VATAN SİZE MENNETTAR DEĞİLDİR

"Aydın geçinenlerin bile –ver kurtul- dedirtebildiği bir vasatta , vatan için ölmeye hazır adam arandığında bir adım öne çıkanlar,yargılanmak istenmektedir. ‘Devleti Ebed Müddet’ olsun diye ölümü göze alanlar, yargılanmak istenmektedir.Sıradan insanların hayatı sevdiği kadara ölümü sevebilmiş ve ölebilmiş olanlar, silah arkadaşlarımız ve onların mücadelesi yargılanmak istenmektedir. Geceleri Sivas’tan öteye hareket edilmediği ülkenin bir bölümünde bölücü örgütün vergi salmayla başladığı,bölge gençlerinin örgüt tarafından askere alındığı günler unutturulmak istenmektedir. Gündüz Devletin, gece bölücü örgütün hakim olduğu günler çok uzakta değildir. Kamu görevlileri, kendilerine ait binalardan burunlarını bile dışarı çıkaramıyorlar, toplu katliamlar biri birini takip ediyordu. Bugün demokrasi ve insan hakları adına bizim boynumuza kement atan bazı yazarlar, o günlerde ‘yahu şu yangını söndürün de , nasıl söndürürseniz söndürün metodu,şekli,şemaili önemli değil’diyebilip, haykırıyorlardı. Ben bir Devlet görevlisiydim, görevimi yaptım, üzerime düşeni yaptım. Yanlış yaptı isem vicdanıma, Allah’a karşı ve hukuk devletinde yaşayan bir insan olarak da yargıya karşı sorumluyum"

Bu konuşma 11 Aralık 1997 tarihinde TBMM si kürsüsünden Mehmet Kemal Ağar tarafından yapıldı.

Konuşmanın kodları şu temel üzerine oturtulmuş bulunuyor.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti büyük bir işgal altındadır.  Bu işgale karşı Devletin kolluk kuvvetleri "yasalar çerçevesinde" karşı koyamamakta, hadiselerin önü kesilmemektedir. Öyleki, Devletin memurları burunlarını evlerinden dışarı çıkaramıyorlar, toplu katliamlar gerçekleşiyor. Örgüt gemi azıya almış, vergi salıyor, bölge gençlerini askere alıyor ve toplu katliamlar gerçekleşiyor. Ve ülkenin başta yazarları olmak üzere aydın kesimi, bu işi söndürün de nasıl söndürürseniz, söndürün demiş, Mehmet Ağar ve arkadaşları da Devlet Ebed Müddet duygusu ile kendi bildikleri tarzda yangına müdahale etmişler!!!

Mehmet Kemal Ağar zaten bunu her zaman ifade ediyor. "Ben ne yaptı isem devletim için yaptım, yaptıklarımızın bütünü Devletin arşivindedir. Hiçbir şey gizli ve saklı değildir" diyor.

Mehmet Kemal Ağar (veya kamuda kolluk gücü olarak görev yapan) kim olursa olsun, yapığı eylem "kanunların verdiği yetkiye dayalı ve onun SINIRLARI içerisinde ise" zaten hiçbir problem yoktur ve o sebeple de Mehmet Kemal Ağar’ın ikide birde Milletin karşısına geçip/yukarıdaki örneğinde olduğu gibi sıkıştığında  pervasızca Meclis kürsüsünden/ "ben ne yaptı isem devletim için yaptım, vatan için ölmeye hazır adam arandığında, bir adım öne çıkanlar,yargılanmak istenmektedir, devleti ebed müddet olsun diye ölümü göze alanlar, yargılanmak istenmektedir" biçiminde beyanda bulunması gereksizdir/lüzumsuzdur. Fakat bu cümleler zaten içerisinde "KANUNSUZLUĞU/HUKUK DIŞILIĞI" barındırıyor. Ve Mehmet Ağar avaz, avaz bağırarak mer’i kanunlarla çözemediğim sorunu hukukun dışına çıkarak hallettim, var mı bir diyeceğiniz? diye sormaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yasal istihbarat teşkilatı (MİT) var. Yasadışı teşkil edilmiş istihbarat örgütleri var.(Emniyet İstihbarat Teşkilatı, Jandarma İstihbarat teşkilatı JİTEM gibi)

Jandarması var, Emniyet örgütü var, Askeri var.

