KADERİMİZ BİR OLUNCA
Sabahın erken saati. İnternetin başında güncel konulara şöyle bir göz atıyorum. Telefonuma mesaj geldiğini ifade eden sesi umursamıyorum 5-10 saniyeliğine. Yine ya Sarıyer Belediyesinin veya Kadıköy belediyesinin, veyahutta malımızı şu indirimlerle hizmetinize sunuyoruz diyen bir firmanın mesajı diyorum.
Öyle de olsa daha fazla dayanamayıp, mesaja bakıyorum.
"Sayın Milletvekilimiz 22. Dönem Antalya Milletvekilimiz Fikret Badazlı bey vefat etmiştir. Cenazesi…"
Aman diyorum bir an, Allah Allah sesleri dudaklarımdan dökülüyor. Beynimin diğer bir yanından " ne yani olamaz mı" sorusu rahmetle, merhametle cevelan edince, hemen "İnna Lillah ve İnna ileyhi raciuvn" biz Allah’tan geldik ve yine ona döneceğiz, diyor, Fatiha, İhlas, Felak ve Nas surelerini ardı ardına okuyorum.
Elimi yüzüme sürdüğümde, Rabbim Rahmet eyle, merhametinden eksik etme diyorum.
Ve aklıma "Allahumme inniy eseluke ya Allah-us-samedu-l-leziy lem yelid ve lem yuvled ve lem yekun lehu kufuven ehad. En teğfire lizunuvbi bifadlike ve cuvdike ve keremike ya ekremel ekremiyn ve ya erhamerrahimiyn" – Her şeyin kendisine muhtaç olduğu, kendisinin hiçbir şeye ihtiyacı olmayan, doğmamış, doğrulmamış, eşi benzeri olmayan Ey Yüce Rabbim senden ihsanın, cömertliğin, keremin hakkı için, rahmet edicilerin en merhametlisi, iyilik yapanların en iyisi olman sıfatınla günahlarımın affını istiyorum" duası geliyor.
Bu duayı hepimiz için okudum, okuyorum.
Rivayet edilir ki, Allah Resulü namazlarda tahiyattan sonra bu me’sur duayı okurmuş.
Kendimi biraz toparladıktan sonra bir iki arkadaşa haber vereyim, gelirler ise birlikte Antalya’ya Fikret Ağabeyin cenazesine gidelim dedim.
Yanımda Van eski Milletvekili Hacı Biner bey olduğu halde gece saat 24.00 te Antalya’ya gitmek üzere otobüse bindik.
Antalya’ya sabahın saat 07.00 sinde indiğimizde üstümüzdeki pardesü ve paltoların ne kadar ağır geldiğini gördük.
Antalya yazdan demesek de, bahardan kalma bir günü yaşıyor.
Ankara’nın ısıran soğuğundan, Antalya’nın ılıman iklimine atım atmak, tertemiz havayı solumak, yaşama tat katıyor. Biraz neşelendim ki, aklıma keyfe değil, taziyeye geldin düşünceleri üşüşüyor.
Antalya Karayolları Bölge Müdürü Ahmet Hulki Tuncer, misafirhanede bir iki saatliğine de olsa ağırlanmamızı sağladı.
Kahvaltı sonrası 100. Yıl caddesinde Batmanlı bir hemşehrimize uğradık. Doğu insanı her yerde siyaset ile iç içe."Kepez bölgesinde biz doğulular Ak Partiye oy verdik ve Belediye başkanlığını almasını sağladık. Sayın Başbakanın Mecliste yaptığı konuşma olumlu. Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı bizim üst kimliğimizdir cümlesi, bizi çok mutlu etti. Bunun Anayasa da bir kural haline getirileceğini umuyoruz. Bir de Kürtçe’nin öğretim dili mahiyetinde de olsa okullara ders olarak konulması sağlanırsa çok büyük sinerji yaratır. Ülkeye bağlılıkta aidiyet duygusu artar. İnsanlar ağa, maraba gibi düşüncelerden kurtulur" dedi.
Murat paşa camisindeyiz.
Merhum musalla taşında.
Yaklaştım.
Başucuna yakın durdum.
