DOĞUM ENGELLENEMEZ SADECE ACILI OLUR

Halkın inancı ile sorunu olanlar, halkın düşüncelerine karşı olanlar, halkın yaşam biçimini sürekli olarak sorgulayanlar,halka kendi "pagan" imanları doğrultusunda şekil vermeye çalışanlar, şimdi doğrudan doğruya bu halkın reyine/oyuna/ başvurulmaz demiyorlar da, tutturmuşlar her konuda "referanduma" gitmek doğru olmaz diyorlar.

Halkın oyu ne, referandum ne? Bunlar biri birlerinden ayrı şeyler mi?

Eğer bu ülkede demokrasi olacak ise, serbest seçimler yolu ile halkın reyine  müracaat edilecek ve bu seçimler sonucunda ortaya çıkacak "oluşuma" göre hükümetler iş başına gelecek ise,tıkanıklık yaşandığında, hemen her konuda halka gitmekten, onun reyini almaktan başka çare var mı?

Halk sadece seçimler için oy verir, seçilenler işbaşına geçer yasama ve yürütme erkinin gereğini yerine getirir, ötesine karışmaz diyorsanız, gerçekten yanılıyorsunuz,aldanıyorsunuz, aldatıyorsunuz.

Zaten Türkiye Demokrasisinin en büyük açmazının, seçimler yolu ile oluşan Parlamentonun yasama görevini ve onun içinden çıkan hükümetin de yürütme erkini yerine getirmesi, Yargı erkinin oluşumunun bu işin dışında tutulmasıdır.

Peki Yargı neden bu işin dışında? Onun cevabını verecek birisi var mı?

Yargı Organları verdikleri bütün kararların başına "Türk Milleti" adına cümlesini yazmıyorlar mı?

Yazıyorlar.

Türk Milleti adına karar veriyorlar, ama bu milletin istemediği , karşı olduğu bir çok şeyi hükme bağlamaktan çekinmiyorlar.

Memleketin dört bir yanına dağılmış, binlerce Hakim ve Savcıyı elbette halkın teker teker seçmesinin imkanı bulunmuyor.

Ama işin başındaki(HSYK)kişilerin seçiminde "halkın" neden sözü geçmesin, buna neden karşı çıkılıyor, bir türlü anlamıyorum.

Anayasada bu konulara ilişkin yapılmak istenen değişikliklerde halk oyuna sunulmayı engelleyecek 367 oyun bulunması zaten düşünülmüyor.

Değişiklik teklifleri 330 un üzerinde bir oyla geçtiğinde referandum kaçınılmaz.

Bu arada Anayasada yapılacak değişikliklerin Anayasa Mahkemesinin önüne gitme konusu var.

Anayasa Mahkemesi Başkanı,uyarıcı, ikaz edici, dar zamanlarda ders verici bir açıklama yapmışmış kimilerine göre.

Ben bu açıklamayı gerçekten çok talihsiz buldum.

Şu zamanda bu yapılmasın, bu zamanda şu yapılmasın.

Ne zamanda ne yapılacak onu söyleyin bari.

Onun bu açıklaması üzerine, CHP liler mal bulmuş mağribi gibi hemen işin üzerine atladılar, CHP sözcülerinden birisi bu açıklamanın arkasından "Başkanım adına konuşuyorum, Parlamentodan çıkacak olan her türlü Anayasa değişikliğini Anayasa Mahkemesinin önüne götüreceğiz" dedi.

CHP genel başkanının ve sözcülerinin her parlamento döneminde yaptıkları açıklamalara bakın.

"Bu Parlamento Anayasada değişikliğine gidemez, buna hakkı yoktur, şu işi yapamaz, bu işe kalkışamaz" klişe laflarını sarfettiklerini görürsünüz.

O parlamentodan bir gün olsun dışarıda kalmayı istemezler, maaşlarını alıp seve seve ceplerine yerleştirirler, ama "hadi taman iş üzüm yemeye geldi" denildiğinde, hayır "bizim bağcı dövmekten başka görevimiz yoktur" davranışı sergilerler.

Araştırma önergesi verirler, parlamento görevli,

Soruşturma önergesi verirler, parlamento görevli,

Gensoru verirler, parlamento görevli,

Kanun teklifi verirler, parlamento görevli,

Parlamento adına dünyanın dört bir yanını dolaşırlar, iyi,

Ama gerçekten bu ülke insanının büyük çoğunluğunun istediği değişiklikleri yapmaya sıra geldiğnide, Parlamento görevsiz. Bunu hiçbir akıl sahibinin kabul etmesi mümkün değildir.

