KARLAR DÜŞER

Her sene bir iki kez soğuk algınlığına yakalanırım.

Sebebini anlamadan bir kerede gelir bulur beni.

Üşürüm.

Sıtrım üşür,

Ciğerlerim üşür,

Tir tir titrerim.

İki büklüm olurum.

Yatak , yorgan beni değil de,

Sanki ben onları ısıtırım.

Üstüne üstlük bir de burnum tıkanmasın mı?

Nefes alamaz olurum.

Bu esnada evnavi çeşit kabuslar görürüm.

Kopan fırtına ağaçlar arasından ıslık çalarak gelir kulağımın dibine oturur.

Vııın vıııın vıııın.

Ve hep kar yağar, lapa lapa.

Dün gece de yine çok kar yağdı.

Her taraf bembeyaz oldu.

Yarım metreden fazla olunca, hiç kimse adım atamaz, yerinden kıpırdıyamaz hale geldi.

Ama ben çıktım, işe gideceğim  dedim.

Kızım Şevin de bana engel olmaya çalışıyor.

Onunla mücadele ede ede aşağıya indim.

Bak arabayı hareket ettirmen mümkün değil, gördüğün gibi hiç kimse evinden çıkamıyor,sen nasıl işe gideceksin dedi.

Tamam söz arabayı çıkartmayacağım ama,yürüyeceğim dedim.

Birkaç adım attım,yok yürümek de mümkün değil.

Kar da nasıl beyaz, hiç bu kadar saf , berrak beyazlıkta olanını görmemişim.

Geri döndüm.

Diğer tarafa dönünce yatakta olduğumu anladım.

Rüyadaymışım.

Ay uy ettim.

Herkes uyuyor,

Gece öylesine karanlık, öylesine kalın bir zulmet içerisinde,

Her şey zıddı ile kaim.

Madem üşüyorum,

Niye Vahap Ağa hamamında,

Veya bir adım öteye gideyim,

Çermik kaplıcalarında  değil de,

Bembeyaz karların içerisindeyim.

Ve işe gitme sevdasındayım.

Karlar arasında kan ter içerisindeyim.

Başımdan, göğsümden, kollarımın arasından sıcak sular akıyor,

Ağlama hissinden uzakta, ama gözlerimden yaş boşaltmaktayım.

Ah bu yaşlar bir de şu kapalı burnumdan aksa,

Şöyle derin bir nefes alsam,

Başıma , beynime, ciğerlerime çeksem,

Gögsüm kalksa inse,

Yok mümkünatı yok burnuma zırnık girmiyor.

Anam aklıma geliyor,

Heyecanlanıyorum,

Ben hasta olduğumda,

O,

Kapımın bekçisi olurdu.

"Cayit neyin var ha, sahan nane yapayım, hııın ne dedin, limonda koyayııımmm?(Kelimeyi uzatınca soru haline getirir, öyle konuşurdu)

Halbuki hiçbir şey dememişim,

"hııın tamam, tamam istemisin isteme, ama bah su kaynadı ha" derdi.

Naz yapacağım ya , hadi getir getir, içeyim.

Bana Çay cinsinden sıcak bir şeyler getirenler, ikinci bir bardak getirmeyi ihmal etmezler.

Çayı beklemeye dayanamam, o sıcaklıkta da içemem.

İkinci bardak çayın o ilk sıcaklığını alır.

Bardaktan bardağa nane devri yapacağım.

Bardağı düşürüyorum.

Islanıyorum.

Gördün mü yaptığını diye çıkışıyorum Anama.

Zavallı.

Ne yapacağını şaşırıyor,

Benim yaptığım iş bu kadar olur diyor.

Ne suçu varsa.

Kabus içerisindeyim.

Birden yatakta doğruluyorum.

Aaa.

Nefes alıyorum.

Vücut santralim tıkır tıkır işliyor.

Nefes almak, alabilmek,

Üst üste, daha derin, daha derin, deriiiinnn.

Ohhh

Hayat varmış,

Yaşıyorum,

Nefes alıyorum.

Ve birden nefesin sahibini,

Bunca insana bedava olarak verilen nimetten beş kuruş istemiyeni,

Alın tüketin, bu size benim nimetimdir,

Daha güzelini, daha mükemmelini,

Şimdiye kadar hiçbir gözün görmediğini,

Kulağın işitmediğini,

Tatmadığını insanın,

Orada vereceğim diyeni hamd ile şükr ile anıyorum.

Hz.Yunus gibi

La ilahe illa ente süphanek, inniy kuntü minezzalimin,

Diyorum.

Karlar yağıyor,

Üşüyorum.

Isıt beni anam,

Isıt beni Mevlam.