SOKAĞI DİNLEYEBİLSEK Mİ?…

Ama nerdeee dinleyen?.. Vaki mi hal-i hazırda, ahaliyi dinleyen, dinlemek isteyen?.. Ne mümkün?.. Yok.. Ya da, derdine derman olmak değil de bir hal-hatır gayretiyle hayırdır de hele ne istiyorsun, derdin ne diyen var mı?!.. O da, yok!…Eee, sokağı dinlemesi gerekenler bile ıraklaşan bir tavır içerisinde, köşe-bucak kaçıyorsa; söylenebilecek bir söz kalır mı?!.. İktidar da, muhalefet de aynı rotada yol yürüyorlar!…

***

Sokak, bugün hiç olmadık kadar maddi ve manevi yönde çile çekiyor!?. Dertli, kırgın, gergin ve de öfkeli şekilde hayatın havasını soluyor.. Fecaat bir yaşamın girdabında boğulmama adına enva-i hal içerisinde çabalıyor!.. Esnafından, iş adamına, memurundan işçisine, emekliden, yetim ve öksüzüne kadar!.. Çiftçisinden, şehirlisine, herkes sosyo-ekonomik kulvarda yaşadıklarına karşı burnundan soluyor..

***

Huzursuzluk egemen.. Açlık, yoksulluk, geçim derdi sıra dışı!… Milli mücadele harbi gibi, bir savaş var hayat pahalılığına karşı!.. Çarşı, pazar, manav, market, kasap!.. Yoksulun temel gıda maddesi ekmek bile artık ulaşılmaz lüks tüketim gıdanın kervanına katıldı!.. Yakala yakalayabilirsen.. Bilaistisna etiket enflasyonuyla kırıp geçiyor!.. Dün 20 liraya alınan, bir gün sonra, 25-30 lira.. Zam furyası egemen!..

***

Sabit gelirliye bakalım!.. Yüzde 80’i yoksulluk sınırının altında!.. Ki emekli, asgari ücretli.. O da, yoksulluğun değil, açlığın, sefaletin sınırının altında, inim inim inliyor.. Yoksulluk sınırı 94 bin, açlık sınırı 40 bin.. Kaldı ki, artık asgari ücret sivil ve kamuda, sabit gelir olarak kabul edici noktada ki, açlığın bile iki katı altında!.. Sınır ölçüsünde, ahalinin yüzde 70’ini kapsıyor!. Hepsinin attığı çığlık geçinemiyoruz!..

 

***

Önceki gün, emekli İzzetin Kaya aradı.. Kendisi müdavim okurlarımdan.. Eğitimci.. Veryansın etti.. Seçilen ve atanmışlar noktasında, sistemin mekanizmasında, bulunan zat-ı muhteremlere tepkili!.. Tabi ki biz de, bari siz bizi görün diyerek nasiplendik.. Emekli emeklinin derdinden anlar kabilinde, konuştuk.. O da, ortaya koyduklarımız karşısında, okumamışım deyip, sen de haklısın derken, gördüklerini anlattı!..

***

“Hilaf yok, Ömer bey… Semt pazar bizim evin hemen, dibinde.. Pazar kurulduğu gün dışarı çıkmamız mümkün değil.. Her taraf tezgah dolu.. Sokak trafiğe kapalı.. Önce itiraz ediyorduk, artık yok.. Ama buraya akşam saatlerinde sizin gelip görmeniz gerekir;  çürük, çöpe atılacak sebze ve meyvelere kimler nasıl hüküm ediyor.. Öyle bedava değil, ayıklayıp, tartıyorlar öyle satın alınıyor.. Niye, fiyatı biraz ucuz diye!..

