BÖYLE GİDERSE SIRA BİZDE
Anayasa değişiklik teklifinin TBMM sinde görüşmeleri başladı. İlk oylamalar Ak Partide kimilerinin beklediği firelerin olmadığını ortaya koydu. İlk oylamalarda 337 oyu bulundu. Göreceksiniz ileri aşamalarda bu sayı giderek artacak.Çünkü ehli vicdan sahibi kişiler, bu İŞTE BİZİM DE TUZUMUZ BULUNSUN DİYECEKLERDİR. MHP ile CHP nin değişiklik teklifinde olumlu oy kullanmayacakları belli idi. Ama BDP lilerin onların oyununa gelmeyeceğini , ülkenin demokratikleşmesi sürecinde eleştirilerini yapmakla birlikte evet oyu vereceklerini tahmin ediyordum. Hatta ben böyle davranmaları gerektiğini,Diyarbakır insanından örnekler vererek açıkça belirttim.
12 Eylül 1980 ihtilaninin bu ülkede derin yaralar açmadığı "siyasi" hiçbir organizasyon yok. 12 Eylül Rejiminin bu ülkeye dayattığı gelişmeler, anarşi ve terörün azmanlaşmasında çok önemli bir görev üstlendi.
Bu Askeri vesayet sisteminin acılarını ülke hala üzerinden atabilmiş değil. Ama son 8 senede gerçekleştirilenleri görmezden gelenler,gözlerini kapayarak dünyayı kendilerine zindan ederler.
Olağanüstü bir rejimden olağan Anayasal düzene geçişin en önemli adımlarının atıldığı bu günlerde geçen hafta Diyarbakır insanının nabzını tutmuş ve o insanların bu konuda söylediklerini size aktarmaya çalışmıştım.
BDP nin Anayasa değişikliğine destek vermeyeceğinin şurda burda ifade edilmesi üzerine, fikirlerini sorduğum Diyarbakır’lılar, BDP liler böyle davranırlarsa, siyasi tarihlerinin en büyük hatasını işlerler. Kürsüye çıksınlar işin eksiğini gediğini söylesinler, ama arkasından 12 Eylül rejiimine sahip çıkmadıklarını ortaya koymak için, teklife olumlu oy vereceklerini açıklasınlar. Hatta bir arkadraş "yav ben iş öğüme geldiğında on defa evet mührü basacağım" dedi. Sen eğer oy pusulasına 10 defa evet mührü basarsan, bir defa hayır demiş olursun, aman dikkat et dediğimde, "yav ben hırsımdan öyle söyliyem lo, abe biz ne çektih, en iyisini sen bilisen" dedi.
Bir başkası Abe hele Felat Cemiloğlu olayını bi daha anlatsana dedi.
"Felat bey örgüte yardım ve yataklıktan göz altına alınmış, uzun süre gözaltında kaldıktan sonra tutuklanmıştı. Kaldığı Bağlar Cezaevindeki koğuşta SELİM DİNDAR isimli Cizreli bir müvekkilim vardı. Selim ile görüşmek için cezaevine gidip gelirken, Felat Beyin kendi koğuşlarında kaldığını, kendisinin de koğuş sorumlusu olduğunu söylemişti. Kendi aralarında sohbet ederken, Felat bey, benimle olan münasebetini anlatmış. Aman dikkat et dedim,Felat Bey Çelebi meşrep bir insandır. Hanım tarafından yakın tanışıklığımız var. Bu sebeple önemli günlerde bir araya geliriz demiştim.
Selim kendi sorumluluğu çerçevesinde Felat Ağabeye elinden gelen yardımı yapmış.
Felat Bey Cezaevinden çıkınca Saraykapıdaki yazıhaneme geldi. Ben telefonla konuşuyordum, ayağa kalktım ağabey buyur otur dedim. Telefon görüşmem bitince, Felat Beyi ayakta hazırolda dururken gördüm. Ağabey otursana dedim. Hayır Komutanım ben sana teşekküre geldim. Selim bana çok destek oldu,sıcak sudan soğuk suya elimi vurdurmadı. Allah senden razı olsun dedi. Tamam ağabey otur konuşalım,bir çay içeriz dedim. HAYIR KOMUTANIM BENİM İÇİN BÖYLE DAHA İYİ, deyince içerisinde bulunduğu travmatik durumu kavradım.Kalktım ona sarıldım, Allah aşkına otur ağabey,ne bu halin dedim. Ağladı, beni de ağlattı.
Biliyorunuz Felat Cemiloğlu cezaevinde kendisine pislik yedirilen insanlardan birisi idi. Tahliye sonrası Felat bey ağzımdan atabileceğim ne varsa çıkaracağım diyerek dişlerini söktürmüş, dişlerimin arasında vicdansızların acısını hissediyorum demiş.Bu durumu Selim Dindar Cezaevinden çıktıktan sonra basına verdiği bir çok mülakatta açıkça anlattı. Selim, başlarının pisliklerin geçtiği loğara sokulduğunu, nefes alamaz duruma gelince ne var ne yok yutmak zorunda kaldıklarını söylemişti. Büyük travma yaşıyorum, binlerce defa ölümü istedim ama istemekle olmuyor demişti.
