ADAY ADAYI ENFLASYONU!

Meteoroloji…

Tahmin yanılgısı içerisinde olsa da..

Bölge müdürleri ayrı..

Genel müdür ayrı; "beyanlarda" bulunsa da..

Hava serinleyecek..

"Hava çok sıcak olacak" deyip kafa karıştırsalar da…

Bu yaz…

Hele ki, Haziran ayı, "Siyasi noktada" hayli sıcak ve çetin geçecek..

İşte; Erken seçim!

***

24 Haziran..

Ki, 63 gün kaldı…

Parti merkezleri..

Ankara kulisleri..

Ve seçim bölgeleri; "bir hayli" hareketlilik içerisinde..

Parti merkezi "stratejei üzerine stratejiler" belirliyor..

Olması gerektiği gibi…

***

Ama sahaya sürülecekler için..

Durum daha bir "aksiyonel?!'

Milletvekili aday adayları..

"Mekik dokuyorlar?"

Tüm partilerde hava aynı istikamette seyrediyor..

***

Diyarbakır'ın özeline baktığımızda…

Ki iktidar partisi AK Parti açısından…

Şimdiden; "aday adayı" sayısı "100'lerden" bahsediliyor..

200 aday adayı olacak diyenler de var..

Teveccüh yüksek..

İl Başkanlığı adaylığı için de; 60 kişi aday adayıydı..

Vekillik için; niye olmasın?

Neyse...

Hava yeni yeni ısınıyor...

Önümüzdeki hafta daha bir aktifleşecek...

***

Lâkin dikkat çeken…

Aylardan..

Yıllardan..

Bayramdan bayrama..

Taziyeden taziyeye…

Derler ya; erz-ı endam edenler "yeniden" görünmeye başladılar..

Çantalar..

Bavullar hazırlamışlar..

Başkentten, "Diyarbakır'a yolculuk" var diyorlar…

Halk deyimiyle; "çantacı aday adayları!"

Çoklar...

***

Turizm'de umut bulmayan Diyarbakır otelleri...

Çantacılar sayesinde; "bereketlendi?"

Hele ki bazıları…

Memleket sevdalısı kesilip; "memleket meselelerini" dert edinmeye başladılar..

Dün neredeydiniz?

Sur'u..

Hendekleri..

Yıkımı, tahribatı ve ölümleri; "göremeyenler?"

Tek bir laf etmeyenler..

Şimdi; "yazık, yazık, yazık" diyorlar..

***

Tabi iştahlar AK Partiye odaklı..

Milletvekili sayısı, 10'dan 11'e çıktı ya..

Vekil enflasyonu..

HDP'nin durumu belli..

CHP ile ittifak kurar mı?

Kendi mi seçime girer?..

Bağımsız adaylar mı olacak?

Akıbette bir meçhuliyet var…

İşte bu noktada, Ak Parti önünde kuyruk hayli uzun olacak gibi..

rağbet yüksek…

Olsun..

Güçlü siyasetin dokusunda olması gerekendir..

"Yoğun" görev istekliliği..

Tabi ki samimiyet!

***

Amma velâkin..

Ehil...

Liyakatli..

İşi bilen..

Kenti tanıyan..

Havasını..

Tozunu..

Dumanını yutmuş, solumuş; "sevincini, tasasını" birlikte yaşamış olması gerekmez mi?

Yeni yüzler..

Yeni isimler..

Yeni fikirlerin üreticileri, "yeni süreçte" yer almamalı mı?

Yani, yerli ve millilik arz-ı oluşmamalı mı?

Kısacası; "eski tas eski hamam" olmaması lazım değil mi?

Sizce?

***

Neyse!

Bizim de "seçim yazılarına" ısınma hareketlerimiz...

Devamı gelecek…

Daha çok konuşacağız..

Tartışacağız..

Kimler geldi, kimler gitti deyip; mevzular açacağız..

***

 

CHP'Yİ ANLAYABİLMEK!

Zor…

Bunun için; "üniversitelerde" bir kürsü kurulmalı...

Araştırma; mahiyetli…

CHP..

Varlık nedeni..

Faaliyet alanı..

Hedefi..

Ve öz kimliğindeki "DNA'sı" neyi içeriyor, bakılmalı!

