YAZIYORUM AMA NECE

Ülkenin laik elitistleri /aslında tümü birden jakobendirler/ SINIFLARININ geldiği noktada oluşan kimi açmazlarını gidermek amacı ile durup dinlenmek bilmeyen saldırı pozisyonlarını muhafaza ediyorlar. Bunun sebebi, bir şey üretememeleri, toplumu layık olduğu duruma getirememeleri, idari görevlerinde başarıl olamamaları, millet ve memleket işleri ile uğraşacaklarına sabah akşam toplum ve onun vazgeçilmez değerleri ile kavga etmeyi kendilerine vazife bilmeleridir.

Haksız ve hukuksuz bu gayret insan vicdanını inciten boyuta gelince toplum tarafından refuze edilmelerine sebep olmakta ve itibar kaybına uğramaktadırlar.,

Bu anlamda Jakoben laikliğin sınıfta kaldığını pek ala söyleyebiliriz.

Bunların işleri güçleri kendilerini yok etmeye planlandığını vehmettikleri kişileri karalamak, hakaret etmek, onlara hayat hakkı tanımamak için ellerinden geleni artlarına koymamaktır.

Bunun için ülkenin tek sahibi oldukları iddiasındadırlar,

Ülkenin kurtuluşu ile ilgili mücadeleyi onların dedesi vermiştir iddiasındadırlar,

Bunun için sürekli iftira kampanyaları açarlar,

Bunun için size okuma hakkı tanımazlar,

Bunun için kendileri gibi düşünmeyenleri hain, bölücü, yıkıcı,mürteci olarak gösterirler,

Bunun için sürekli vehim içerisindedirler,

Bunun için kadınların baş örtüsüne düşmandırlar,

Bunun için İmam Hatiplilerden öcü görmüş gibi korkarlar,

İmam Hatiplilerin Hakim, Doktor, Savcı, Mühendis, Bilim adamı, Siyasetçi olmasını akılları almaz,

bu pis köylüler de nereden çıktılar, nasıl oldu da ülkenin siyaset dahil en önemli kurum ve kuruluşlarında yer tuttular diye hayıflanırlar,

Bunun için bin yıllık mücadeleye girişmişlerdir,

Bunun için Allem,kallem ellerinden kaymakta olan iktidarı yeniden dizayn etmek için her türlü yolu denemektedirler.

Ak Parti hakkında kapatma davası açılınca işin hukuki yönlerine yönelen kimi değerlendirmeler yaptım.

Sanıyorum Türkiye'de ilk defa bendeniz geçen Cumartesi günü , yani iddianamenin yayınlanmasından birkaç saat sonra kaleme aldığım yazıda, bu İddianamenin en azından Sayın Cumhurbaşkanımız yönünden hukuki açmazı sebebiyle iade edilmesi gerektiğini yazdım.

Bu fikrimde sonuna kadar ısrarcıyım.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanları "vatana ihanet" suçlaması haricinde hiçbir isnat ile yargılanamazlar.

Vatana ihanet suçlaması ile yargılanabilmeleri için de TBMM si üye tam sayısının üçte birinin talebi, dörtte üçünün kabulü gerekir.

Diyelim ki, Cumhurbaşkanı ADAM ÖLDÜRSE bile Cumhurbaşkanlığı görevi devam ederken yargılanması asla söz konusu olamaz.

Şimdi kapatma davası açanlar "efendim bu bir ceza davası değildir" kendine özgü niteliği olan bir davadır , o sebeple Cumhurbaşkanı hakkında açılan davanın görüşülmesi gerekir iddiasındadırlar.

Bu oyuna Anayasa Mahkemesinin sayın üyeleri asla gelmemelidirler.

Çünkü açılan davada,Anayasa Mahkemesi üyelerinin de yargılama esnasında uyacağı kurallar, uygulayacakları esaslar CEZA USUL KANUNU hükümleridir.

Ve onların vereceği karanın sonucunda da yargı önüne çıkarılacak siyasetçilerin siyasi haklarını kullanmalarının engellenmesi vardır, yani ceza istenmektedir.

Türkiye'yi olabildiğince zor duruma sokan, bırakın dünya demokrasi devi ülkelerini , üçüncü sınıf sistemlerle idare edilen Afrika ülkeleri nezdinde bile küçük düşüren bu iddianameden kurtulacak bir kararı Anayasa Mahkemesi üyeleri vereceklerdir.

İddianameyi internetten 4 günde okudum.

Bu iddianame iki safhada incelenebilir.

Birincisi suçlamaya yönelik iddialar/isnatlar, ikincisi bu suçlamaya dayanılarak yazılan gerekçe.

İşin bir tarafında olmam, yani hakkında dava açılanlardan birisi olmak hasebiyle söylemiyorum, isnatlar gerçekten enti püften. Bu iddialarla koca bir iktidar partisini kapatmak, kimi üyelerine siyaset yasağı getirme talebi akıllara ziyan bir işlemdir.

Savcı pireyi habbe, habbeyi deve, deveyi kubbe, kubbeyi Asuman yapmış.

Ve zaten hiç kuşkunuz olmasın, İDDİANAMENİN GEREKÇE KISMINI ASLA O YAZMAMIŞTIR. Çünkü bu kısım laikçi elitistlerin nerede ise yüz seneden beri geliştirdikleri hükmetme istek ve iradesinin çalışmasıdır/gayretidir.

Ağızlarına geleni söylemişler.

İşin bir diğer yanına bakıldığında., bu iddianame bana göre Ak Parti kurulur kurulmaz yazılmaya başlanmıştır.

İddianamenin kronolojik seyrinde 14 ncü sıradayım. Aslında bir süre önce"BEN DE SANIKMIŞIM" başlıklı yazımda beni arayan arkadaşlarıma/DOSTLARIMA , şaka yollu sıramı beğenmediğimi, daha üst sıralarda yer almam gerektiğini belirtmiştim.

Bununla şuna anlatmaya çalışıyorum.

Partili olarak Allah adına kim bir tek laf etmiş ise, kim İslamın bir kuralına gönderme sayılacak bir "insan hakkından" söz etmiş ise hemen iddianamedeki yerini almış.

Çünkü 30 yılın hukukçusu olarak söylüyorum, hazırlanan her iddianamenin yukarıdan aşağıya bir seyir izlemesi lazım.

O kadar "büyükler varken , 2003 yılına ait bir takım hak talepleri ile ilgili "MECLİS GENEL KURULU KÜRSÜSÜNDEN YAPILAN KONUŞMAYI" (Ağalar, beyler, hani kürsü masuniyeti diye bir şey var ve kimse Meclis Kürsüsünden yaptığı konuşma sebebiyle suçlanamaz,kınanamaz, itaba maruz bırakılamaz kuralı vardı) delil yapıp, benim öne çıkarılmam, bu hazırlığın/İDDİANAMENİN DAHA O TARİHTE YAZILMAYA BAŞLANMASININ/ en önemli delilidir.

Lafı çok dolaştırdım değil mi?

İşin özü şu.

Bu kadar millet ve değerleri ile kavga eden üst toplum katmanları, yine de aşağıdakilerin hamiyeti , sevgisi, merhameti ile ayakta duruyor.

Allah hepimize yardımcı olsun ve yaşadığımız bu musibetlere bir dur desin.