TALABANİ GÖZÜNDEN ABD
Ortadoğu ülkeleri liderlerinin en akıllıları arasındadır Talabani. Doktordur ve bir mücadele insanıdır. Bizden kimilerinin aşiret lideri dedikleri insanlardan birisi idi. Şimdi Irak Devletinin Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturuyor. Aslında bir aşireti idare etmek , öyle kolay işlerden değildir. Binlerce, onbinlerce ve belki yüz binlerce insana bir anda otur, otur, kalk,kalk diyebilmek, sözünü geçirebilmek gerçekten büyük beceri işidir. Birde bu insanlarla her türlü mücadeleye girişmiş, her türlü zorluğa göğüs germiş, akla hayale gelmedik suikastlara maruz kalmış veya aşiretten maruz kalanları gözünüz gibi korumuş iseniz, insanların sizi kolay kolay bırakması mümkün değildir.
Şimdiki sistemlerde insanlar işbaşına gelir ve gider. Geliş öylesine alai vala ile olur ki, giderken yaşanan yalnızlık insanı ürkütür.
Talabani şimdi geri dönsün aşiretine, eskisinden daha kıymetli olarak yeri hazırdır. Ve ölünceye kadar da bu yerde milim kayma olmaz. Aslında Talabani dünya siyasi liderleri arasında en ünlü polemikçilerden birisidir. Bugün söylediğinin hemen bir gün sonra konjonktürel olarak tersini söylemesi imkan dahilindedir. O bu yönü itibariyle bizim dün dündür, bugün bugündür, yarında yarındır diyen ünlü Politikacımız Demirel’e pek benzer.(Şeklen, şimalen, hacmen Allah benzetmiş , biz ne yapalım.) Her yerde , her zaman insanların nabzına verecek şerbeti hazırdır. Halkla birlikte halk adamı, Devletle birlikte Devlet adamı. Arada sınırlar vardır. Bu sınırların kendi eli ile aşılmasına asla fırsat vermez.
Iraklılar onu Devlet Başkanlığı koltuğuna oturturken "bu fiili gerçeği" görmezden gelmediler. Dünya Devletler sahnesindeki yeri, yönetim biçimi, sistemi hala belli olmayan Irak’ın, yaşadığı geçiş döneminde, Talabani’den daha mükemmel birisini Devlet Başkanı olarak bulmak mümkün değildi. Talabani hayalci değildir. Gerçekçidir. Oturmuş olduğu koltuk için ne Kürtler, ne Sünni Araplar ve ne de Şii Araplar zıt bir argüman geliştirmemişlerdir.
Onun hayalden uzak yapmış olduğu son bir değerlendirme var ki, 1990 dan beri devam eden ve nerede ise 28 yılı bulan Irak olayı hakkında bize çok doğru bilgiler veriyor.
Dünya alem , özellikle Türkiye ,ABD nin Irak’ta çiğnenen insan haklarını geri almak ve yerli yerine oturtmak amacı ile geldiğini düşünüyor. ABD nin son harekatında ölenlerin sayısının 1 milyonu geçmiş olması, bu niyet hakkında hepimize fikir veriyordur sanırım.
Talabani Suriyeli Arap Gazeteci Hüsnü Mahalliye vermiş olduğu son demecinde, ABD nin Irak’a gelişinde üç amacının olduğunu söylüyor.
1-İsrail’in güvenliğini sağlamak,
2-Irak petrollerine sahip çıkmak,
3-Bu amaçlarına ulaşmak ve gelişini halkın gözünde meşru göstermek için Saddam gibi bir dikkatörün devrilmesini bahane etmek.
Talabani bu açıklamaları ile ABD nin Irak’ı işgal ederken güttüğü politikanın Kürtlerle çok fazla bir ilgisinin olmadığını, bu meselenin bir paravan olarak kullanıldığını , esas amacın İsrail ve ABD nin menfaatlerini sağlamak olduğunu çok güzel bir şekilde gündeme getiriyor.
Gerçeği görüyor.
Ve ümmetin daha fazla bölünmesine sebep olacak girişimlerden ve adımları atmaktan olabildiğince kaçınmak gerektiğini ortaya koyuyor.