Çünkü..

Özü de..

Sözü de..

Faaliyet alanı da..

Yürüttüğü politika da..

Ki varlık nedeni de; "Türkiye'nin" âli menfaatine dair değil…

Zıt..

Karşı cephede; "zırhlanmış!"

Diyeceksiniz ki!

Yeni mi oldu ki?

Değil..

80 yıldır; "aynı fikriyatla" serüven üzerine serüven yaşatıyor..

Çözülmez bir denklem…

***

Bakınız…

Erken seçim için naralar atılıyordu?

Erdoğan gitsin!

Türkiye güven verici değil..

Ekonomi çöktü..

İstikrarsızlık var..

Hadi hadi seçim diye tutturup duruyordu?

Şimdi..

"Erken seçim" olacak diye; karşı çıkıyor..

Bu da nerden çıktı?

Erken değil, baskın seçim imiş?

Neyse ne!

Sen diyordun seçim olsun..

Al seçim..

Mızıkçılık ya!

Yok ittifakları kurmuş değiliz..

Yok aday belirlemiş değiliz..

Yok, partilerde bir iç çekişme var?

Yani, bin dereden su getirme bahanesi!

***

Dikkat edin!

Kendi; Cumhurbaşkanı adayını dahi belirlemiyorlar…

İşte, anket yapmışlar..

CHP'liler, kendi içlerinde yapmışlar..

Sormuşlar…

"Adayımız kim olsun?"…

Ekseri cevap; "Kemal Bey" demiş…

Eee..

Ne diyeceklerdi?..

CHP'liler başka adaya mı oy verecekler?

Ne garip ki!

Bu sonuca dair; Kemal bey "köşe bucak kaçıyor?"

Hep derim...

Bir kez daha ifade edeyim!

CHP…

Ülke için..

Millet için..

Devlet için..

Türkiye Cumhuriyeti için; "binbir bela"…

Ama..

Ak Parti için..

Cumhurbaşkanı Erdoğan için..

İktidarın devamı için; "bulunmaz bir nimet ve şans!"

***

ÖZTÜRK: ADAY OLURUM?

CHP'li Öztürk Yılmaz..

Diyor ki..

"Kemal Bey aday olmayacaksa..

Ben, Cumhurbaşkanlığı için adayım?"

Didem Engin de..

İstanbul milletvekili..

O da; "Ben Cumhurbaşkanı aday adayıyım" dedi..

Ne dersiniz?

Diyeceksiniz ki; "yırtık don…" misali..

Ki öyle..

Eee..

Boşuna söylenilmiyor; "lider korkak olunca.. Sesi yükselen çok olur.."

***

HASTALAR KUYRUKTA!

 

Denilene göre...

Dicle Üniversitesi Hastanelerinde; "yoğun" hasta trafiği varmış..

Özellikle Göz Hastalıkları Polikliniği…

Maşallahı varmış?

1 Profesör…

3 Doçent..

2 Yardımcı Doçent..

7'de doktor..

Yani mevcudiyetiyle; "hizmet" veriyormuş..

Kesintisiz…

***

Öylesine yoğunlarmış ki…

Gün içerisinde; "muayene" fişi hemen tükeniyormuş..

Gelen geri dönmek zorunda kalıyormuş..

Görevliler…

"Fiş bitti, yarın gelin..

Ama erken gelin" diyormuş..

***

Eğer ki doğru ise…

Hastane yönetimi..

Şimdi...

Keyif içinde olması gerekiyor..

Oh, oh deyip duruyordur.

Kazanç var..

Döner sermaye var..

Devlete faturalandırma var..

Hasta sirkülasyonu yüksek..

Yani, Hastanemiz kar ediyor, narasında!

***

Peki hakikat böyle mi?

Değil..

"Fiş bitti", kurgulu bir senaryo imiş..

Basına yansıdığı kadarıyla…

Ya acilde "paralı fiş alacaksın…!

Ya da, özel hastaneye" gideceksin..

Yani işin içinde iş varmış?

Neyse!

Resmi hastaneler de "hastaları" müşteri olarak; görmeye başladı..

Sağlık değil..

Ne kadar para bırakır; düşünülüyor?