EVET, YENİ ANAYASA HAK ÖZGÜRLÜK İŞ AŞ DEMEKTİR
Seçim beyannameleri açıklandı. Herkes neleri vaat ettiğini söyledi. Ama henüz meydanlara çıkılmadı. Söylenenlerin ne kadar tesir icra ettiği meydanlara çıkılınca anlaşılacak.
Kuşkusuz bu vaatler içerisinde en önemli olanı yeni bir Anayasanın yapılması yönünde yapılan açıklamalar.
Zaman zaman televizyonlarda anlı şanlı kimi insanları dinliyorum, bakıyorum bu ülkede yeni bir Anayasa yapılmasına yönelik istekler için, küçültücü deyimler kullanıyorlar.
Ney yani yeni bir Anayasa yapılacak ta işsizlik önlenecek, terör duracak, fakir fukara ekmeğe, aşa kavuşacak,herkese mutluluk refah mı gelecek diyen insanlar var.
İsim vermeyeyim.
Bu dar zamanda bir de onunla bununla uğraşacak halim yok.
Prof titrli kişilerin, topluma böylesine umutsuzluk pompalamasını bir türlü anlamıyorum.
Toplumun nerede ise tamamının, haklar ve özgülükleri geliştirecek, toplumsal cinnete varan kaosu sona erdirecek, vatandaşların hakları ile ödevlerinin sınırını çizecek yeni bir Anayasa yapılması konusundaki talepleri, ekonomik gerekçelere bağlayarak görmezden gelmek, tabir caiz ise tiye almak doğrusu canımı sıkıyor.
Bu arkadaşımız şöyle diyordu açıklamalarında; milli gelir 5500 dolar dolayında iken, rakamlarla oynadılar, bir anda yıllık bazda 10 bin dolar gelirimiz oldu. Bu nasıl oldu anlayamadım. Belki doğrudur. Genele vurulduğunda 10 bin dolar da, 100 bin dolar da gelire kavuşanlarımız olmuştur. Ama bu dikine bir gelir artışıdır. Yani İstanbul, Ankara, İzmir gibi şehirlerde dikine çıkan binalar gibidir. Bu binalar bir refahın göstergesidir. Ama bunlardan kaç tane İstanbul’da var ise, zenginlik de o kadar yaygınlaşmıştır. Oysa İstanbul’da bir ömür boyu yaşayıp, bir gün olsun deniz kıyısında tatil yapma imkanı bulmamış, hatta denizi görmemiş insanlarımız var. Yapılacak yeni Anayasa bu insanlara iş, aş mı olacak? dedi.
İnanmadığını ortaya koydu.
Ama ben aynı kanıyı taşımıyorum.
Evet yeni bir Anayasa iş ve aş demektir.
Çünkü siz haklarınızı herhangi bir baskıya, maruz kalmadan özgürce kullanabilir iseniz, hayata daha olumlu yönleri ile bakabilir, maddi ve manevi varlığınızı geliştirmenin önündeki engelleri aşabilirsiniz.
Yeni Anayasa ile Kürt sorunu çözülebilir, savaş biterse, ülkenin bütün insanlarının moralini sıfırlayan kaos ortadan kalkmış olmaz mı?
Kimi insanların zihninde fiilen olmasa da zihnen yaşanan bölünme duygusunun aşılması az mı fayda sağlar.
500 milyar dolar gittiği söylenen teröre yeni harcama yapmamak iş, aş değil mi?
Yeni şehirler kurmak, hatta İstanbul’a ikinci bir boğaz yapmak elbette güzel şeyler.
Ama şunu bilelim ki, ülkenin bütününü kucaklayan bir Anayasa yapılamadığı, vatandaşlık haklarının nerede başlayıp, nerede bittiği anlaşılamadığı için, Güneydoğu hala netamali bölge olarak görülüyor.
GAP bitirilemiyor.
Kafkas dünyasının, İran, Çin, Hindistan’ın Doğu ve Güneydoğu Anadolu üzerinden Akdeniz yolu ile dünya pazarlarına açılımını sağlayacak otoyollar yapılamıyor.
Bölge göç veriyor.
Yatırımcı gitmiyor.
Gidilmeyen, görülmeyen köyler, hopan oluyor.
Nostalji: eylemciler camiye kaçınca, polis onları kovalayıp birer birer dışarı çıkarttı. Dindar polisimiz yakaladığı bir gence soruyor, öğlen namazı kaç rekat. Genç cevap veriyor 4 rekat.(aslında bütün mezheplerde öğlen namazının farzı dört rekattır) Polis, hımmm öğlen namazı demek dört rekat ha, alın bunu araca. Mezhebimiz de tutuklanma sebebi. Ne diyelim.
Öğrencilik yıllarımızda anlatırlardı. İstanbul Üniversitesi Kampusünden çıkan solcu gençleri polis yakalamış, Müslümanmısın diye sormuş, çocuk tabii amirim Elhamdülillah demiş. Amir hadi bakalım kulhuveyi oku demiş. Çocuk seller sular gibi okumuş. Amir yanındaki polise sormuş, doğru okudu mu?