HAKİM SORDU BU MEKTUBA NE DİYORSUN
“Sevgili anneciğim ve babacığım, sizler beni bu yaşa kadar büyüttünüz ve yetiştirdiniz. Benim sizlere karşı işlemiş olduğum hataları ve suçlarımı affedin. Hakkınızı helal edin. Ben sizlerin bir evladınız olarak, bugüne kadar Cenab-ı Hakkın ve Onun Resulünün, Yüce Peygamberimizin yolundan ayrılmadım. Alın yazımız böyle yazılmış. Kader ne ise onu çekeceğiz. Ben de kardeşim Haydar gibi bir an önce Allah'ın huzuruna çıkacağım. Eğer benim günahım varsa Cenab-ı Allah'ın huzurunda çekmeye hazırım. Yok, bir yanlışlık sonucu ölümüme karar verenler, idam edenler Allah'tan bulsunlar. Şunu hiç bir zaman unutmasınlar ki, Mustafa'lar ölür, Allah davası ölmez, Başımı verdiğim bu yolun zaferi yakındır. Zafer her zaman Allah'a inananlarındır.
Bunun için hiç üzülmeyin. Cenazemin arkasından ağlamayın, günahtır. Sizden ricam ağlamayın. Anne, sizlerle helalleşmek isterdim, fakat olmadı. Hakkım varsa, hepinize helal olsun, siz de helal edin.
Son olarak, abime, yengeme, yiyenime, bacıma selam eder, haklarını helal etmelerini dilerim. Nişanlıma da selam eder, Cenab-ı Allah'ın mutlu bir yuva kurması için ona yardımcı olmasını dilerim.
Oğlunuz Mustafa”
Ülkücü Mustafa Pehlivanoğlu, hakkında verilen idam kararı infaz edilmeden önce son olarak Annesine, Babasına yukarıdaki mektubu yazdı. Sonra dar ağacına yürüdü, cellat ayağının altındaki kürsüyü çekti ve O, yazdıklarına kavuştu.
Erdal Eren daha 16 yaşında idi. Yani mektup yazacak konumda bile değildi. Kendisine isnat olunan suçlar, dönemin yasaları gereğince idamdan başlıyordu. Ama Erdal daha idamın ne olduğunu bilecek yaşta değildi.
Mahkeme kararı ile yaşını büyüttüler.
MAHKEME KARARI İLE YAŞI BÜYÜYÜNCE, İDAMIN NE OLDUĞUNU ANLAR HALE GELDİ!!!
Onu da astılar.
Şimdi sıra asanlara geldi.
Adana Savcısı Sacit Kayasu, Kenan Evren hakkında İddianame hazırlayınca, görevinden olmuş, yıllarca açlığa mahkum edilmişti. Zira meslekten ihraç edilmesine karar verilen suçu!!! aynı zamanda Avukatlık yapmasına da engel teşkil ediyor demişti yasakçı İstanbul Barosu.
AİHM sine konuyu taşıdı Sacit Kayasu.
AİHM si Türkiye’yi 41.000 Euro para cezasına çarptırdı. Ve verilen kararın düzeltilmesini istedi. Bunun üzerine yasakçı İstanbul Barosu, yasağı kaldırdı ve Sacit Kayasu Avukatlık mesleğine döndü, evinin ekmeğini çıkarmaya çalıştı.
2000 yılında Kenan Evren hakkında hazırlamış olduğu iddianame ile başına gelmedik kalmayan Sacit Kayasu ile 10 gün önce Mazlum Der’in Kocatepe Kültür Merkezinde düzenlemiş olduğu gecede beraberdik. Sahneye çıktı. Orada şimdi vekil olar arkadaşlar da vardı. Kısa bir konuşma yaptı, ve,
HERKESE HAKKINI VERDİNİZ. BİR BANA HAKKIMI İADE ETMEDİNİZ DEDİ. BENİMLE FERHAT SARIKAYA ARASINDA NE FARK VAR. O GÖREVİNE DÖNDÜ. BEN HALA CEVAP BEKLİYORUM DEDİ.
Rabbim sen nelere kadirsin. Yeter ki insan, fıtratında bulunan “aculiyyetten” sıyrılıp, sabretmesini bilsin.
Evet şimdi sıra asanlara, kesenlere geldi.
Dün Konya eski Belediye Başkanı (22.Dönem Parlamentosunda Milletvekili oldu ama, onun esas kariyeri Belediyecilikte gösterdiği büyük başarı idi. Gerçekten bu alanda Türkiye’de ilklere imza attı) Halil Ürün bey ile birlikteydik.
Ak Parti iktidarının İnsan Hak ve Hürriyetleri alanında yaptıklarını şöyle bir gözden geçirdik. Türkiye’nin gelmiş olduğu noktayı hayal bile edemediğimizi teslim ettik.
TBMM si bir generali konu hakkında beyanda bulunmak üzere davet etmiş, ancak bu adam “onlar kim oluyor ki, beni beyanda bulunmaya çağırıyorlar” diyerek elinin tersi ile itmişti. Ve Meclis yetkilileri, bizim bir kişiyi buraya zorla getirme yetkimiz yok diyerek, olayın üzerine yatıp uyumayı tercih etmişlerdi.
