KURSAK 2

Anayasanın 105.maddesinin 3 ncü fırkasında "Cumhurbaşkanı , vatana ihanetten dolayı,TBMM üye tam sayısının en az üçte birirnin teklifi üzerine, üye tam sayasının en az dörtte üçünün vereceği karar ile suçlandırılır" diyor. Yani Cumhurbaşkanlarının hangi sebeple yargılanacağı Anayasa’da çok net ve açık olarak belirtiliyor. Cumhurbaşkanı Vatana İhanet suçunu işlemiş ve bu bir anlamda bu suç sabit görülüyor ise, Milletvekillerinden en azından 184 tanesi yargılansın diye teklif yapacak, konu görüşülecek ve görüşme sonunda en az 413 Milletvekili yargılanmalı sonucuna ulaşacak ki, konu Mahkemeye intikal edebilsin. Vatana ihanet gibi gerçekten çok ağır bir suçlamada bile,Cumhurbaşkanı’nın yargılanması böylesine yine çok ağır müeyyidelere bağlanmış iken, aynı konu ile ilgili olarak Hukuk Mahkemesine açılan tazminat davasında verilen karar ile ,hakkındaki isnadın varit olmadığı kesin olarak ortaya çıkan Sayın Cumhurbaşkanını hangi güç, hangi Hukuk Mahkemeye taşıyacaktır? Cumhurbaşkanlarının dokunulmazlıkları yok savı gerçekten bir safsatadır ve bu iddialarda bulunanların umuduna Allah kimseyi bırakmasın. Çok zalimler çok. Haklar ve Hürriyetlerin kullanılmasında, sayılı yasakların dışındaki bütün alanlar serbest alanlardır. Siz koyduğunuz kural ile Cumhurbaşkanı Vatana İhanet Suçundan yargılanır ve onun da şartları şudur demişseniz, O’na diğer alanlarda mutlak dokunulmazlık zırhı tanıdğınız anlamı ortaya çıkar. Düşünün en küçük bir memur bile yargılanır iken, kendi üst kurumundan Memurin Muhakamatı Kanunu uyarınca , lüzumu muhakeme kararı alınması gerekiyor. Cumhurbaşkanı için böyle bir kuralın olmadığını düşünmek , ülkemizdeki kimi sergerdelere ait bir anlayış olsa gerek. Bu düşüncenin iler tutar tarafı olsa, her önüne gelen Cumhurbaşkanına dava açar. Hadi buyur gel Mahkemeye. Yok ya başka bir isteğiniz diyesi geliyor insanın. Cumhurbaşkanı yargılansın diyen Sincan Ağır Ceza Mahkemesi Başkanını Ergenekon davasından yargılanan Avukat Kemal Kerinçsiz anlatıyor. (Avrupadaki bir konuşmasında Öcalana Sayın ve şehitlere üç beş kelle dediği iddia edilen Sayın Başbakan hakkında verilen takipsizlik kararını aynı Mahkeme kaldırmış ve daha sonra Başbakan hakkında 3 kuruşluk tazminat davası açılmış, karara bağlanmıştı) Bu karar üzerine Kemal Kerinçsiz Yargılanmaya yol açan kararı veren Sincan Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı için , Noel Baba Derneği Başkanı Muammer Karabulut’a bakın ne diyor. K.K. Oooo Abi,onu telefonla söyliyeyim mi abi(gülüyor) işte bunu muhaliflerin iyi kullanması lazım.Ama nerede o muhalif ayrı mesele. Devam ediyor. Geçen gün "Sayın(Abdullah Öcalan için Başbakanın Sayın kelimesini kullandığını kastederek) davasını açan Sincan Ağır Ceza Mahkemesi Başkanıyla karşılaştık.Beni hatırlayabildin mi Kemal dedi. Valla hatırlayamadım efendim dedim. Ben dedi, senin yaptığın itiraza karar veren Reisim(Sincan Ağır Ceza Mahkemesi Başkanıyım) dedi."Sincan Ağır Ceza" . Yapmayın abi dedim. Ben de sizi ziyaret edecektim. Ankara’ya geldiğinizde bi gözünüzden öpüyüm dedim. Sarıldım öptüm adamı. Dedim bu memlekette böyle Hakimler kaldı mı dedim. Neyse oturduk sahbet ettik. Telefon Tapelerinin(dinleme kayıtlarının)devamında Sincan Ağır Ceza Mahkemesinde Sayın Cumhurbaşkanı ile ilgili itirazın,Ergenekon sanıkları tarafından sıkı takip edildiği ortaya çıkıyor. Şimdiii. Verdiği kararları ile Ergenekon sanığı Kemal Kerinçsize temenna çakan/kendisini böyle bir mecburiyet altında gören/bu Hakimin kararının usul ve yasalara uygun olduğunu, tarafsız bir biçimde alındığını söylemek mümkün mü? Başbakan için verdiği kararın keyfini Kemal Kerinçsiz ile çıkaran Hakim beyin , Cumhurbaşkanı ile ilgili hevesi kursağında kalacaktır. Buna şüphe yok. Yargının tarafsızlığı konusundaki tartışmaların en önemli sebebi bu.