VIŞŞŞ(KELE) EGEMENLİK YARGININMIŞŞŞ
Gözünü sevdiğimin Diyarbakır’lısı,nereden aklına gelir böylesine hadiseyi bir çırpıda ortaya koyan , izah eden, değerlendiren, karşı tavrını belirleyen, içerisinde her türlü eleştiriyi içeren cümleler.
Bizim insanımız gerçekten bir harika.
Aklı, zekası, bilgisi, görgüsü,meselelere çelebi meşrep yaklaşımı ile tarih boyunca harikalar yaratmış, yaratmaya da davam edecek inşallah.
İçerisinde yaşamış olduğumuz ekonomik, sosyal, siyasi, kültürel sorunların sadece kaynağı biz değiliz. Bu nedenle kimse bizi "sürekli sorun üretiyorsunuz, katkınız ne, alınanla verilenlere bakıldığında çok gerilerdesiniz" gibi tamamı ile paradoksal söylem ve değerlendirmelere tabi tutmasın.
Ülkenin nerede ise sorunlarının tamamını doğu ve güneydoğu Anadolu insanı olan bizler çekiyoruz.
Terör bir sorun mu? elbette bir sorun.
bu sorun sebebiyle ülkemin dört bir yanından insanlar hayatını kaybediyor,içimiz kan ağlıyor.
Ölenlerin dörtte üçü güneydoğulu.
Demek ki, ölmek için sorun yaratıyorlar.
Ne akıl???
ülkenin en az gelişmiş bölgesi olmak insanları için bir sorun mu?
Elbette sorun.
doğu ve güneydoğu insanı çekiyor bölgenin ve ülkenin derdini.
Eğitim, sağlık, kültürel ve sosyal haklar konusundaki geri kalmışlığın izahı için bırakın kasaba ve köyleri gezmeyi, şehir merkezlerinin varoşlarına yapılacak küçük bir gezinti resmin gerçek yüzünü ortaya koyuyor. Ve bu resmin değişmeyen 50 yıllık tarihini ben biliyorum. Yaşı elverenlerin bir çırpıda bunu 100 yıla çıkarmaları içten bile değil.
Eli olanın , yüreği yetenin yanındayım gezmek için. Ancak devletin en yüksek ricalinden birisini isterim.
Manzara görülünce yüreklerde nelerin burkulduğu ortaya çıkar.
Başta terör olmak üzere bölgemin insanlarını,maruz kaldıkları açmazların sorumlusu olarak görme safdilliği içerisinde değilim.
Edirnenin Uzunköprü ilçesinin Sığırcılı köyünde oturan insanlara Türkçe’yi konuşacaksınız fakat eğitiminiz Kürtçe olacak denilse idi, ne olurdu?
Veya Bulgaristan’da yaşayan soydaşlarımız JİVKOV’un Devlet Başkanlığı döneminde,istekleri sebebiyle/Türkçe’yi eğitim dili olarak okumak ve rahatça konuşmak sebebiyle/ kafileler halinde kovulduklarında biz, onlara kapılarımızı açmayarak, hayır kardeşim ne haliniz varsa görün, siz de gidin Bulgarca öğrenin, ne diye ırk mırktan söz ediyorsunuz, başınıza iş açıyorsunuz dese idik halimiz nice olurdu? Bugün Bulgaristan’da yaşayan Türk kardeşlerimiz dönüp de bir daha bize bakarlar mı idi. Oysa şimdi Bulgaristan’da haklar ve özgürlükler partisi var ve biz onlarla başarıları sebebiyle gurur duyuyoruz. Onlar da Türkiye gibi büyük bir gücün her zaman arkalarında olduğunu bilmenin rahatlığı ile gururlu ve onurlular.
Kürtlerin böyle bir gurura, böyle bir onura hakları yok mu?
Halkların isteğini MİLLİ İRADEYE çevirecek güç YÖNETİCİLERİN bütün işlerde eşit, adil davranması, sevgisini, merhametini esirgememesidir.
İşte dün Diyarbakır’da böyle bir İRADE harekete geçti.
Bu iradenin sonuna kadar yanında olmak ve hepsinden önemlisi TAKİPÇİSİ olmak da bizim görevimiz. Bu sözün gereği yerine getirilecektir. Çünkü bu söz ÖYLE VEYA BÖYLE BİR SÖZ DEĞİL.
BU SÖZ MİLLETTE ,DEVLETİN NAMUS SÖZÜ OLARAK ALGILANDI.
Onların bu sözüne Millet ne de güzel bir cevap verdi.
Milli iradeyi temsilde halktan tam not alanların ayaklarının dibine atılan karpuz kabuğuna, yine onlardan çok anlamlı bir cevap geldi.
Vışşş Eğemenlik Yargınınmışşşş.
Benim ilçemde insanlar Vıışşş tan sonra bir de KELE YERE GİRESİN tabirini ekler, kabul etmedikleri, karşı çıktıkları hadiseler/olaylar için.
Bu tabir aynı zamanda bir İNTİZARI da bağrında besler.
Yani sen de mi böyle yapacaktın? /Brütüs/ dercesine.
Peki egemenlik kimin olacak, kimin olmalı, herkesin diline pelesenk ettiği biçimi ile "Devlet üç sac ayağı üzerine oturmuştur, yasama, yürütme , yargı, bunlar ayrı ayrı erkler olarak ülke idaresine hakim unsurlardır, birinin diğerine üstünlüğü yoktur" gibi tamamı ile Millet İradesini yok sayan, milletin vermediği hakları onlar adına kullanma lüksüne sahip olanların gücü nereden geliyor ve bu doğru mu? o da yarın ki Vışş Kele’ye.
