İTİBAR
Kim ne yaparsa kendine yapar sözünü bu birkaç gün içerisinde ikinci kez kullanıyorum. İnsanlar ve kuruluşlar, yasa, örf, adet ve inaçların dışına taşan bir eyleme girişmez ise durduk yere hakkında laf edilmez, ileri geri konuşulmaz.
Yani insanlar ve kurumlar itibarlarını korumada gerekli özeni gesterirlerse, kimse kaşın üstünde gözün var demez.
Doğan Güreş Genelkurmay eski başkanlarından.
Bir ara siyasete soyundu. Kilis Milletvekili oldu.
Tansu Çiller’in Başbakanlığı döneminde Genelkurmay Başkanı idi.
"ben siyasilere tak emrederim, onlar şak yerine getirirler" sözü ile ünlenmişti.
4 günden beri Özel Kuvvetler Komutanlığında 11.Ağır Ceza Mahkemesi üyesi Hakim Kadir Bey tarafından arama yapılıyor.
İşte bu aramayı Sayın Paşamız onur kırıcı bir davranış olarak değerlendiriyor.
"Ben Genelkurmay Başkanı olunca Özel Harp Dairesinin konumuna göre çok güdük kaldığını gördüm ve bunun üzerine burayı daha teşkilatlı bir hale getirmek için Özel Kuvvetler Komutanlığını kurdum. Bu komutanlığa bağlı olarak Seferberlik Tetkik Kurulunu oluşturdum. Buradaki bilgiler gizlinin de gizlisidir. 3 günden beri yaşanan gelişmeler kurumun itibarına büyük zarar veriyor" diyor.
Özel Harp Dairesinin 1956 yılında ABD nin isteği üzerine, özellikle Sovyetler Birliğinin Türkiye’yi işgal etmeye kalkışması halinde sivil inisiyatifi harekete geçirmek, özel birlikler yolu ile düşmana darbe vurmak amacı ile teşkil edilmiş olduğunu öğrenmiş olduk.
Ecevit’in Başbakanlığı döneminde Genelkurmay Başkanının kendisine gelerek 1 Milyon Dolar Ek tahsisat istemesi üzerine durumdan haberdan olduğunu da.
Ecevit bu kurumdan ancak para isteme sırasında haberdar oluyor, ne yapıp ne ettiğini öğrenmeye çalışıyor, fakat kendisine bilgi verilmiyor.
Kurum varlığını bugüne kadar sürdürdüğüne göre çalışması için gerekli tahsisat aralıksız olarak bütün hükümetler tarafından karşılanmıştır.
Bu kurumda Seferberlik Daire Başkanlığını yapan biri Albay , diğeri Binbaşı rütbesindeki iki görevli Bülent Arınç Beyin evi etrafındaki eylemleri sebebiyle gözaltına alındılar. İfadelerinin alınmasından sonra zahir işler büyümesin diye serbest kaldılar. Fakat bu Albayın şöförlüğünü yapan askerin babası ile olan konuşmasında,gelen talimat üzerine evrak imha ediyoruz sözleri , yeniden kuruma dikkat kesilmesine sebep oldu ve 4 günden beri devam eden araştırmaya start verildi.
Doğan Güreş işte bu araştırmayı kasdederek, Ordunun Onuru ile oynanmaması gerektiğini söylüyor.
Doğru.
Aslında bu Milletin kahir ekseriyetinin Ordunun Onuru ile oynamak gibi bir arzusu olamaz. Ordu Milletin ordusudur ve oradaki görevlilerin tamamı Milletin evlatlarıdır. Millet evlatlarının kendilerinin bir parçası olan Ordularının onuru ile oynamayı düşünmesi, kendi ayaklarına balta vurmaktan başka bir anlam taşımaz.
Peki aksi durum söz konusu ise. Yani Ordudan kimileri Milletin Onurunun zedelenmesine sebep olacak, insanlarının haysiyetini ayaklar altına alacak hareketlenmeler içerisinde ise, ne yapılması lazım.
Eskiden olduğu gibi halk sussun mu? Bu yanlışları düzeltmek için adım atmasın mı? Yanlış yapanların eylemi yine kendi yanlarına kar mı kalsın?
Milletin yapılanları yanlış bulduğu hareketler, neden ordunun kimi mensupları tarafından doğru kabul ediliyor?
Gizlinin de gizlisi belgelerin saklandığı yerlerde çalışan insanlar Bülent Arınç Bey ile ne uğraşıyorlar? Alıp veremedikleri nedir?
Hangi Ordu mensubu Bülent Bey’den daha fazla vatanseverdir? Bülent Bey şimdiye kadar kendisini test ettirmiş ve bu Millet ona önemli görevler tevdi etmiş. Onun evinin yerini fiştikleyenler de halkın huzuruna çıksınlar, sizi yönetmek istiyoruz, oyunuzu verin desinler…
İş bu kadar basit. Hanya Konya anlaşılır.
