TUNCAY GÜNEY'DEN SALVOLAR

          General Küçük’ün gurubunun adı Ergenekon’dur. Bütün bu Askeri Sivil Cuntaya Ergenekon denir.

          Ergenekon sizin bildiğiniz MHP lilerin demir dövdüğü gurup değil. ABD nin örgütlediği bir guruptur. Ergenekon Devlet dışında bir yerlerden de destek alır.

          Ergenekon’a sadece Devletten değil, bankalardan, işadamlarından ve mafyadan da kaynak akıyor.

          Ergenekon örgütlenmesinin sağı solu yok. Herhalde amacı Türkiye’yi ele geçirmekti. Her yerde örgütlendiler. Ancak onlar PKK, DHKP0C gib bir örgüt değildir.Farklı bir örgüttür.

          İşin içinde polislerin olmamasını düşünemiyorum. Olmaması mümkün değil.

          Ergenekon’un çekirdek kadrosu Nejat Müldür, Güven Erkaya, İsmail Hakkı Karadayı, Teoman Koman, Rasim Betir, Veli Küçük,Osman Özbek. Bu çekirdek kadro 12 kişidir, ancak ben örgüt içerisinde her birisinin rollerinin ne olduğunu bilmiyorum.

          Evimden çıkan dosyalar arasında  sarı kağıtlar var Bunlarla Ergenekon’un yeniden yapılanması anlatılıyor. Bunu Doğu Perinçek hazırladı. Veli Küçük bunu alıp genişleterek yeniden yapılanmanın tasarısını hazırladı. Bu Doğu Perinçek’in de Veli Küçük’ün de Bilgisayarında var.

          Çiller, Veli Küçük ile görüşmek istedi, Paşa yanaşmadı.

          Veli Paşa ile 1992 den beri beraberim. Haftada 3 kez telefonda , l kez de yüz yüze görüşürüm. Veli Paşa Bayram namazlarına giderdi, Ramazan’da oruç tutardı, ama içiyordu. O Türkçü, önce Türkçü idi.(Enver Paşacılık milletin damarlarında var , ne diyelim. C.T.)

           Küçük , Yeşil’in (Mahmut Yıldırım) patronu idi. O işaret etmez ise, kimse Yeşil’i öldüremez. Yeşil’in ölü bir hayalet olması(artık bu lafından Yeşil’in kesinkes öldürüldüğünü anlıyoruz C.T) Veli Küçük’ün daha çok işine yarar.

           Türki Cumhuriyetlerdeki örgütlenmeleri direkt Veli Küçük yapıyordu. Doğan Güreş’in bile Veli Küçük kadar havası yoktu.

           Veli Küçük Saddam ile Tarık Aziz gibiler aracılığı ile görüşüyordu.(Saddam ile bu görüşmeler herhalde Kürtlerin dibine kibrit suyu dökmenin nasıl olacağını planlamaya yönelikti, yoksa Veli Küçük ile Saddam’ın ne gibi bir ilgileri olabilir C.T.)

           Veli Paşa gönüllere taht kurmuş bir insandır. Veli Küçük perde arkasındaki lider olmaktan hoşlanıyordu. Siyasete girmeyi hiç düşünmedi. Hiç kimse Veli Küçük’e diklenemez.Cem Ersever’i İzmit’e çağırdı, gitmedi öldürdü. Cem Ersever itiraflar için önce Sabah Gazetesine gidiyor, kabul etmiyorlar, sonra Aydınlık’a gidiyor.

           Fehriye Erdal’ı , Sabancı Center’a Hüseyin Kocadağ soktu. (İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı, Susurlukta öldü)

           Abdullah Çatlı, Leventteki İETT garajında bir minübüs içinde Fehriye Erdal ve Mustafa Duyar ile görüştü.

           Sabancı Cinayeti ile ilgili dosyaları bana Perinçek verdi. Suikast Karataş’a ihale edildi.(Fehriye Erdal Belçikadaki yargılamalar esnasında sürekli örgüt sloganı attığı için, hepimiz bu olayın DHKP-C tarafından işlendiğine inandık. Ancak görülüyor ki, bu eylem  Ergenekon tarafından DHKP-C örgütü taşeron olarak kullanılmak suretiyle işlenmiş. Fehriye de durumun farkında değil. C.T) 

           Veli Küçük güçlenmek için bir televizyon ve bir gazete lazım dedi.Cumhuriyet Gazetesi ile temaslara geçildi. Televizyon için de Perinçek’in Ulusal Kanalı’nın adı Cumhuriyet TV olarak değiştirilerek yola devam kararı alındı. Başına Gazeteci Mete Akyol(Milliyet yazarı) getirilecekti.

           İlhan Selçuk, Haluk Şahin , Ferit İlsever Avrupa’ya iki sefer yaptılar ve 500 Milyar para getirdiler.

           Cumhuriyet’te İlhan Selçuk Hüseyin Kıvrıkoğlu(Eski Genelkurmay Başkanı) aleyhine bir yazı yazınca, Veli Küçük İlhan Selçuk ile gazete olmaz dedi.

