NİYE 1 EYLÜL’ÜN DE ÖTESİ DEĞİL

Dünkü yazımda PKK tarafından  1 Haziran’a kadar çatışmasızlık/ateşkes/ konusunda verilmiş olan kararın bir süre daha uzatılması gerektiğini söylerken şu gerekçelere dayanmıştım.

1-PKK nın tek taraflı ateşkes ilanı önemlidir.(Ancak bu karar Tavşana kaç, Tazıya tut biçiminde olmamalıdır.Siz bir tarftan doğrudan çatışmaya girmiyorsunuz, böylece eleman kaybınızı asgariye indiriyorsunuz, fakat geçtiğiniz yerlere döşediğiniz mayınlarla onlarca Askerin vefatına sebep oluyorsunuz. Bunun adına çatışmasızlık/ateşkes/ diyebilir misiniz? Bence denmez. Çünkü mayın kalleş bir silah olarak kabul ediliyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin verdiği karar uyarınca, dünya üzerindeki bütün kara mayınlarının ilgili ülkeler tarafından temizlenmesine karar verilmiştir. Dünya genelinde verilmiş olan bu karar ortada iken, döşenen mayınların uzaktan kumandalarla patlatılmasını kimseye izah edemezsiniz. Mahçup olursunuz. O bakımdan ateşkes kararına mayın döşemekten vazgeçmeyi de katmak zorundasınız)

2-Cumhurbaşkanı sorunun ismini koymuş ve sorunu çözmek için bugün gerekli özeni göstermez iseniz, yarın daha ağır bedeller ödemek zorunda kalırsınız diyerek inisiyatif almıştır. Onun bu beyanı TSK tarafından "bizim böyle bir sonunumuz yok, ortada bir terör olayı var, TSK kendisine kanunlarla yüklenmiş olan ülkeyi koruma, kollama görevinin gereklerini yerine getiriyor, terörü yok edinceye kadar sonuna kadar savaşacağız" görüşünü bu defa çok açık bir biçimde dillendirmekten geri durmuş, bir anlamda Sayın Cumhurbaşkanına siyasi çözüm üretme konusunda olanak sağlamıştır. Ordunun bu tavrını Cumhurbaşkanı "eskiden bu tür konularda her kafadan bir ses çıkar, birinin dediğini diğeri yalanlardı, şimdi Devlette sorunun çözümü için kararlılık var"anlamına gelen görüşlerle Türkiye Devletinin "İYİNİYETİNİ" bütünüyle ortaya koymuştur.

3-Sayın Cumhurbaşkanı DTP lideri Sayın Ahmet Türk ile bu konularda görüşme yapmıştır.

4-Ahmet Türk son zamanlarda mayın patlatılması sonrasında hayatlarını kaybeden Askerler için üzüntülerini belirtmiştir.

5-Sayın Başbakan’ın sanıyorum en yakın süre içerisinde Ahmet Türk ile görüşeceği ve uygun görüşme gününün tayinine çalışıldığı açıklanmıştır.

Bütün bunlar devam ederken 1 Haziran 2009 tarihine kadar çatışmasızlık kararının birden bire kesilmesi gerçekten herkes için hayal kırıklığı olurdu. Onun için dünkü yazımda bu sürenin uzatılması gerektiğini belirtmiştim. İşte şimdi Kandilden 15 Temmuza kadar bu çatışmazlık kararına varıldığı ifade edildi.

Bana göre bu süre çok kısa ve eğer mayınlar döşenmeye devam edecek ise anlamsız da.

Ben,Diyarbakır’dan konuştuğum  çok duyarlı bir Aukat arkadışımın "bu süre hiç olmaz ise 1 Eylül 2009 dünya barış gününe kadar olmalıydı" sözünün de ötesinde bir takım "kalıplara" çakılıp kalmaktansa, bu yıl boyuca "arazilere mayın döşenmeyeceği ve çatışmaya girilmeyeceğinin açıklanmasını" bekliyorum.

Sorunun iyiniyetle çözümü gerçekten isteniyor ise,yukarıdaki olgular göz önüne alındığında, PKK buna bir anlamda mecburdur.

Çünkü. Burada Parlamentonun 1 aylık bir çalışma süresi kaldı. Anayasal değişikliklerin hazırlığının yapılması,Meclis Anayasa Komisyonununda görüşülmesi, Kanunun Parlamentoya intikali, burada görüşmelerin yapılması ve Referanduma gerek kalmayacak bir oy nisbeti ile değişikliğin gerçkleşmesinin bu sürede olması imkansız. Üstüne bir de Anayasa değişikliklerinin uygulanması için Kanun çıkartmak mecburiyeti var.

O bakımdan Türkiye’nin en azından 5-6 aylık bir süreye ihtiyacı bulunuyor. Ve bu sürede kesin biçimde silahların susmasına. Mayınlar dahil. Mayın olayını PKK ne iç ve ne de dış dünyaya izah edemiyor.

Mayın döşeme,ateşsizliğin miş gibi olanıdır. Bu durum hiç kimse tarafından gerçek bir ateşkes olarak algılanmıyor.

Onu bilmeyecek ne var. PKK bütünü ile ateş kesmeyi ve Türk Devlet yetkililerine inisiyatif vermeyi kendi siyaseti açısından olumlu karşılamıyor. Siz bana bir şey vermiyorsunuz, ben istediklerimi alıyorum, buna mecbursunuz havasını oluşturmak için mayınları döşüyor. Bir anlamda kendilerinden başka kimsenin değiştiğini düşünmediği için bunları yapıyor.

Oysa süreç içerisinde herkes gibi Türkiye de, Türk Devlet yetkilileri, Siyasetçileri  ve hatta Askerleri de değişti, değişiyor. Bu değişimi çok iyi gören Sayın Cumhurbaşkanı,bu konuda TARİHİ BİR FIRSATIN ELE GEÇİRİLDİĞİNİ söylüyor.

Dün belirttiğim gibi fiili ateşkesin devamı için  en önemli yol, ülke içerisinde 1500 dolayında olan PKK unsurlarının Kuzey Irak’a geçişini sağlamaktır. Bu sürede Devlet te Kandil v.s bombalamaktan vazgeçer ve siyasiler gerekli adımları atma imkanı/ortamı bulurlar.

Ümitliyim. Hadi hayırlısı.