Esas itibariyle Ordunun kafasında şimdiye kadar oluşturduğu şablonun artık değiştirilmesi lazım. Bu şablon değiştirilmediği sürece "uygun adım marş"ın dışına taştığı düşünülen kişi, kurum ve kuruluşlara nizamat verilmeye çalışılacaktır.
Fakat bu durumu Türkiye artık kabullenmiyor.
Halk çok değişti, sıra Ordunun kendisini değiştirmesinde.
Bu değişikliğin bir an önce gerçekleştirilmesi gerektiğini-bana göre-düşünen insanlardan birisi Sayın Genel Kurmay Başkanı. O sebeple kurumun en önemli birimlerinde gerekli aramanın yapılmasına fırsat veriyor, o sebeple eleştirileri daha dikkatli bir biçimde dinliyor, o nedenle her türlü bilgiyi size vermekte kimi gecikmelerimizin olacağını bilmenizi istiyorum diyor.
Bizim Urfa eski tas, eski hamam düşüncesinde olan Genelkurmay Eski Başkanı Doğan Güreş, yapılanları onur kırıcı bulur iken, işin başında bulunan İlker Başbuğ, işlemlerin normal rayında gittiğini düşünüyor.
Ordu vatan savunmasında kendisine düşenleri yapsın. Milletin dini ile inancı ile, örfü ile, ticaret yapılacak Bakkalın kim olacağı ile, Üniversiteye giriş çıkışlarla , Rektörlere talimat vermekle uğraşmasın.
Darbe yapmasın.
Darbe yapmaya kalkışmasın
Yer altına suikast amaçlı olarak silahlar gömmesin.
Başbakanın evinin krokileri ceblerinde gezmesin.
Bakanların evlerinin bulunuduğu mekanlar ajandalarında fink atmasın.
Milletvekilleri fişlenmesin(Elimde sarı zarf içinde gelen benimle birlikte kimi Bakan ve Milletvekillerinin fişlendiğini gösteren belge var, hem de resimli)
Balans ayarı yapılmasın
Başbakanların, Bakanların boyunlarına idam ilmikleri geçirilmesin,
Millete Komplo belgeleri hazırlanmasın,
Seçilmiş iktidar yasa dışı yollarla devirmeye kalkışılmasın,
Kendi itibarını, onurunu korumak için Milletini sevsin, değerlerinden nefret etmesin.
Hepsi bu.
Millet namus hariç her şeyini feda eder.
Yani insanlar ve kurumlar itibarlarını korumada gerekli özeni gesterirlerse, kimse kaşın üstünde gözün var demez.
Doğan Güreş Genelkurmay eski başkanlarından.
Bir ara siyasete soyundu. Kilis Milletvekili oldu.
Tansu Çiller’in Başbakanlığı döneminde Genelkurmay Başkanı idi.
"ben siyasilere tak emrederim, onlar şak yerine getirirler" sözü ile ünlenmişti.
4 günden beri Özel Kuvvetler Komutanlığında 11.Ağır Ceza Mahkemesi üyesi Hakim Kadir Bey tarafından arama yapılıyor.
İşte bu aramayı Sayın Paşamız onur kırıcı bir davranış olarak değerlendiriyor.
"Ben Genelkurmay Başkanı olunca Özel Harp Dairesinin konumuna göre çok güdük kaldığını gördüm ve bunun üzerine burayı daha teşkilatlı bir hale getirmek için Özel Kuvvetler Komutanlığını kurdum. Bu komutanlığa bağlı olarak Seferberlik Tetkik Kurulunu oluşturdum. Buradaki bilgiler gizlinin de gizlisidir. 3 günden beri yaşanan gelişmeler kurumun itibarına büyük zarar veriyor" diyor.
Özel Harp Dairesinin 1956 yılında ABD nin isteği üzerine, özellikle Sovyetler Birliğinin Türkiye’yi işgal etmeye kalkışması halinde sivil inisiyatifi harekete geçirmek, özel birlikler yolu ile düşmana darbe vurmak amacı ile teşkil edilmiş olduğunu öğrenmiş olduk.
Ecevit’in Başbakanlığı döneminde Genelkurmay Başkanının kendisine gelerek 1 Milyon Dolar Ek tahsisat istemesi üzerine durumdan haberdan olduğunu da.
Ecevit bu kurumdan ancak para isteme sırasında haberdar oluyor, ne yapıp ne ettiğini öğrenmeye çalışıyor, fakat kendisine bilgi verilmiyor.
Kurum varlığını bugüne kadar sürdürdüğüne göre çalışması için gerekli tahsisat aralıksız olarak bütün hükümetler tarafından karşılanmıştır.
