TENCERE/MENCERE
Dün Akşam Star Televizyonunun haber programında başarılı sunucu Uğur Dündar’ın karşısında Türkiye’nin iyi polemikçi iki siyasetçisi , genel anlamı ile Ankara’da yaşayan herkesi çok yakından ilgilendiren doğalgaz konusunu tartıştılar.
Son zamanlarda kendisine bürokratlar tarafından gönderilen "ihbar niteliğindeki" belgeleri iyi değerlendiren ve sakin üslubu ile dikkat çeken CHP si Gurup Başkan Vekili Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in ucuza aldığı doğal gaz saatlerini, müşterisi konumundaki Ankara halkına aldığının iki katı fiyata sattığı ve buradan büyük rant sağlandığını iddia etmişti.
Melih Gökçek’te "yok böyle bir şey, ben onun yalan ve iftiralarını açık oturumda kendisine yedireceğim, yalan söyleyen şerefsizdir" gibi beyanlarda bulunmuştu.
Neyse, merhun sasat geldi çattı ve taraflar Star Televizyonunun akşam ana haber bülteninde , konuyu tartıştılar. Buna hiç şüphe yok. Bu arada biri birlerine demedik laf bırakmadılar. "Yalan söylüyorsun, saptırıyorsun, gerçekleri gizliyorsun, bu bir sahtekarlıktır, hırsızlık yapmak namussuzluktur, saptırmak şerefsizliktir" gibi sözler çok fazla kullanıldı.
Ekranları başında oturumu seyreden vatandaşların bir kısmının yüzü alı al, moru mora dönerken, bir kısmı da elbette "vur vur inlesin" havasında kahkahalar patlatıyordu.
Tartışmanın özüne döner isek,
İddia neydi?
CHP li Kemal Kılıçdaroğlu Melih Beyin ucuza aldığı doğal gaz saatlerini vatandaşa pahalıya satmış ve buradan kişisel kazanç sağlamıştı.
Melih bey bunlara cevaplarını verdi ve özellikle vatandaşa 300 dolara satıldığı söylenen doğal gaz saatlerinin 1995 yılında alındığını ve miktarının 1000 kadar olduğunu , aşamalı olarak diğer yıllarda alınan aynı saatin teknolojik ucuzlama sebebiyle fiyatlarının düştüğünü ve son olarak 2008 yılında bu saatlerin 63 Euro’ya vatandaşa satılmış olduğunu söyledi. Ve özellikle Kemal Beyi , "hani ben 165 Euro’ya bu sene vatandaşa saat satmıştım, onun belgesini senden istiyorum, göster" diyerek sıkıştırdı.
Kemal bey 2008 yılı için 165 Euroluk doğal gaz saati faturalarını ibraz edemedi. Melih bey bu alanlarda Kemal beye "onların" deyimi ile iyice giydirdi.
Ama Kemal Bey de boş durmadı, hemen arkasından Ankara halkına satılan doğal gazın fiyatlandırmasında "doğal gaz kartlarındaki yazılım hatası"sebebiyle trilyonlarca lira zarar verdiğini söyledi. Ardından doğal gaz saatleri içerisinde bulunan pillerin değişiminden haksız alınan paraların yine trilyonlarca liraya ulaştığını anlattı.
Melih bey bunun üzerine Ankara eski Belediye başkanı ve şimdi CHP adayı Murat Karayalçının 40 bin liralık(40 ytl) saatleri Ankara halkına 109 bin liraya(109 ytl) ye sattığını söyledi.
Melih bey tartışmanın olabildiğince darmadağın olduğu anlarda ardı arkasına CHP li Belediye Başkanlarının o kadar çok yolsuzluk , usulsüzlük dosyalarını sıraladı ki, bunların her birisini tartışmak saatlere değil, günlere sığmazdı.
Ancak Melih bey sunucu Uğur Dündar’ın Kemal Beyden yana olduğuna dair kafasında oluşan sıkıntıyı bir türlü atamadığından çok dağınıktı ve Başkanlığının finalini bu şekilde oynaması bence ona kaderinin bir cilvesi oldu. İnsanlar ben her şeyim, benden hiçbir alanda iyisi yok dediği ve yaradana sığınmayı ihmal ettiği zaman en güzel cümlelerin bile üzerine zakkum suyu dökülmesine sebep olurlar.
İsterseniz her ikisi için de bir tartışmayı Diyarbakır üzerinden ben başlatayım, belki ilgililerine yeni delil vermiş olurum.
Olay şu. Ankara’nın Çukurambar semti.
Bu semt yeni oluştuğu için imar düzenlemeleri üç aşağı , beş yukarı usule uygun yapılmış. Arsa sahiplerinden kesilen alanlar çocuk parkı, okul alanı ve yeşil saha olarak düzenlenmiş. Evimizin tam karşısında büyükçe bir alan Yeşil saha olarak bırakılmış ve 4 kattan fazlasının yapımına müsaade edilmeyen evlerin nefes almasına imkan verilmiş.
Bu alanda 3 sene önce sondaj kuyuları vuruldu. Saha iyice yeşillendirilecek, önce su çıkarıyorlar dedik. Fakat gelişmeler beklediğimiz gibi olmadı ve bu alana her biri 28 er katlı, alttan biri biri ile irtibatlı iki bina konduruldu. İsmini de Gökte Şehir koydular. Gerçekten Gökte bir Şehir inşa edildi.
Semtimiz Çankaya Belediyesine bağlı. Yeşil Alan’ın gerçek sahibi vatandaşlar. Ama bütün işleri evirip çevirmek Belediye ait. Çankaya Belediyesi CHP nin elinde.
Yeşil Alana yapılan Gökte Şehir’in sahibi Ankara Büyükşehir Belediyesi.
Peki Çankaya Belediyesine ait bir "YEŞİL ALANA" Ankara Büyükşehir Belediyesi nasıl Gökte Şehirler yapar?
Aldığımız bilgiye göre, CHP li Çankaya Belediyesinin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığına borcu varmış, o borcuna karşılık bu yeşil alanı vermiş, ardından Büyükşehir Belediyesi Çankaya Belediyesinden bu yer ile ilgili İmar Değişikliği yap demiş, onlarda Yeşil Alanı İmara açmışlar ve Ankara Büyükşehir Belediyesinin Gökte Şehirleri böyle oluşmuuuuşşşş. Hemen ayağımın dibinde olmasına rağmen, kızgınlığımdan gidip te fiyatlarını sormadım, ama şimdi bu Gökte Şehir’de dairelerin 600 bin dolardan satışa sunulduğunu haricen öğrendim. Neresinden baksanız 250-300 Milyon dolarlık bir servet.
Peki böyle bir servetin oluşmasında hak var mı, hukuk var mı, adalet var mı, insan hakkı var mı, yetimin hukuku gözetildimi, o arsa oluşurken kimlerin hakkından kesildi, şimdi kimlere "Gökte Şehirde" yaşamaları için verildi?
İşte Kemal beye ve Melih Beye yeni bir tartışma imkanı. Hem bu olay öyle kağıt üzerinde falan değil.
Çankaya Belediyesinin izni ile Ankara Büyükşehir Belediyesinin yaptığı 28 er katlı iki devasa binanın serencamı,sizlerin o enfes tartışmasını bekliyor.
Ya birileri dava açar, yürütmenin durdurulması istemli işlemin iptalini isterse , tartışmayı sizden önce başlatmış olur,iki belediye birden zarar görürse…