiçbirisinin gerçek olmadığı şu anda ortada.

Ne Fethullah Gülene yakınlığı ile bilinen kişilerin ev ve işyerlerinde silahlar var ve ne de onların böyle bir şeye zerre kadar niyetleri. İş güçleri memleketi ilim, irfan, bilim, teknik, fen alanında ileri seviyelere getirmek olan bu insanlara neden böyle iftiralar atılmaya çalışılıyor, anlamıyorum. Ya Ak Partinin ılımlı islam adı altında şeriatı getirmeye çalıştığı isnadına ne diyeceğiz? Ak Parti 7 seneden beri iktidarda. Ben Türkiye’nin demokrasisinde de, Laik Hukuk düzeninde de en küçük bir sapma ve değişiklik görmedim. Buna yönelik bir çabaya da rastlamadım.

Haydi bakalım.

Cumhuriyet Bayramanız Kutlu Olsun.