Bu kurumda Seferberlik Daire Başkanlığını yapan biri Albay , diğeri Binbaşı rütbesindeki iki görevli Bülent Arınç Beyin evi etrafındaki eylemleri sebebiyle gözaltına alındılar. İfadelerinin alınmasından sonra zahir işler büyümesin diye serbest kaldılar. Fakat bu Albayın şöförlüğünü yapan askerin babası ile olan konuşmasında,gelen talimat üzerine evrak imha ediyoruz sözleri , yeniden kuruma dikkat kesilmesine sebep oldu ve 4 günden beri devam eden araştırmaya start verildi.
Doğan Güreş işte bu araştırmayı kasdederek, Ordunun Onuru ile oynanmaması gerektiğini söylüyor.
Doğru.
Aslında bu Milletin kahir ekseriyetinin Ordunun Onuru ile oynamak gibi bir arzusu olamaz. Ordu Milletin ordusudur ve oradaki görevlilerin tamamı Milletin evlatlarıdır. Millet evlatlarının kendilerinin bir parçası olan Ordularının onuru ile oynamayı düşünmesi, kendi ayaklarına balta vurmaktan başka bir anlam taşımaz.
Peki aksi durum söz konusu ise. Yani Ordudan kimileri Milletin Onurunun zedelenmesine sebep olacak, insanlarının haysiyetini ayaklar altına alacak hareketlenmeler içerisinde ise, ne yapılması lazım.
Eskiden olduğu gibi halk sussun mu? Bu yanlışları düzeltmek için adım atmasın mı? Yanlış yapanların eylemi yine kendi yanlarına kar mı kalsın?
Milletin yapılanları yanlış bulduğu hareketler, neden ordunun kimi mensupları tarafından doğru kabul ediliyor?
Gizlinin de gizlisi belgelerin saklandığı yerlerde çalışan insanlar Bülent Arınç Bey ile ne uğraşıyorlar? Alıp veremedikleri nedir?
Hangi Ordu mensubu Bülent Bey’den daha fazla vatanseverdir? Bülent Bey şimdiye kadar kendisini test ettirmiş ve bu Millet ona önemli görevler tevdi etmiş. Onun evinin yerini fiştikleyenler de halkın huzuruna çıksınlar, sizi yönetmek istiyoruz, oyunuzu verin desinler…
İş bu kadar basit. Hanya Konya anlaşılır.
Esas itibariyle Ordunun kafasında şimdiye kadar oluşturduğu şablonun artık değiştirilmesi lazım. Bu şablon değiştirilmediği sürece "uygun adım marş"ın dışına taştığı düşünülen kişi, kurum ve kuruluşlara nizamat verilmeye çalışılacaktır.
Fakat bu durumu Türkiye artık kabullenmiyor.
Halk çok değişti, sıra Ordunun kendisini değiştirmesinde.
Bu değişikliğin bir an önce gerçekleştirilmesi gerektiğini-bana göre-düşünen insanlardan birisi Sayın Genel Kurmay Başkanı. O sebeple kurumun en önemli birimlerinde gerekli aramanın yapılmasına fırsat veriyor, o sebeple eleştirileri daha dikkatli bir biçimde dinliyor, o nedenle her türlü bilgiyi size vermekte kimi gecikmelerimizin olacağını bilmenizi istiyorum diyor.
Bizim Urfa eski tas, eski hamam düşüncesinde olan Genelkurmay Eski Başkanı Doğan Güreş, yapılanları onur kırıcı bulur iken, işin başında bulunan İlker Başbuğ, işlemlerin normal rayında gittiğini düşünüyor.
Ordu vatan savunmasında kendisine düşenleri yapsın. Milletin dini ile inancı ile, örfü ile, ticaret yapılacak Bakkalın kim olacağı ile, Üniversiteye giriş çıkışlarla , Rektörlere talimat vermekle uğraşmasın.
Darbe yapmasın.
Darbe yapmaya kalkışmasın
Yer altına suikast amaçlı olarak silahlar gömmesin.
Başbakanın evinin krokileri ceblerinde gezmesin.
Bakanların evlerinin bulunuduğu mekanlar ajandalarında fink atmasın.
Milletvekilleri fişlenmesin(Elimde sarı zarf içinde gelen benimle birlikte kimi Bakan ve Milletvekillerinin fişlendiğini gösteren belge var, hem de resimli)
Balans ayarı yapılmasın
Başbakanların, Bakanların boyunlarına idam ilmikleri geçirilmesin,
Millete Komplo belgeleri hazırlanmasın,
Seçilmiş iktidar yasa dışı yollarla devirmeye kalkışılmasın,
Kendi itibarını, onurunu korumak için Milletini sevsin, değerlerinden nefret etmesin.
Hepsi bu.
Millet namus hariç her şeyini feda eder.
Yazarın Önceki Yazıları