KABZ HALİ

Hiç hayra alamet değil.
Hiç hoş değil.
Hiç iç açıcı değil.
Heyecandan uzağız.
Yüzlerden düşen bin parça.
Çarşı ,Pazar huzursuz.
İş yok.
Piyasa dönmüyor.
Yatırımlar durmuş.
İhracat yapılmıyor.
İthalatta büyük sıkıntılar yaşanıyor.
Piyasadaki durgunluk, ara ve yatırım malları ithalatının kesilmesine sebep olmuş.
Ürettiğinizi satamadığınız için, yeni yatırımlar yapmayı düşünmüyor insanlar.
Hatta çok enteresan bir şey oldu geçen gün.
Bir arkadaş,ağabey piyasada mal yok.
Ne dedim yani ,satmak için mal mı bulamıyorsunuz.
Evet aynen öyle .
İstediğimiz malı bulmakta güçlük çekiyoruz .Bulduğumuzda da peşin para olmadan mal alamıyoruz.
Alacağın her mala peşin para vermek nerede? Malı alacaksın,bir iki aylık çek,senet vereceksin. Aldığını paraya çevireceksin, peyderpey tahsil etmiş olduğun parayı çekine senedine vererek borcunu kapatacaksın. Piyasa böyle işliyor. Ama biz sattığımız malın parasını peşin almıyoruz ki, tüccara peşin ödeme yapabilelim dedi.
Peki çözüm dedim.
Çözüm şu.
Devlet piyasalara güven verecek kararlar almalı.
Üreticinin, tüccarın , sanayicinin mal üretmesi teşvik edilmeli.
Onların işçi çıkarmak, mal üretmeye ara vermek gibi klasik "korumacı" yöntemlere başvurmalarını kesinlikle engellemeli.
Ve özellikle Devlet iç piyasayı canlandıracak adımları atmalı.
Ağabey Devlet yatırım yapmaktan kaçınır , kemerleri sıkarsa , vatandaş beş beterini yapar.çarşıya pazara çıkmaz, elindeki avucundakini daha dar günler gelecek endişesi ile saklar.
Hani nerede Devlet yatırımları.
Duble yollar durdu. Ak Partinin en önemli projelerinden birisi idi. Birinci iktidar dönemlerinde 15 bin kilometre yol yapacaklardı. O dönemde 7 bin kilometresini yaptılar, memleketin her tarafında yapılan bu yollar büyük rağbet gördü.
Müteahhit kesimi büyük morale kavuştu. Ve insanlar iş buldular.
Bu öyle bir şey ki, hani domino taşı kuramı var ya, aynen ona benziyor. İlk taşa verilen hareket,bütün ülkenin can damarlarına kan pompalıyordu. Fakat bu önemli projeye ne oldu, niye durdu anlamak mümkün değil.
Ben onların yerinde olsam derhal bu projeye start veririm.
Biliyorum , şimdi birileri çıkıp bu projeye çok fazla yüklenmenin  manası yoktu.Çünkü artık değer yaratmıyor, ülkeye yeni bir şey  katmıyordu diyebilir. Bu bir anlamda doğru, siz yaptığınız yolu bir başkasına pazarlayarak 5 liranızı, 25 lira yapmazsınız, ama iç piyasa başka türlü nasıl canlandırılacak, atıl vaziyetteteki iş makinaları nasıl harekete geçecek, insanlar nasıl iş bulacak? Soruyorum sizlere. Çalışmayan insan bakkala, kasaba, manava gidebilir mi?
Ama siz iç piyasanızı canlı tutarsanız, bu hemen dış dünyaya,piyasalara yansır.
Ben tabiiki bu görüşlere sonuna kadar katıldığımı söyledim. İlk Baharla birlikte yeni bir harekete, canlanmaya ihtiyaç var.
Özellikle Enerji alanında hem bizim, hemde komşu ülkelerde büyük açığın olduğu biliniyor.
Bu açığı kapatmak için ne yaptık mesala.
Özellikle memleketimizin su kaynakları bu alanda rantabl biçimde kullanılıyor mu?
KESİNLİKLE HAYIR, HAYIR , HAYIR.
Al dışarıdan doğal gazı, dünya aleme dünyanın parasını öde, bundan enerji üret ve milletine pahalı pahalı sat.
Peki bu işten kim kazanıyor?
Devlet mi, Millet mi, kim?
İnanın ne Devletin bir kazancı var, ne de milletin. Devlet, milletin kursağından
aldığı avuç avuç paraları gaz üreticilerine ödüyor, bu durum,ÜLKE İNSANINA İŞ VE İSTİHDAM  yönünden bir yarar sağlamıyor.
İnanın böyle.Nüfusunun nerede ise 50/55 milyonu asgari ücret bile almayan insanlarımızın ayda  70/80 liraya varan elektrik ve bunun iki, üç katı kadar doğal gaz parası ödemesi ne demek?
İşin içerisine kira parası, su parası, barınma, beslenmeyi katmıyorum.
Bu kabz halinin aşılması için Türkiye’nin en büyük önceliğinin sulama ve enerjiyi birlikte temim edecek HİDRO ELEKTRİK SANRALLERİNE yönelmesi gerekiyor. Karakaya ve Atatürk Barajlarının yapıldığı günleri hatırlıyorum. İnanılmaz derecede hareketlilik var, piyasalar canlı,insanlar mutlu ve müreffehti.
Ilısu barajı, Silvan barajı ve Zap Çayı üzerinde yapılacak onlarca barajın süratle yapımına start vermek, hem ülkeye, hem millete büyük moral olur.
Ve yarım kalan duble yolların yeniden inşası.
Üreteceğimiz enerji dışa bağımlılığımızdan nispeten kurtulmamızı sağlar, artan kısmını Irak Devleti almaya hazır.
Ekonomik alandaki hareketlilik her alanda moralleri düzeltir. Kabz halinin aşılmasına imkan verir.
Bu moralle hem Avrupaya, hem Ortadoğuya çok önmli mesajlar verirsiniz.
Küçücük Dubaiyi,Kuveyti, Katar’ı meşhur eden ne ki?
Çöllleri mi, Develeri mi, Şarıl şarıl akan suları mı, doğal güzellikleri mi, tabiat varlıkları, ormanları mı? Hayır hiç biri. Sadece ekonomik açıdan istikrarlı bir çizgi tutturmaları.
Şimdi bize özgü "su akar, deli bakar" sözünü tersine çevirmek  ve Kabz halinden kurtulma zamanı.
Günler çok çabuk geçmeye başladı.
Rahmetli Özal’ı unutulmazlar arasına sokan, ülkeyi dış dünyaya açması, serbest rekabeti temin etmesi ve İktidarı döneminde Atatürk Barajını yapıp bitirmesi idi.
Ekonomik açmazlar inanın her şeyi kilitliyor ve içinden çıkılmaz kabz hali yaşatıyor.