           Gürbüz Çapan Cumhuriyet Gazetesinin hisselerini topluyordu. Yüzde 20 ye ulaştı. Yüzde 10 İlhan Selçuk’ta kalacaktı. Ama Veli Küçük Gürbüz Çapan ile uğraşmak istemiyordu. Gazeteyi bunlar mahvettiler.

           Hizbullah’ı JİTEM organize etti. Ergenekon’un Kuzey Irak’ta da örgütlenmesi var, Veli Küçük’ün Kuzey Irak’ta askeri eğitim amaçlı okulu var. Hizbullah Askerlerin kontrolü altında idi. Akşamları jandarmada eğitim veriliyordu.

           Küçük, Hizbullah Lideri Hüseyin Velioğlu’nun ölmediğini söyledi.(Hırıstiyanlara göre İsa aleyhisselam çarmıha gerilmiş ve öldürülmüş. Gömüldüğü yerden 3 gün sonra göğe çekilmiş. Müslümanlara göre ise Hz.İsa Çarmıha gerilmedi, ona benzeyen birisine bu muameleyi yaptılar, Allah onu yanına aldı. Görüyorsunuz değil mi? Hüseyin Velioğlu Beykoz operasyonunda öldürülmedi ise, millet Batman’da kimi mezara gömdü. Ne işler Yarabbim. Aklıma iyilik sağlık . C.T.)

           Hizbullah olayından sonra Veli Küçük ile Doğu Perinçek’in arası bozuldu. Doğu Perinçek, PKK nın Türk Gladyosu içindeki adamı.

           Veli Küçük bana dedi ki, Hizbullah’ı başımıza bela eden Teoman Koman’dır. (emekli jandarma genel komutanı)

           İrfan Çağırıcıyı İran,İsrail ve Türkiye ortak kullandılar.(Ankara Sincan da Kudüs gecesini planlayan insan, daha neler)

           Kuzey Irak’a Silah götürdük, ama ben haberi CİA silah veriyor diye yaptım.Yani biz yaptık, CİA’ ye mal ettik.( yine de belki CİA yapmıştır, ama senin haberin yok. C.T.) Kuzey Irak’ta Barzaniye 12 bin silah götürdük, bir otelde bekledik, gelip aldılar.

           PKK , Lübnan’da Çevik Bir ile görüştü, pazarlık yapmışlar ama, adamlar karşısına Devlet gibi oturunca 1-0 yenik düşmüş.

           PKK yayın organları hiçbir zaman Veli Küçük’e yüklenmedi.(acaba neden)

           Tuncay Güney’in yaptığı bu salvoların ne anlama geldiği dün akşam TRT 2 de kendisine canlı olarak bağlanmak suretiyle soruldu.

           Kasetlerdeki beyanlarını Adil Serdar Saçan’a işkence altında verdiği için kabul etmediğini söyledi. Ancak kasetlerin deşifre edilmesinden, gördüğü işkence sebebiyle mutlu olduğunu anlattı. Kendisini sıkıştıran sorular üzerine velevki, bu beyanlarım doğru olsa bile işkence altında verildiği için kabul etmiyorum dedi.

           Dün akşam o programda Mehmet Elkatmış, Fikri Sağlar ve Şamil Tayyar Şafak ile oynadıkça oynadı. Onu canlı olarak izleyince bunca yıllık hayatımın en enteresan insanı ile karşı karşıya olduğumu anladım.

           Aslında ona bir isim bulmam gerekiyor ise, tam bir fahişeye benziyordu. Bam teline en küçük bir dokunmada yapmayacağı kötülük olmayacağını sözleri ve hareketleri ile ortaya koyuyordu.

           Ama aklına, zekasına, hayal gücüne ve yaşadıklarını anlatırken,yer, mekan , kurum, kişi ismi belirtmesindeki hafızasına şaştım kaldım.

           Ve şu kanıya vardım.

           Bu adam çok şey biliyor ve Adil Serdar Saçan’ın özel arşivine kaldırdığı, Tuncay Güney’in 6 çuval içerisindeki evrakının tez elden deşifre edilmesi ve Ergenekon dosyası içerisine konulması gerekiyor.

           Dün akşam o toplantıya katılanların Tuncay Güney’e "şimdi basına servis edilen kasetlerdeki sorgulama ifadelerini işkence altında verildiği gerekçesi ile kabul etmiyorsun. Tamam anladık. Ama biliyorsun ki, SORGUDA verdiğin ifadeler, şu anda o çok güvendiğin ARŞİVİNDEKİ BİLGİLER IŞIĞINDA SORULMUŞ.  VE SEN ŞU ANDA DA O ARŞİVİN

NE KADAR ÖNEMLİ OLDUĞUNU VURGULUYORSUN, PEKİ ŞİMDİ NE OLDU DA sorgulama ifadelerini kabul etmiyorsun? Arşivin deşifre edildiğinde, sorgulama ifadelerinin doğru çıkarsa, o zaman ne diyeceksin? Diye neden sormadılar, anlayamadım, gitti.(dünkü yazımda Yarbay Mustafa Dönmez’in soy ismi Durmaz olarak yazılmış. Düzeltirim.)