Bizim insanımız gerçekten bir harika.
Aklı, zekası, bilgisi, görgüsü,meselelere çelebi meşrep yaklaşımı ile tarih boyunca harikalar yaratmış, yaratmaya da davam edecek inşallah.
İçerisinde yaşamış olduğumuz ekonomik, sosyal, siyasi, kültürel sorunların sadece kaynağı biz değiliz. Bu nedenle kimse bizi "sürekli sorun üretiyorsunuz, katkınız ne, alınanla verilenlere bakıldığında çok gerilerdesiniz" gibi tamamı ile paradoksal söylem ve değerlendirmelere tabi tutmasın.
Ülkenin nerede ise sorunlarının tamamını doğu ve güneydoğu Anadolu insanı olan bizler çekiyoruz.
Terör bir sorun mu? elbette bir sorun.
bu sorun sebebiyle ülkemin dört bir yanından insanlar hayatını kaybediyor,içimiz kan ağlıyor.
Ölenlerin dörtte üçü güneydoğulu.
Demek ki, ölmek için sorun yaratıyorlar.
Ne akıl???
ülkenin en az gelişmiş bölgesi olmak insanları için bir sorun mu?
Elbette sorun.
doğu ve güneydoğu insanı çekiyor bölgenin ve ülkenin derdini.
Eğitim, sağlık, kültürel ve sosyal haklar konusundaki geri kalmışlığın izahı için bırakın kasaba ve köyleri gezmeyi, şehir merkezlerinin varoşlarına yapılacak küçük bir gezinti resmin gerçek yüzünü ortaya koyuyor. Ve bu resmin değişmeyen 50 yıllık tarihini ben biliyorum. Yaşı elverenlerin bir çırpıda bunu 100 yıla çıkarmaları içten bile değil.
Eli olanın , yüreği yetenin yanındayım gezmek için. Ancak devletin en yüksek ricalinden birisini isterim.
Manzara görülünce yüreklerde nelerin burkulduğu ortaya çıkar.
Başta terör olmak üzere bölgemin insanlarını,maruz kaldıkları açmazların sorumlusu olarak görme safdilliği içerisinde değilim.
Edirnenin Uzunköprü ilçesinin Sığırcılı köyünde oturan insanlara Türkçe’yi konuşacaksınız fakat eğitiminiz Kürtçe olacak denilse idi, ne olurdu?
Veya Bulgaristan’da yaşayan soydaşlarımız JİVKOV’un Devlet Başkanlığı döneminde,istekleri sebebiyle/Türkçe’yi eğitim dili olarak okumak ve rahatça konuşmak sebebiyle/ kafileler halinde kovulduklarında biz, onlara kapılarımızı açmayarak, hayır kardeşim ne haliniz varsa görün, siz de gidin Bulgarca öğrenin, ne diye ırk mırktan söz ediyorsunuz, başınıza iş açıyorsunuz dese idik halimiz nice olurdu? Bugün Bulgaristan’da yaşayan Türk kardeşlerimiz dönüp de bir daha bize bakarlar mı idi. Oysa şimdi Bulgaristan’da haklar ve özgürlükler partisi var ve biz onlarla başarıları sebebiyle gurur duyuyoruz. Onlar da Türkiye gibi büyük bir gücün her zaman arkalarında olduğunu bilmenin rahatlığı ile gururlu ve onurlular.
Kürtlerin böyle bir gurura, böyle bir onura hakları yok mu?
Halkların isteğini MİLLİ İRADEYE çevirecek güç YÖNETİCİLERİN bütün işlerde eşit, adil davranması, sevgisini, merhametini esirgememesidir.
İşte dün Diyarbakır’da böyle bir İRADE harekete geçti.
Bu iradenin sonuna kadar yanında olmak ve hepsinden önemlisi TAKİPÇİSİ olmak da bizim görevimiz. Bu sözün gereği yerine getirilecektir. Çünkü bu söz ÖYLE VEYA BÖYLE BİR SÖZ DEĞİL.
BU SÖZ MİLLETTE ,DEVLETİN NAMUS SÖZÜ OLARAK ALGILANDI.
Onların bu sözüne Millet ne de güzel bir cevap verdi.
Milli iradeyi temsilde halktan tam not alanların ayaklarının dibine atılan karpuz kabuğuna, yine onlardan çok anlamlı bir cevap geldi.
Vışşş Eğemenlik Yargınınmışşşş.
Benim ilçemde insanlar Vıışşş tan sonra bir de KELE YERE GİRESİN tabirini ekler, kabul etmedikleri, karşı çıktıkları hadiseler/olaylar için.
Bu tabir aynı zamanda bir İNTİZARI da bağrında besler.
Yani sen de mi böyle yapacaktın? /Brütüs/ dercesine.
Peki egemenlik kimin olacak, kimin olmalı, herkesin diline pelesenk ettiği biçimi ile "Devlet üç sac ayağı üzerine oturmuştur, yasama, yürütme , yargı, bunlar ayrı ayrı erkler olarak ülke idaresine hakim unsurlardır, birinin diğerine üstünlüğü yoktur" gibi tamamı ile Millet İradesini yok sayan, milletin vermediği hakları onlar adına kullanma lüksüne sahip olanların gücü nereden geliyor ve bu doğru mu? o da yarın ki Vışş Kele’ye.
Yazarın Önceki Yazıları