Bundan 40 gün kadar önce Diyarbakır’dan dönerken, Sayın Bakan ve Milletvekilleri ile beraber olduk.

Gerek uçakta ve gerekse Ankara’ya dönüşte yemekte ben kendilerine "yapılacak bir Anayasa değişikliğinin 367 oyun altında kalması halinde, Referanduma götürülse bile, konunun Anayasa Mahkemesi önüne gitme tehlikesi olduğunu söyledim. Hatta konu Anayasa Mahkemesi önünde incelemede iken, Referandum yapılsa bile Anayasa Mahkemesinin bunu iptal edebileceğini anlattım. İnsanlarda "Anayasa Değişikliğine ilişkin düzenlemeler referanduma götürülür ise, sanki Anayasa Mahkemesinin görevi kalmıyormuş" gibi bir düşünce var. Bu doğru değil.  O açıdan herkesin attığı adımlara çok ama çok dikkat etmesi lazım.

Bu konuda Sayın Başbakan açıklama yaparken, olur olur, olmaz olmaz dedi.

Halka olan güvenini bir kez daha ortaya koydu. O’nun halktan yana bir sıkıntısı yok.

Sayın Başbakan bunun yanında gerek muhalefet partilerine ve gerekse, Anayasa Mahkemesine önemli bir uyarıda da bulundu.

İşin vakti merhunu gelmiştir, ülke hamlini vazetmek ve nur topu gibi yeni bir hukuk düzenine kavuşma anındadır. Bunu engelleyenlerin, ebeveyne zorluk çıkaranların, onlara acı çektirenlerın, doğumun zorlu geçmesine sebep olanların bahtı yoktur.

Anayasada yapılacak değişikliklere karşı çıkmaması beklenen BDP de kendi kırmızı çizgilerini ortaya koydu. Seçim Barajının düşürülmesi gerektiğini söyledi.

Bu konuda haklılar, fakat onların istediği gibi baraj % 5 lere çekilebilir mi? bu çok önemli siyasi bir problem olarak karşımızda duruyor. Bir de bakmışsınız Ak Parti seçim barajını % 7 ye düşürme kararı aldı. O takdirde Ak Partinin şu anda 330 oy bulma endişesi ortadan kalkar.

Doğum engellenemez,sadece sancılı olur , hepsi o kadar.

Merak etmeyin Millet bunun acısını çıkarır.

                                       ALIN SİZE ÇARŞAF AÇILIMI

CHP li kadınlar dün Mersin’de bir meydana toplanmışlar, kılık kıyafet kanunun ilanının 86. yılını getirdikleri çarşafları parçalayarak kutlamışlar.

İstanbul il başkanı Gürsel Tekin ve arkadaşları istedikleri kadar uğraşsınlar,

Kemal Kılıçdaroğlu istediği kadar dine saygılı laiklik anlayışını sahip olmalarının lüzümu üzerinde dursun, kimsenin kılık kıyafeti ile bir alıp veremediklerini söylesin, olmuyor, olmuyor,olmuyor işte.

Yerel seçimler öncesinde İstanbul’da Gürsel Tekinin tertiplediği guruplardan özellikle türbanlı ve çarşaflılar Baykalın huzuruna çıkarılmış, çarşafları ve örtülerinin üzerine CHP rozetleri takılmıştı.

O gün öyle , bugün böyle.

Ne yani seçimlere çok mu fazla zaman kaldı?

Deniz Baykal ve Onur Öymen gibi isimler bu eylemi kınadıklarını, bu kadınların CHP si ile bir ilgisinin olmadığını söylemedikleri sürece, partilerinin bu milletin değerlerini imha etmek üzere kurgulanmış olduğu yolunda, milletin genelinde olan duyguyu silmelerinin imkanı yok.

3 gün oldu, CHP nin hiçbir kanadından bu konuda açıklama gelmedi.

Siz bilirsiniz isterseniz kınarsınız, istemez iseniz o resim yerli yerinde orada durur.

Ve o resim/görüntüler/ seçim zamanı Türkiye’nin her yerinde CHP nin çarşaf açılımı bu hale geldi diye reklam edilir, Alın Size Çarşaf Açılımı diye de ilave edilir.