SİYASET ÇOK KARIŞACAK - 2

Cemil Çiçek bey bölgesel Milliteytçilik ve Kürt oyları ile iş başına gelen Belediyeler Ermenistan sınırına dayandı sözünden geri adım atmıyor.

Onun bu anlatımının altında üç şey yatıyor

1-Güneydoğuda biribirine müttehit/bitişik/ 8 ilin Belediye Başkanlığının DTP nin kazanması ve sınırın nerede ise Ermenistan’a dayanmasını Türkiye’nin çok iyi tahlil etmesi lazım.

2-Doğu ve Güneydoğu Anadoludaki örgüt eylemleri ASALA örgütünün faaliyetleri ile başlamış ve PKK örgütü ile zirveye çıkmıştır. Yani PKK nın kuruluş ve gelişmesinde Ermenistan’ın çok büyük rolü olmuştur.

3-Gerekli tedbirler alınmaz ise bu fiili ve bir anlamda coğrafi birliktelik, ileride Türkiye’nin başını çok ağırtır.

Türkiye’nin bir yerel seçim sonrasında Belediye Başkanlıklarının dağılımına bakarak maksadını çok aştığı belli olan bu söyleme karşı başta Sayın Başbakan olmak üzere bir çok kesimden eleştiriler geldi. Sayın Başbakan bu konu ile ilgili değerlendirme yaparken, Cemil Beyin sözlerinin maksadını aştığını, kendisinin bu yönde bir tehlikeyi sezmediğini, zira Kars, Ardahan,Ağrı gibi illerin Belediye Başkanlıklarının Ak Parti tarafından kazanılmasını bu söyleme bakıldığında nereye konulacağının da ifade edilmesinin yararlı olacağını belirtti.

Anladığımız kadarı ile Sayın Başbakan Cemil beyin düşüncelerinin abartılı olduğunu, bu yöndeki değerlendirmelerin koruyucu, kapsayıcı olmaktan uzak ve kimlik siyasetinin bir diğer ucundaki düşüncelerin filizlenmesine hizmet edeceğini ifade etmiş oldu.

Başbakanın bu açıklamalarından sonra Cemil Beyin geri adım atacağını sananlar yanıldılar. Şöyle veya böyle ama siyasette belli ilkeleri olan , milliyetçi damardan oldukça, maneviyatçı çeşmeden yeterince beslenen Cemil Beyin , yerel bir seçimde biribirine müttehit 8 ilin Belediye Başkanlığını DTP nin almasını , ne olursa olsun içine sindirmediği anlaşılıyor.O, fikirlerimde ısrarcıyım, bu durumu Türkiye’nin çok iyi test etmesi , değerlendirmesi lazım gelir diyorum şeklinde görüşlerini açıklamaya devam ediyor.

Anlaşılan bu durumu Parti içerisinde de tartışmaya açacak.

Ak Parti içerisinde bu tür tartışmalara diğer Bakan ve yöneticelirin müdahil olması kolay değil. Öyle anlaşılıyor ki, onun kaygılarına doğrudan Başbakan cevap verecek ve tartışmaların uzamasının Partiyi zayıflatacağı düşüncesini belirtecek ve kimi zayıf halkaları yönetimden ve hükümetten alacak.

Cemil Çiçek bey bu tartışmadan daha başarılı bir şekilde çıkarsa (Çünkü Cemil bey onu ver, bunu ver, daha yetmez, al işte sana şunu da/zannımca TRT Şeş’i kastederek/ biçimindeki açılımlardan ciddi manada rahatsız, bu itibarla Ak Partinin hız kesmesini istiyor ve eski sertlik politikalarına geri dönüş talep ediyor) Ak Parti ANAP ta olduğu gibi giderek "millileşecek" ve mukadder akibetin ne olacağını hep birlikte göreceğiz.

Ama parti içi tartışmalarda çoğunluk,Ak Partinin değişimci ve özgürlüklerden yana tavrının sürmesinin daha doğru olacağına karar verirse ki, Gurup Başkan Vekili Nihat Ergün bey Cemil beyin görüşlerine katılmadığını açıkça belirtti, Cemil Bey kanadı hükümetten ve belki de Partiden ayrılma aşamasına gelecek.

22 dönem Parlamentosunda çok sayıda Avrupa Birliği ile ilgili uyum paketleri çıkarıldı. O dönemde Cemil Bey Adalet Bakanı idi.

Hükümetten gelen ve Komisyonlarda Sayın Başbakanın istekleri doğrultusunda şekillenen uyum paketlerininin bir çoğunun Genel Kurulda değişikliğe uğradığını biliyoruz.

Genel Kurulda değişikliğe uğrayan uyum paketleri, özgürlüklerin genişletilmesini değil, maalesef daha da daraltılmasını içeriyordu. Mesela AB liği uyum paketlerinden en önemlisi olan TCK nunu TBMM sinde, işledikleri iddia edilen suç sebebiyle azami oranda kimlerin ne kadar tutuklu kalacakları maddesi görüşülür iken, örgüt suçundan yargılananlar için bu durum aleyhe değiştirildi ve onlar bakımından tutuklulukta geçen süre diğerlerine göre iki katına çıkarıldı. Cemil bey bununla hem Ak Parti içerisindeki Milliyetçi kanada, hem CHP ye ve hemde örgütün eylemlerine karşı burnundan soluyan Anadolu insanına mesaj veriyordu. Bir gece yarısı gelen bu değişiklik önergeleri aleyhine kimsenin karşı koyması mümkün değildi.

Yukarıdaki belirlemeler ve son vermiş olduğum örnek ile aslında şunu anlatmaya çalışıyorum.

Cemil bey bu gelişmelerden/TRT 6 in kurulması gibi/ ve 29 Mart seçimlerinin sonuçlarından çok rahatsızdır.

Bu rahatsızlıktan Partiyi ve Hükümeti de sorumlu tutmaktadır.

Herkesin sorumluluktaki payının ne olduğunuun tartışılmasını istemektedir.

Bu tartışma sonucunda haklı olanın elinin güçlenmesini, haksız olanın Partiden ve Hükümetten ya çekilip gitmesini veya Hükümetin demokratik reformlar konusunda hız kesmesini talep etmektedir.

Cemil Beyin bu çıkışınının sadece günü birlik bir gelişme olmadığını, eskiye dayanan ve biriken yönlerinin bulunduğunu unutmamak gerekir.

Ya Cemil Beyin görüşleri haklı bulunmaz ve o görüşlerinde taraftar bulamaz ise:

O zaman , ya bu kadar çıkış anlamsız kalmasın diye Cemil Bey isitfa eder.

Ya da,

Kol kırılır yen içerisinde kalır denilir ve ağızlara kadar gelen safra geri yutulur ise, ilerideki günlerde meydana gelecek hasar daha ağır olur.

Göreceksiniz, bir cüce olarak lanse edilen 29 Mart seçimlerinin Dev sonuçları olacak.