BİR MİLYAR DOLAR
Bir Milyar Dolar çok büyük para. Eski Tl cinsinden bir buçuk katrliyon ediyor. Bu para ile neler yapılmaz ki.
Bu para ile İstanbul veya Çanakkale boğazına , hemen hemen yeni bir köprü yapabilirsiniz
Tanesi 50 Milyon Dolara malolacak 20 sanayi tesisi kurabilirsiniz. Buralarda onbinlerce insan çalıştırırsınız.
Benim hep olmasını arzuladığım, Şanlıurfaya kadar yapımı devam eden/şimdi bitti herhalde/ otoyolun, Diyarbakır üzerinden İran’a kadar uzatılmasını sağlayabilirsiniz…
Finansmanının temininde çok güçlük çekilen Ilısu Barajının yarısını bu para ile bitirirsiniz…
Silvan Baraj projesine start verilmesi için en önemli bir kaynak elinizde olur…
Peki ne olmuş bu bir milyar dolara.
Sen neyin derdindesin diyenlerin, haberi atlamamış olmalarını umarım.
Sayın Başbakan bugün Rusya’da olacak.
Tabii Rusya ile olan görüşmelerin ana temasını enerji konusu oluşturacak.
Nabucco projesine Rusyanın tedarikçi ülke olarak katılımı, Mavi Akım projesine eş yeni bir akım hattının teşkili, Azerbaycanın Hazar Denizinin Şah denizi bölümünden çıkaralacak doğalgazın Bakü Tiflis Ceyhan hattından Akdenize aktrımında yaşanan sorunların çözümü gibi konular ele alınacak.
Bu görüşmelerde Ermeni-Azeri ihtilafı, Dağlık Karabağ’ın statüsünün belirlenmesi, bir milyondan fazla azeri kaçkının/göçmenin/ hala devam eden dramı,AGİT MİNSK gurubu üyesi de olan Rusya’nın bu konuda daha aktif rol üstlenmesi, elbette gündeme gelecek.
Ama benim gördüğüm kadarı ile bu görüşmelerde en önemli konu,Rusya’dan Türkiye’nin aldığı/daha doğrusu alamadığı/doğalgaz bedelinden kaynaklanan Bir Milyar Dolar’ın nasıl ödeneceği.
Biliyorsunuz Mavi Akım Projesi Mesut Yılmaz’ın Başbakanlığı döneminde başlatıldı ve kısmen gerçekleştirildi. Ondan sonra gelen Hükümetler döneminde de bu anlaşma detaylandırıldı.
Ülkeler arasındaki ilişkilerde devamlılık esas olduğundan ve Türkiye’nin de doğal gaz ihtiyacı bulunduğundan, kimse bir çırpıda bu anlaşmaları rafa kaldıramadı.
Ancak ortaya çıkan ihtilaflar üzerine , Mesut Bey dönemindeki anlaşma üzerinde çeşitli revizyonlar yapılarak bugüne gelindi.
Dünya ülkeleri ile olan doğal gaz /petrol dahil/anlaşmalarda genel olarak "Take Off and Pay" yani "al veya öde" kuralı uygulanıyormuş. Ya almayı taahhüt ettiğiniz gazı alacaksınız veyahutta almadığınızın bedelini ödeyeceksiniz…
Burada Arz Talep konusu gündeme geliyor.
Siz bir tüccarsınız. Üretici firmaya diyorsunuz ki, bana on bin tane kazak üret. O da "bak ben 10 bin kazağı üretirim, ama bunların tamamını alman koşulu ile. Eğer yarın bir gün ben kazakları almam dersen, bu mal elimde kalır, bunu kimseye satamam .O zaman almadığın malın ceremesini sen çekersin, tamam mı"? diyor. Tamam dediğin anda her şey olup bitiyor. Tonganın altına girmiş oluyorsunuz.
Şimdi işte Türkiye böyle bir handikap ile karşı karşıya.
Rusya’dan bu yıl almadığı gazın bedeli olarak bir Milyar dolar ödemesi gerekiyor.
Yukarıdaki kazak örneği buna tam uydumu bilmiyorum. Gaz denilen şey toprağın altında. İhtiyaç duyuldukça siz gazı pompalıyorsunuz. Elinizde ihtiyaç fazlası biraz gaz kalsa bile hem üretici ülkelerde, hem de tüketici ülkelerde bunun depolandığı alanlar var. Özellikle üretici ülkeler bakımından büyük bir KAYIP SÖZ KONUSU değil.Ona rağmen bu tür anlaşmalara almazsan ödersin kuralının konulması, üretici ülkelerin bir dayatması gibi geldi bana.
Aslında bu sadece Türkiye’nin problemi değil. Bu , petrol ve türevlerini üreten ülkelerin ,tüketici ülkelere karşı bir nevi sömürü aracı olmuş.
Sırf bu problemin çözümü için, uluslar arası bir konferans bile düzelnense,yeridir.
Bilindiği üzere Türkiye aynı sorunu İran ile de yaşadı. Orada bu sorun nasıl çözüldü, bilmiyorum. Hatırladığım kadarı ile İran’lılar satmadıkları gazın bedelini Türkiye’den almaktan vazgeçtiler.
Rusya böyle bir kıyak yapar mı?
Çünkü konuyu Enerji Bakanlığı yetkililerinden araştırdığımda, Bakanlar düzeyinde yapılan toplantılardan bir sonuç elde etmek mümkün olmamış.
Şimdi Sayın Başbakan Rusya’ya gidiyor. Bu konuyu özellikle Başbakan Vlademir Putin ile görüşecek. İnşallah almadığımız gazın bedelini ödemekten kurtuluruz ve ben burada o müjdeyi size vermiş olurum. Çünkü bu para hepimizin cebinden çıkıyor ve miktar olarak da çok büyük.
Türkiye’nin 3,5 Milyon Devlette çalışanı var. Rusya’ya almadığımız doğal gazın karşılığı olarak ödememiz gereken bedel, kasamızda kalsa idi, her bir çalışanımıza yıllık olarak 400 lira ek ödeme yapma imkanı bulurduk.
Çalışan insanlarımızın bir yılda 400 lira ek harcama yaptıklarını düşünün, piyasalar tahminlerin ötesinde canlanır,harcama yapılacağı bilindiğinden üretime hız veriler,esnafın çok şikayet ettiği nakit sıkışıklığının önüne geçilirdi.
Kriz döneminde bir çok fabrika bacalarını kapattı. Krizen etkisi ile evlerde her zamankinden daha az doğal gaz kullanılır hale geldi.
İşte tam da bu ortamda doğalgaz fiyatlarına zam yerine indirim yapılarak, Rusya’ya boşu boşuna ödenecek bir Milyar Dolarlık gaz ,halka arz suretiyle dolanıma girseydi, üretim yolu ile artık değer elde edilseydi, nasıl olurdu? Rusyaya bedava bir milyar dolar vereceğimize, halkımıza ucuza üretim aracı ve ısınma temin etmek daha akıllıca bir iş olmazmıydı?
Neyse olan olmuş, Sayın Başbakan bugün Rusyada.Almadığımız doğal gazın bedelinin ödenmemesi için gayret gösterecek. Bu konu gerçekten çok önemli.
Kendileri ile görüştüğüm Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yetkilileri, Sayın Başbakanın Rusya seferinden bu konuda başarılı olarak dönmeyi beklediklerini söylediler.
Biz de bekliyoruz.
Gezilerin anlamı bu.
Yazarın Önceki Yazıları