Bu kuruluşlar yasaların kendilerine tanıdığı ölçüde/Uluslar arası standartları da göz önüne alarak/ görev yaparlar ve her türlü yasa dışı eylemi bertaraf ederler.

Hiç kimse yasaların kendilerine tanıdığı sınırlar dışına çıkarak, hiçbir şeyi savunamaz, hiçbir eyleme girişemez. Bu sınırlar  aşıldığında kimin ne yaptığı, neye göre davrandığı, hangi ölçülere göre ceza kestiği, en hafifi işkence olan ve sonucu ölüme giden eylemlerin, hangi adalet ölçeğinde gerçekleştiği anlaşılamaz. Bu ülkede sayıları onbinlerle ifade edilen faili meçhul cinayetler meydana geldi.

Şimdi soralım bakalım, bu eylemlerin failleri hep Devleti Ebed Müddet kılmak için mi hareket ettiler?

Görevleri kanunlarla belirlenen insanlar, bu esnada neyi eksik buldular ki, kanun dışına çıktılar?

Bu insanlara "kanun dışına çıkıp, istediğinizi yapabilirsiniz" diye kim emir verdi?

Mehmet Ağar, "yaptıklarımızın hiçbirisi gizli saklı değil, hepsi Devletin arşivinde var, biz ne yaptı isek devletimiz, milletimiz için yaptık" dediğine göre "kendisine yaptıkların yasa dışı idi, organize suç örgütü kurdun, çete teşkil ettin, menfaat sağladın, kimilerinin bu yolla menfaat sağlamasına sebebiyet verdin" diye niye soruluyor?

Dava açıldığına ve onun kimi yasa dışı eylemlere bulaştığı delileri ile ortaya konulduğuna göre bakalım o kendisini bundan sonra nasıl savunacak, devletin arşivlerinin açılmasını isteyecek mi? yoksa ceza alma pahasına bildiklerini saklayacak mı?

Kimi önemli zevatın bildiklerimi açıklarsam bu ülkede yer yerinden oynar demesine rağmen, bir "erkek" çıkıpta bu ülkenin hayrına bildiklerini neden açıklamaz?

Ülkenin canına ot tıkayan, orada burada rast gele bombalar patlatarak, insanların canına kıyarak, kaos yaratmak isteyen insanların , büyük örgütü olan Ergenekon davası açıldı ve bu davada devlet güvenliğinin en önemli parçası olan istihbari bilgiler çarşaf çarşaf ortaya döküldü. Bu işin bir ayağında olduğu gün gibi aşikar olan Mehmet Kemal Ağar’ın sözünü ettiği eylemlerle ilgili "devlet arşivi" neden açılmaz ve bu bilgiler neden Mahkemeye gönderilmez?

Bu arşiv şu anda devletin/hükümetin elinde değil mi?

Hükümetin Ergenekon örgütünden gördüğü zarar ortada iken, olmuşken tam olsun ve bu ülkenin bağırsakları tümden temizlensin denilerek Mehmet Ağar’ın sözünü ettiği Devlet arşivindeki belgeler Mahkemesine neden gönderilmez?

Bu belgeleri Mahkeme isterse ,bizde yeterli bilgi yok denilerek olay savuşturulacak mı? yoksa bir daha kimse kanunların dışına çıkma cesareti göstermesin denilerek tam bir temizliğin yapılmasına imkan verilecek mi?

Aslında Mehmet Kemal Ağar’ın Meclis kürsüsünden yaptığı ve sürekli biçimde her mahfilde tekrarladığı cümlelerin hamasetten başka bir anlamının olmadığı bal gibi ortada. Eğer iş onun dediği gibi gerçekleşse ve bu ülkede terör bitmiş olsa idi, o haklı idi. Ama o konuşmanın yapıldığı tarihten bu güne nerede ise 11 sene geçmiş, bu yakada değişen hiçbir şey yok. Terör devam ediyor, insanlar ölüyor.

Ve o mantık ile yola koyulan Ergenekon/Atabaylar/Sauna/VSKGB/Kuvai Milliye gibi,yine her şeyi vatanı için yaptığını söyleyen örgütler , Gazeteci, Hakim, Rahip ve sade vatandaş demeden öldürerek,eylemlerine devam ediyor. Bunların tümü söz konusu eylemleri vatan için yaptıklarını söylüyorlar.

Şimdi de pişkin pişkin Vatan’dan Minnettarlık bekliyorlar.