Ama kadere bakın, Selim Dindar da bundan bir sene kadar önce İstanbul’da Cizreliler derneğinin lokalinde, hemşehrilerini gasp etmek isteyen serserilerin kurşununa hedef oldu ve hayatını kaybetti. Şimdi Felat Ağabey de yok, Selim Dindar da. Allah rahmet etsin.
Yine işin başına dönelim.
BDP lilerin Anayasa değişiklik teklifine olumlu oy vermeleri aslında sonucu değiştirmiyor. Fakat olumsuz tavırları demokrasiye olan inançlarının sorgulanmasına sebebiyet veriyor. Evet şimdi sizin işinize gelen maddeler burada yok. Fakat getirilen değişikliklerden demokrasi adına hangi maddeye ve niçin karşı çıkıyorsunuz? İyi biliniz ki bu durumunuz büyük bir sorgulamaya tabi şu anda.
Ahmet Türk bey hariç BDP lilerin hemen hepsi genç insanlar. Geçmişin en acı hatıralarından biraz haberdarlar. Ama o dönemi hemen hiçbirisi yaşamadığı için, zulme karşı çıkış fırsatını maalesef ellerinden kaçırmak üzereler.
Örgüt ile ilgili olarak ilk açılan 576 kişilik davada, Merkez Komite üyeleri de yargılandı. Mesela bunlardan Mehmet Hayrı Durmuş 190 nın üzerinde boyu vardı, en az 100 kilo ağırlığında bir insandı. Açılan davada kendisine yüklenen suç,sadece örgüt üyeliği idi. Ama o gördüğü işkenceler sonucunda 5-6 ay içerisinde eridi, iğne ipliğe döndü ve öldü.
Biz Avukatlar duruşmaya giderken boy sırasına girer ve Avukat yürü komutu alınca yürür, Avukat dur deyince dururduk.
BARIŞ VE DEMOKRASİ PARTİSİ , 12 EYLÜL ASKERİ REJİMİNİN GİTİRDİKLERİNİ VE YAPTIKLARINI ORTADAN KALDIRMAYA YÖNELİK ÇABALARI OY VERMEYEREK PAS GEÇİYOR.
BU SİZİN ZARARINIZA.
SİZİ ANLAMAK ZOR DEĞİL. ELBETTE ADALET VE KALKINMA PARTİSİNİN DAHA DA GÜÇLENMESİNİ İSTEMİYORSUNUZ. KİM GELİRSE GELSİN BİZİM BAĞIMSIZ DA GİRSEK KEMİKLEŞMİŞ OYLARIMIZ VAR İNANCINDASINIZ.
Bütün bunlar tamam.
Ama bir de gidene değil, gelene/gelmek ihtimali olana/dönüp bakmanız gerekmiyor mu?
Hala Ergenekonun Avukatlığını yapan CHP ile mi demokratik açılımlar yapılacak, yoksa 12 Eylülün demokrasi dışı kalıntılarını yok etmek isteyenlerin çabalarına, bu bir şerefsizliktir, bu bir ahlaksılıktır diyen MHP ile mi yola devam diyeceksiniz.
Sayın BDP liler bu tavranız Batı Dünyasını da şok edecektir ve size olan güvenin önemli ölçüde zayıflamasına yol açacaktır.
KENDİNİZİ BİR AN İÇİN MEHMET HAYRİ DURMUŞ’UN, SELİM DİNDAR’IN,FELAT CEMİLOĞLU’NUN YERİNE KOYUN.
Bu andan sonra onlarla yüz yüze geldiğinizde, gözlerinin içine bakabilir misiniz.
Her neyse , görev bizde. Ve biz millet olarak işimizi en iyi şekilde yapmaya çalışacağız.
GEÇMİŞ OLSUN: Sayın Enerji Bakanı Taner Yıldız bey, " işte size Türk’ün açılımı, bu bir Türk yumruğudur" diyen birisinin saldırısa uğradı. Doğudan batıya biz hep vurarak, kırarak adam olacağımızı zannediyoruz. Bu tür ACI güçlerin aslında ACINACAK güçsuzlük olduğunu dünya alem biliyor. Samsun Ladik’te iki polisimize ve Şırnak’ta bir Yüzbaşımıza sıkılan kurşunlarla, Ahmet Türk Bey ile Taner Yıldız Beye vurulan burun kırmalı yumruklar arasında hiçbir fark yoktur.
BUNLAR İLLUMNATİNİN SİYONİST ÇETELERİDİR.
Buradan Sayın Bakanımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Halkımızın sağduyuya daveti konusundaki bütün çabalarına biz de destek veriyoruz.