***

Bir de pazarın kapanmasına yakın saatlerde, gelenler var.. Öyle insanlar var ki, yüzlerini kapatıp, tanınmamak için, gayret ederek çöpleri karıştırarak sebze ve meyveleri ayıklıyorlar.. Manzara insanın içini yakıyor.. Bizim seçtiğimiz milletvekilleri nerede?. Gelsinler pazara yüzleri var ise.. Bizi yönetenler bunu görmüyor mu?!.. Allah billah için bari siz yazın, görsünler, duysunlar?.. Bir lokma için, artık insanlar birbirini boğazlıyorlar..! Yazık, günah!..

***

Ne yazık ki, Diyarbakırımızın bir çok semtinde vaziyet aynı. Kaldı ki, ülkenin dört bir yanında yürekleri dağlayan böylesi yaşam egemen kılıcı şekilde, vaki!. Ki salt İzzet’ten gelen bir tepki değil bu geçinemiyoruz feryadı.?. Günde yüzlerce mesaj, e-mail ve sosyal medya hesabından yorumlar alıyorum!.. Ne olacak bu yoksulluk açlık ve sefalet halimiz. Bizi dinleyen kimse yok mu sorusu soruluyor bize?.

***

Yazmıştım eskiden orta direk diye bir katman vardı.. Ama artık o da yok.. Var olan çok zengin, var olan çok fakir.. İkisinin arasında uçurum farkı cudi dağı kadar, var.. Ekonomist dostun ifadesiyle, son 5 yıl içerisindeki enflasyon canavarı ve serbest piyasa ekonomisi adı altındaki fahiş etiket enflasyonuyla bütünleşen ekonomideki dengesizlik orta direğe diz çöktürdü,  mum gibi onu eritti..

***

Gözler hal-i hazırda, TÜİK’in Aralık ayı enflasyon rakamlarını açıklamasında!. Ve toplumun ekseriyetini ilgilendiren, Asgari Ücret görüşmeleri de pür dikkat takip ediliyor.. İşçiyi temsil etmeyen Asgari Ücret görüşmeleri sona erdi.. Çıkan rakam 28 bin 75 lira.. Gel de geçin!..

***

Velhasıl!.. Sokağın en can yakıcı gündemi, yoksulluk ve de gelir dağılımındaki adaletsizliktir.. İşte bu girift durum huzur bulup, çözüme kavuşmadığı sürece!.. Bilmeliyiz ki, haktan, hukuktan, adaletten, eşitlikten, güvenden, istikrardan, barıştan, mutluluktan, kardeşlikten dem vurmamız mümkün değil.. Sağlık, sıhhat vaki olmaz, eğitim ve öğretim de, kör topal sakat mahkumiyetinden, kurtulmaz!..

***

YANIT HAKAN FİDAN..

Sosyo-ekonomi bizi boğdu, biraz siyasete takılalım sinir harbinden uzaklaşma adına.. Ki, dünkü yazımın son bölümüne dair fikri takibi sürdürelim.. Yazıda sormuştum, “Erdoğan sonrası kimi AK Parti Genel başkanı olarak görmek istersiniz” diye.. 

***

Ve şu isimleri, önermiştim?..  Hakan Fidan.. Selçuk Bayraktar.. Bilal Erdoğan. İbrahim Kalın.. Süleyman Soylu..  Numan Kurtulmuş.. 

***

Peki yoruma gelen yanıtlar ne ölçüde.. Veriler yüzde 60’ı Erdoğan sonrası için, Hakan Fidan’ı önerirken, küçük damat Selçuk Bayraktar’ı önerenler de hatırı sayılır.. Özellikle gençler, benimsiyor!..

***

Neyse!.. Bizdeki mini bir anket oldu.. Ama önümüzdeki günlerde araştırma şirketleri buna dair yoğun bir kafa yorucu, trafiğe gireceklerini söyleyebilirim.. Çünkü, Ak Parti kulisleri hareketli!..

***

GÜNÜN SÖZÜ..

Açlıktan midesi guruldayanın, yaşam kulvarı savaş meydanıdır!..

***