Yani arkadaş, bu konuda bir eksiğimiz var ise, kanun teklifi veya tasarısı hazırlarız, Meclisten geçiririz, o da erkekse ifade vermeye gelmesin diyemediler.
Ama şimdi öylemi?
Bakın Şeytanın aklına gelmeyen( benzetme ne kadar uydu bilmiyorum, ama hoşuma gitti) bizimkilerin aklına geldi. Anayasayı değiştirdiler. Referandumda biz de kabul ettik. Geçici 15.madde kaldırılınca, ihtilalcilerin hesap vermeye gideceği ifade edildi. Başta Ana muhalefet Partisi olmak üzere herkes alay etti. Ne yani Kenan Evren hakkında dava mı açılacak, bu mümkün mü, çocuk mu kandırıyorsunuz diye karşı çıktılar.
Ak Partinin çocuk kandırmadığı, çocukların babaları hakkında dava açılmasını sağladığı ortaya çıktı.
Bugün de kara propaganda siteleri kurarak Ak Parti hükümetini devirmeye ve Gülen Cemaatini yok etmeye girişmiş, eski Genelkurmay Başkanı, önce Savcı, sonra Hakim önüne çıkacak. Belki tutuklanacak. Çünkü onun bu konu ile ilgili olarak tutuklu bulunan komutanlardan, suç işleme kastı bakımından fazlası var, eksiği yok. Hukuk Devletinin geldiği nokta, bu sonucu bir anlamda dayatıyor. Yapacak bir şey yok.
O da Hukuka güvenmek hepimizin hakkıdır diyordu.
Görelim bakalım Kenan Evren, Tahin Şahinkaya, İlker Başbuğ, Mustafa Pehlivanoğlu’nun gösterdiği basireti, sabrı ortaya koyabilecekler mi?
Hakim Kenan Evrene Mustafa Pehlivanoğlu’nun annesine, babasına yazdığı bu mektuba ne diyorsun diye sorduğunda;
Efendim netekim “Mustafa Pehlvanoğlu beni idama mahkum edip asanlar Allah’ından bulsun, Mahkemeden bulsun dememiş ki” diye mi cevap verecek, göreceğiz.
BİR ÇIKIŞ KAPISI: Emekli Milletvekillerinin maaşı ile ilgili olarak TBMM sinde yapılan düzenleme, Sayın Cumhurbaşkanından geri döndü. Şimdi bu konuda Sayın Başbakanın açıklaması doğrultusunda yeni düzenleme yapılacak
Emekli Milletvekilinin alacağı maaş ile ilgili düzenlemelerin Başbakanlık Müsteşarının veya Cumhurbaşkanının emekli maaşının bilmem ne kadarına endekslenmesi ne kadar doğru?
Niçin kendi kanunumuzda bir düzenleme yapılarak alacağımız para belirlenmiyor. Mesela Emekli Milletvekili, diğer emeklilerde olduğu gibi, çalışan Milletvekili maaşının % 75 ini alır şeklinde bir düzenleme yapılamaz mı?
Bunun için hiç üzülmeyin. Cenazemin arkasından ağlamayın, günahtır. Sizden ricam ağlamayın. Anne, sizlerle helalleşmek isterdim, fakat olmadı. Hakkım varsa, hepinize helal olsun, siz de helal edin.
Son olarak, abime, yengeme, yiyenime, bacıma selam eder, haklarını helal etmelerini dilerim. Nişanlıma da selam eder, Cenab-ı Allah'ın mutlu bir yuva kurması için ona yardımcı olmasını dilerim.
Oğlunuz Mustafa”
Ülkücü Mustafa Pehlivanoğlu, hakkında verilen idam kararı infaz edilmeden önce son olarak Annesine, Babasına yukarıdaki mektubu yazdı. Sonra dar ağacına yürüdü, cellat ayağının altındaki kürsüyü çekti ve O, yazdıklarına kavuştu.
Erdal Eren daha 16 yaşında idi. Yani mektup yazacak konumda bile değildi. Kendisine isnat olunan suçlar, dönemin yasaları gereğince idamdan başlıyordu. Ama Erdal daha idamın ne olduğunu bilecek yaşta değildi.
Mahkeme kararı ile yaşını büyüttüler.
MAHKEME KARARI İLE YAŞI BÜYÜYÜNCE, İDAMIN NE OLDUĞUNU ANLAR HALE GELDİ!!!
Onu da astılar.
Şimdi sıra asanlara geldi.
Adana Savcısı Sacit Kayasu, Kenan Evren hakkında İddianame hazırlayınca, görevinden olmuş, yıllarca açlığa mahkum edilmişti. Zira meslekten ihraç edilmesine karar verilen suçu!!! aynı zamanda Avukatlık yapmasına da engel teşkil ediyor demişti yasakçı İstanbul Barosu.
AİHM sine konuyu taşıdı Sacit Kayasu.
