İKİ DEĞİŞİKLİK TEKLİFİ
29 Martta yapacağımız Mahalli idareler seçimi sonrasında eminim ele alınması gereken konulardan birisi de Siyasi Partiler kanunu olacaktır.
Siyasi partiler kanununun acilen düzeltilmesi gereken tarafları var.
Mesala % 10 barajı.
Bu baraj inanın çok yüksek.
Avrupa ülkelerinde böyle bir baraj yok.
İsmi üzerinde baraj.
Siz bu baraj sayesinde ülkedeki siyasi akımların büyük çapta önüne geçiyor ve onların siyaseten temsil edilmelerini önlüyorsunuz.
Şimdi düşünün bu ülkede DYP(DP) gibi, ANAP, SAADET PARTİSİ gibi uzun yıllar iktidar olmuş, büyük hizmetlere imza atmış siyasi partilerin durumunu. Bu partiler şu veya bu şekilde siyaseten yaptıkları hatalar sebebiyle şimdi % 10 barajının altına düşmüşler.
Karizmatik liderleri ya vefat etmiş veya siyasetten çekilmek zorunda kalmışlar.
Ama bu partiler ve onların fikirlerini temsil eden insanlar hala var ve başlarında genç siyasetçiler bulunuyor.
Ancak bu partiler % 10 barajına takılmış oduklarından Parlamentoya giremiyorlar.
Türkiye'de her zaman % 6-7 olayında bir oy potansiyeline sahip olan DTP si nin de durumu aynı. BBP sinin de % 2-3 dolayında oyu var.
Bütün bu partilerin aldıkları oy oranlarını üstü üstüne koyduğunuzda % 25-30 dolayında bir oyun kendisini Parlamentoda temsil etme imkanı olmuyor.
Bu konuda Ak Partinin bir değişikliğe gitme niyetinde olduğu biliniyor. Ancak son bilgiler "Türkiye Milletvekilliği" sisteminin geritileceği ve yüzde on barajının korunacağı yolunda.
Parlamentoya 550 milletvekili seçiliyor. Getirilecek olan sisteme göre bunların 450 si yine eski sisteme göre aldıkları oy oranlarına göre belirlenecek, geriye kalan 100 Milletvekili ise Türkiye Milletvekilliği sistemine göre Parlamentoya girmiş olacaklar.
Yani Genel seçimlerde yüzde bir dolayında oy almış parti kendisini bir Milletvekili ile temsil ettirme imkanı bulacak.
Şimdi bunu biraz açalım.
Türkiye'de diyelim ki 40 milyon seçmen var. Geçerli oylar da 40 Milyon olsun.
A Partisi yüzde 10 barajı olan 4 Milyonu aşamadığı için, ülke barajına kalacak.
Diyelim ki bu parti l.1999.999. oy almış olsun. Çıkaracağı Milletvekili sayısı 2 dir. Yani 599. bin kişinin geçerli oyuna bir Milletvekili düşecek.
B partisi geçerli oyların % 35 ini aldığında ortalama 310-320 dolayında Milletvekilliğini kazanacak, ardından Ülke Milletvekilliğinin de 35 ini ayrıca alacak.
Bu hesaba göre iktidara gelen parti 39.500 oyla bir Milletvekilliği kazanmış iken, ülke barajına takılan parti 599.000 oyla bir Milletvekili çıkarmış olacak. Böylece B partisinin TBMM sinde temsiliyeti A partisine göre 1/15 , yani onbeşte bir mesabesinde kalmış olacak.
Sizce bu değişiklik, TEMSİLDE ADALETİ SAĞLAR MI?
Bence sağlamaz.
O bakımdan % 10 luk ülke barajını % 5 ler seviyesine çekmek, en adil yok olacaktır.
Çünkü bir siyasi parti iki kez üst üste genel seçimlere girmediğinde, Siyasi Partiler Kanununa göre kapatılıyor. Bu durumda DTP sinin bir başka partiye dönüşeceği ve bir başka isim almak zorunda kalacağı hususu,mukadder.
SEÇİM PROPOĞANDALARI
Siyasi Partiler kanununda yapılmasını canı gönülden istediğim bir değişikte seçim propoğandaları.
Bu propoğanda dönemi bir çok insanın, bir çok kesimin fena halde canını acıttı.
Liderler fellik fellik ülkeyi dolaşmak zorunda kaldılar.
Televizyonlarda bile onların nereden nereye gittiklerini izlemekte güçlük çektik.
Ya onlar?
Gece demeden, gündüz demeden koşmak ve bir başka ile, bir başka büyük ilçeye daha ulaşmak zorunda hissettiler kendilerini. Dur durak bilmediler. Uyumadılar. Doğru dürsüt yemeklerini yemediler.
Akla hayale gelmedik masraflar yaptılar.
Parti kaynaklarını( Pardon Ülke Kaynaklanını) çar çur ettiler. Çula çaputa yatırdılar. Çünkü Siyasi Partiler Devletten aldıkları yardımları kullanıyorlar. Alınan bu paraların üstüne eminim çok yüksek oranda kendi öz kaynaklarını da kattılar.
Ha birde adayların harcadığı paralar cabası.
Üstü üstüne konulduğunda Siyasi Partilerin toplam harcamaları katrliyonu bulmuştur.
Ya insanlarımızın harcadıkları?
İnanın onların haddi hesabı yok.
İzmir veya Diyarbakır mitingini ele alalım.
Bu mitinglere artık çevre illerden gelmeyen mi var? Binlerce araba, onbinlerce insan işini gücünü bırakarak, gece yarılarından yollara döküldü veya gece yarıları evlerine zar zor döndüler.
Sarfedilen emek, harcanan para , bizim milletimizin kaldıracağı bir yük değildir.
Bu işe gerçekten bir çeki düzen vermek lazım.
İnanın liderlerimizin bütününün mitingini televizyon ekranlarından belki saatlerce izledim.
İzmir, İstanbul veya Diyarbakır Mitinglerinde söylenenler bütün siyasiler bakımından tıpa tıp aynı.
40 fırın ekmek yesen adam olamazsın, eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri, lideri karga olanın burnu iyi koku almaz(ben biraz değiştirdim C.T), eskiye rağbet olsa idi bit pazarına nur yağardı gibi cümleler.(bu arada Sayın Başbakanın zaman zaman yapılan hizmetlere vurgu yapan sözleri.)
Bunları söylemek için milyonlarca insanı oradan oraya koşturmanın, iş , güç, emek,para harcamanın hiçbir anlamı yok.
Bu iş gerçekten çok lüks.
Bizim gibi fakir ülkelerin böyle bir lüksü asla olmamalı.
Göreceksiniz seçimlerden sonra hovardaca harcadığımız bu lüksün karşılığını, çok acı biçimde ödemek zorunda kalacağız. Para muslukları kısılacak, yeni vergi düzenlemeleri gelecek, kaybedilen zaman, güç , emek ve masrafı bir şekilde telafi etmek zorunda kalacağız.
Hiç kuşkunuz olmasın,
Canımız acıyacak.
Peki bir çare söyle diyorsan , alın size çare.
Bu ülke 7 bölgeden ibaret değil mi?
Her parti bir bölgede , bir defa seçim mitinği yapar hükmünü Siyasi Partiler kanuna koyun, vesselam.