KALDIRIMLARA KİM EGEMEN?..

Çile bülbülüm çile türküsü kadar acıklı şehir hayatını çekilmez kılan Trafik sorununu dün kaleme almıştım.. Tepkiler yüksek.. Ki sosyal medya hesabında yapılan yorumlar görülüyor.. Ne yazık ki trafik kadar, şehrin kangrenleşen diğer bir sorunu da; kaldırım işgalleri.. Kaldırım hakkı kimde derseniz, yanıtım meçhul!?.. Çünkü o hak, yaya da olmuş olsaydı, bu kadar şikayet gelmezdi? 

***

Kent ahalisinin bilaistisnası herkes şikayetçi.. Ki yaz kış aynı; dert var.. Biz de gelen şikayet ve tepkileri dile getirmekte dilimizde tüy bitti dedirtiyor?! Son bir kaç haftadır, yoğun şekilde Sur ve Bağlar ilçesi ile Yenişehir’in Ofis bölgesinden mesajlar alıyorum; Yeter artık, kaldırımlara kim egemen diyorlar!?..

***

Elbette ki, kaldırımlara egemen olması gereken vatandaş!. Yani yaya!.. Bu bir hükümdür.. Kayıtsız, şartsız, amasız ve fakatsız, kaldırımlar yayalara ait, onların yürüme alanıdır.. İşgali söz konusu olamaz.. Halka tahsisinde tek yetkili de, o bölgenin yerel yönetimidir!.. Ki o da Belediyelerdir!..

***

Hal böyleyken, kadim şehirde kaldırımlar ne yazık ki yayaların kullanımı dışında, bir çok kişi, esnaf, seyyar satıcı tarafından farklı amaçlarla kullanıldığı aşikar!.. Çünkü vaziyet mızrak çuvala sığmaz kabilinde, işgal altında bulunuyor!.. Mesele, medeniyet seviyesidir!..

***

Buram buram tarih kokan Sur ilçesi gibi, ülkenin diğer tarihi kentlerinde benzer bir  işgal ve sıkça tartışılır hale gelinmesi, vaki mi?! Sanmıyorum.. Bugün değil yıllar yılıdır yaşanıyor.. 7’den 70’e herkesin ama herkesin, kendini yaya olarak görenlerin tepki ve şikayeti bu yöndedir.. Bir tek memnun olan, işgali yapanlar!

***

Zatın dükkanı üç metre karelik bir alan, ama kaldırımdaki işgali iki misli.. Kaldırıma kürsü atıp, çay satıyor.. Lokanta masa kurmuş.. Konfeksiyon dükkanlarının işgali yok daha neler?.. Bir de işportacılar… Son dönemlerde hızla kullanımı artan motosikletlerin, her yeri park alanı yapması!.. Bazı bölgelerde araçlar bile kaldırıma çıkarılıyor!..

***

Engelli rampalarının önüne yapılan parklar.. Kaldırımdaki işaretli yola konulanlar.. Çevresel ve görüntü kirliliğine çığırtkanlıkla nam yapmışların, nameleriyle oluşan gürültü kirliliği.. Beri yanda, sokak arasındaki kimi işletmelerin araç parkıyla, yol verilmez, geçilmez işgalleri.. Vaziyet fecaat bir hal içeriyor!…

***

Kaldırıma ve sokakların işgallerine dair gelen tepkilerin fazlası yok, eksiği var.. Bu arada, denetimsizlik zafiyetinden güç alanların, gelen tepkilere gösterdikleri refleks ise, tehdit edici?.. “Sen kim oluyorsun? Git işine..” Azıcık üstlensen, linç edilir hale getirilirsin.. Neme lazım deyip, kahredici şekilde yol buldunsa uzaklaşmak zorundasın!

***

Kaldırımı kendi mülkü gibi görenler de var.. Evim burda, işyerim karşıda, buraları kullanma hakkı bende, motosikletimi de, arabamı da, tezgahımı da ben burada kurarım, kim ne karışır?.. Mantık bu.. İyi de, hangi kaldırım gerçek ve tüzel kişiye ait tapulu mal olmuş?.. Tek sahibi var, o da kentin ahalisidir!.. Başka da değil!..

***

Övünüyoruz, bölürleniyoruz, ilgili, yetkili, siyasetçisinden, yerel yönetimine, atanmışı da seçilmişi de!.. Diyarbakır’ı dünya kenti olarak, ifade ediyoruz!.. Medeniyetlerin beşiği, diye de başlık atıyoruz.. Yerli ve yabancı turistin şehre gelmesi için de, enva-i organizasyonla tabiri caizse takla atıyoruz!..

***

Ama gel gör ki.. Ki kimse kusura bakmasın.. Diyarbakır’ın sözünü ettiğim ilçe ve semtlerde.. Buna bir ekleme de, Sur’un İçkale ve Sur diplerindeki yeni yapıların olduğu bölgeler de dahil!. Kaldırımlarda yürümek sadece engelli, çoluk, çocuk için değil tüm yayalar için harp alanına dönüşmüş durumda!.. Yürü yürüyebilirsen!

***

Yerel yönetimler tepki dozajına yönelik denetimlerde bulunuyorlar!.. Ancak, belli süre sonra o denetim esnekleşince, her şey olduğu gibi yeniden aynı tas aynı hamam misali, devam ediyor.. Onun için bu denetimlerin caydırıcılık noktasında, ara verilmeden, esnetilmeden sürmesi ve yaygınlaşması gerekiyor!..

***

Eğer ki, bu denetimlere devamlılık sağlanırsa!.. Ceza-i müeyyidelerde esneme gösterilmezse!.. Öyle inanıyorum ki, şehir ahalisi de, bu şehre gelen yerli ve yabancı turistler de; rahat nefes alıp, huzurlu bir şekilde kaldırımda yürürler?.. Ne çevresel, ne görüntü, ne de ses ile diğer çirkinlikler yaşanmaz?..

***

Hasılı kelam!.. Kaldırımların bir tek yayalara ait olduğu, tek mülk sahibinin halk olduğu gerçeğini herkesin idrak etmesi gerekir.. Tezgah açmak, mal yığmak, kürsü-masa atmak, araç park etmek, motosiklet alanları oluşturmak. kabulü mümkün değil.. Cezai haller kapsamına girdiğinin, bilinmesi gerekir..

***

İşte o zaman, Diyarbakır’ın kadim medeniyetlerin, uygarlıkların, buram buram tarih kokan, dünya kenti haline geldiğini söyleyebiliriz?.. Ki bunu da sağlayacak olan kentin bileşenleri.. Hep birlikte kaldırım işgaline mevta eder hale kaldığımız kaldırımları özgürleştirelim!.. Gerçek sahiplerinin kullanımına teslim edelim!.. Ne dersiniz?!

***

ERDOĞAN SONRASI!..

Kafalardaki soru şu.. Erdoğan sonrası, AK Parti’de kim lider olacak?.. Hal-i hazırda, dört isimden söz ediliyor.. Sıralama şöyle.. Hakan Fidan.. Selçuk Bayraktar.. Bilal Erdoğan. İbrahim Kalın.. Süleyman Soylu..  Numan Kurtulmuş.. Peki sizce kim olmalı?.. Yanıtları yoruma bekliyorum..

***

GÜNÜN SÖZÜ..

Kaldırım işgali sona ersin, ahalinin özgürce yürümesi baki olsun!