AİHM si Türkiye’yi 41.000 Euro para cezasına çarptırdı. Ve verilen kararın düzeltilmesini istedi. Bunun üzerine yasakçı İstanbul Barosu, yasağı kaldırdı ve Sacit Kayasu Avukatlık mesleğine döndü, evinin ekmeğini çıkarmaya çalıştı.
2000 yılında Kenan Evren hakkında hazırlamış olduğu iddianame ile başına gelmedik kalmayan Sacit Kayasu ile 10 gün önce Mazlum Der’in Kocatepe Kültür Merkezinde düzenlemiş olduğu gecede beraberdik. Sahneye çıktı. Orada şimdi vekil olar arkadaşlar da vardı. Kısa bir konuşma yaptı, ve,
HERKESE HAKKINI VERDİNİZ. BİR BANA HAKKIMI İADE ETMEDİNİZ DEDİ. BENİMLE FERHAT SARIKAYA ARASINDA NE FARK VAR. O GÖREVİNE DÖNDÜ. BEN HALA CEVAP BEKLİYORUM DEDİ.
Rabbim sen nelere kadirsin. Yeter ki insan, fıtratında bulunan “aculiyyetten” sıyrılıp, sabretmesini bilsin.
Evet şimdi sıra asanlara, kesenlere geldi.
Dün Konya eski Belediye Başkanı (22.Dönem Parlamentosunda Milletvekili oldu ama, onun esas kariyeri Belediyecilikte gösterdiği büyük başarı idi. Gerçekten bu alanda Türkiye’de ilklere imza attı) Halil Ürün bey ile birlikteydik.
Ak Parti iktidarının İnsan Hak ve Hürriyetleri alanında yaptıklarını şöyle bir gözden geçirdik. Türkiye’nin gelmiş olduğu noktayı hayal bile edemediğimizi teslim ettik.
TBMM si bir generali konu hakkında beyanda bulunmak üzere davet etmiş, ancak bu adam “onlar kim oluyor ki, beni beyanda bulunmaya çağırıyorlar” diyerek elinin tersi ile itmişti. Ve Meclis yetkilileri, bizim bir kişiyi buraya zorla getirme yetkimiz yok diyerek, olayın üzerine yatıp uyumayı tercih etmişlerdi.
Yani arkadaş, bu konuda bir eksiğimiz var ise, kanun teklifi veya tasarısı hazırlarız, Meclisten geçiririz, o da erkekse ifade vermeye gelmesin diyemediler.
Ama şimdi öylemi?
Bakın Şeytanın aklına gelmeyen( benzetme ne kadar uydu bilmiyorum, ama hoşuma gitti) bizimkilerin aklına geldi. Anayasayı değiştirdiler. Referandumda biz de kabul ettik. Geçici 15.madde kaldırılınca, ihtilalcilerin hesap vermeye gideceği ifade edildi. Başta Ana muhalefet Partisi olmak üzere herkes alay etti. Ne yani Kenan Evren hakkında dava mı açılacak, bu mümkün mü, çocuk mu kandırıyorsunuz diye karşı çıktılar.
Ak Partinin çocuk kandırmadığı, çocukların babaları hakkında dava açılmasını sağladığı ortaya çıktı.
Bugün de kara propaganda siteleri kurarak Ak Parti hükümetini devirmeye ve Gülen Cemaatini yok etmeye girişmiş, eski Genelkurmay Başkanı, önce Savcı, sonra Hakim önüne çıkacak. Belki tutuklanacak. Çünkü onun bu konu ile ilgili olarak tutuklu bulunan komutanlardan, suç işleme kastı bakımından fazlası var, eksiği yok. Hukuk Devletinin geldiği nokta, bu sonucu bir anlamda dayatıyor. Yapacak bir şey yok.
O da Hukuka güvenmek hepimizin hakkıdır diyordu.
Görelim bakalım Kenan Evren, Tahin Şahinkaya, İlker Başbuğ, Mustafa Pehlivanoğlu’nun gösterdiği basireti, sabrı ortaya koyabilecekler mi?
Hakim Kenan Evrene Mustafa Pehlivanoğlu’nun annesine, babasına yazdığı bu mektuba ne diyorsun diye sorduğunda;
Efendim netekim “Mustafa Pehlvanoğlu beni idama mahkum edip asanlar Allah’ından bulsun, Mahkemeden bulsun dememiş ki” diye mi cevap verecek, göreceğiz.
BİR ÇIKIŞ KAPISI: Emekli Milletvekillerinin maaşı ile ilgili olarak TBMM sinde yapılan düzenleme, Sayın Cumhurbaşkanından geri döndü. Şimdi bu konuda Sayın Başbakanın açıklaması doğrultusunda yeni düzenleme yapılacak
Emekli Milletvekilinin alacağı maaş ile ilgili düzenlemelerin Başbakanlık Müsteşarının veya Cumhurbaşkanının emekli maaşının bilmem ne kadarına endekslenmesi ne kadar doğru?
Niçin kendi kanunumuzda bir düzenleme yapılarak alacağımız para belirlenmiyor. Mesela Emekli Milletvekili, diğer emeklilerde olduğu gibi, çalışan Milletvekili maaşının % 75 ini alır şeklinde bir düzenleme yapılamaz mı?
Yazarın Önceki Yazıları