Nebe(Amme)-Haber, suresini okudum.
"İnne lilmuttakiyne… bölümüne geldiğimde duygularım yoğunlaştı, sesim çatallaştı. Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir kurtuluş, bahçeler, üzümler, kendileriyle bir yaşta, göğüsleri çıkmış genç kızlar ve dolu dolu kadehler vardır. Bunlar kendilerine, göklerin ve yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbinden, Rahmandan bir mükafat, yeterli bir ihsan olarak verilmiştir" ayetleri ölümün bir terhis tezkeresi olduğunu aklıma getiriyor.
Teslim oluyorum.
Merhumun eşinin yanına gittiğimizde söz bitiyor. Yenge o çok iyi bir insandı derken aklıma rahmetlinin Cavit dedikten sonraki göz işareti geliyor. Yani ezan okundu, hadi namaza.
Nurdoğan Topaloğlu Ağabey önde, rahmetli arkasında, ben onun arkasında namaza gidişimiz, tatlı bir hatıra olarak kalıyor.
Avluda Bayındırlık eski bakanımız Zeki Ergezen bey, Kütahya Milletvekili Abdullah Erdem Cantimur bey, Burdur Milletvekili Mehmet Alp bey, Kırşehir eski Milletvekili Hacı Turan bey, Antalya Milletvekili Avrupa Parlamentosu Başkanı Mevlüt Çavuşoğlu bey, Antalya eski milletvekilleri Burhan Kılıç, Mehmet Dülger ve Osman Akman beyler var. Antalya Valisi orada.
Cumhurbaşkanımızın, TBMM si başkanımızın ve Başbakanımızın çiçekleri avludaki yerinde.
Camiden çıkış çok hüzünlü oldu.
Merhumun çocukları ve eşi çok ağladılar.
Mezarlıktayız.
Artık sukunet var.
Mahzun, melul akan gözyaşları var.
Ve merhumun kızlarından küçüğünün mezar taşına ufak fiskelerle dokunuşu var.
Vay babam, vay başımıza gelenler der gibi.
Toprak tepeleme olunca, beyaz ve kırmızı karanfillerin üzerine Abdullah Erdem Cantimur bey su serpti.
Gül bahçeleri içerisinde ol, Cennet ırmakları altından aksın.
SİYASET
Antalya Ak Parti il başkanı Hüseyin Samani bey yemek ikramında bulundu.
Parti binasını çok beğendim.
Bu binada güzel hizmet edilir dedim.
Parti binası olur da, siyaset konuşulmaz mı?
Sağlıkta, Eğitimde ve başta yeni yollar olmak üzere diğer alanlarda alınan hizmetleri biri birimize aktardık.
Duble yollar bir gün ulaşıma kapatılsın, bu ülkede neler oldu diyenler günlerini görsünler önerim tebessümle karşılandı.
Antalya teşkilatı çok ciddi çalışma içerisinde, halka inmede eksikliklerini hızla gidereceklerini söylüyorlar.
Bir ilçe başkanı Ağabey "teşkilat yoklaması yapıldıktan sonra torbaların ağzı bağlanıp götürülmemeli, biz kimin ne oy aldığını bilelim, ancak takdir yine de Genel Merkezindir" dedi.
AZİZ MÜSAFİR
Sayın Cumhurbaşkanımız İlimizi ziyaret edecek. Eski vekillere protokolde yer yokmuş. Buradan Sayın Cumhurbaşkanımızı saygılarımla selamlıyorum. Vereceği mesajların sevgi ve saygı iklimine çok büyük katkısı olacak. Gönlünden kopacak sesler, umarım, dilerim dillerinde "merhamet, merhamet, merhamet" diye karşılık bulur.
Merhamet dilinden anlamayan mı var.
Söylerem ozan kimin,
Kalp kaynar kazan kimin,
Elin elimde olsa,
Gezerem hızan kimin.
Ay ez hanım ez hanım,
Çıh eyvanda gez hanım,
Aziz mısafır gelmiş,
Şeker şerbet ez hanım.
Yazmanın ucu çevirme
Saçın yana devirme,
Men senin hayranınam,
YÜZÜN MENDEN ÇEVÜRME.