CEVDET BEY GELMİŞ!..

Cumartesi günü dostlarla kahvaltıda bir araya geldik.. Masa uzun, katılım yüksek, hayli kalabalığız. Herkes ailece, gelmiş! Ev ahalisi de bulunduğu için haliyle sohbetler kendi mecrasında renklilik arz ettiği gibi, tartışmalar da çok!... İkili, üçlü kimi zaman da toplu..

***

İş adamı bir dost, yüksek ses tonuyla seslendi..  Biraz da uzakta olma haliyle.. “Ömer bey, Cevdet bey gelmiş..” Sağımdaki dostla başka bir konu konuşurken sesin geldiği yöne dönüp, gelen soruya vücut diliyle evet demeye hazırlanırken, masadakilerden biri  denir ya bodoslama daldı..

***

Arkadaş da öyle yaptı.. Benden önce cevap vermeye yeltenerek; “İş Adamlarıyla buluşmaya gelmiş?..” Hava bir anda değişti.. Sorular çoğaldı, merak arttı, katılım yüselince biz de yöneldik.. Tabi, Cevdet bey dediği kişi kim diyeceksiniz?!.. Türkiye’nin iki numaralı ismi..

***

Evet, Cumhurbaşkanı Yardımcısı, Cevdet Yılmaz’dan söz ediyoruz!.. Kent ahalisi bilir kendileri, 7 Haziran ile  1 Kasım arası, AK Parti’nin hezimete uğradığı bir aday seçimdi.. Diyarbakır’dan seçilen tek milletvekili olarak, temsiliyet  almıştı sayın Yılmaz?… Komşu il, Bingöl’lü.. Zaza kökenli.. Ki, Diyarbakır’da Bingöllü dostlar çok.. Cuma günü, Diyarbakır’a gelmiş..

***

Soruya yanıt noktasında bilgilendirme de, yaptık, masaya!!.. Dedik ki Sayın Yılmaz bir otelin salonunda “İş Adamları Buluşma” toplantısı gerçekleştirmiş!.. Ardından da Valilik ve Üniversite ziyaretinde bulunmuş!… Gece yoğun bir trafik yaşamış.. Akabinde, Diyarbakır’dan Bingöl’e bizdeki resmi ziyareti, Cumartesi-Pazar Bingöl ile Şanlıurfa olacak.. Ki Bingöl’de Akademik yılı açılışına katıldı..

***

Bingöl ve Şanlıurfa programının, her yönüne vakıfız, lakin Diyarbakır’ınkine, gayri resmi, bilgi sahibi olduğumuzu da not düşelim.. Resmi makamlar; saklı tuttu, ya da kısmi, kendilerine özgü akreditasyon uygulandı.. Masadakilerden biri sordu, “peki kimler katılmış, iş adamı olarak, ne konuşulmuş, Diyarbakır’a bir vaat oldu mu” diye…

***

Öncelikle toplantıdan çekilen resimlerden bir kaçını, gösterdim!.. Meraklılar resimleri hayli pür dikkat inceledi.. Masada, bir dönem iş adamlarının olduğu dernek başkanlığını yapmış, hatırı sayılır bir iş adamı dost da var!..  Bir an göz göze geldik ne oluyor diye?.. Sordum kendilerine, “buluşmayı organize edenlerden sizi arayıp, toplantıya davet eden oldu mu olmadı mı?.. “

***

Aldığım yanıt;  “hayır” oldu.. Hayırdır sizi sakıncalı mı görüyorlar diye davet etmemişler sözüyle iğneledim!.. Verdiği yanıt; “böylesi toplantılar, ne yazık ki, hep birilerinin siyasi hesaplı akreditasyonuyla vücut buluyor” oldu!. Maalesef hep böyle… Mesleğin verdiği refleksle, toplantıda çekilen resimleri bir kez daha kendim sorgulayarak, baktım?.. Kimler var ve o kimlerin temsiliyet ölçüsü nedir diye?…

***

Diyarbakır’da iş, istihdam, sanayi alanında yer alan isimlerden daha ziyadesiyle, oda, dernek başkanları ile AK Partinin yeni ve eski isimleri u şeklindeki oturuş düzeninde, öncü olmuşlar!.. Resmi yorumlarken, gelen tepki dozajlı sözlerden biri, bir kaç ay önce Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in, Diyarbakır’daki toplantısının hatırlatılması oldu, ders çıkaran yok!!…

***

O zaman da, tartışma konusu olmuştu!.. Neden, sessiz, sedasız, dar kapsamlı, tanım ve vasfının dışında, böylesi bir toplantıya meyil edici olunuyor diye.. Şehirdeki “iş adamları” denilen zümre sadece, vitrine oturtulanlar mı?.. “Dostlar alışverişte görsün” aklı neden sürekli üstünlük sağlayarak, işletiliyor.. Anlamak çok zor!?

***

Kaldı ki bu hal-i durum ne AK Partiye, ne Maliye Bakanlığına, ne de ev sahibi noktasında, Diyarbakır’a hiç yakışmıyor diye not düşmüştük o gün için?!.. Görünen o ki, Sayın Cevdet beyin, bu programı da, aynı akıl ve mantığın, ürünü tarafından organize edilmiş olacak ki; “akreditasyon” yüksek volümle uygulanmış.?..

***

Eee; “küçük olsun, benim sözüm geçerli olsun” mantığından, Diyarbakır ne yazık ki yıllardır, çekiyor.. Çekmeye de devam edecek gibi.. Oysa ki, AK Partinin felsefesinde, çoğunluk var, kapsayıcılık var!.. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasi anlayışında birilerini tatmin etmek yok, halka odaklı bir tatmin edicilik söz konusudur..!

***

Kaldı ki, huzurun, güvenin, istikrarın temin edildiği!.. Sosyal, ekonomik, kültürel bir dizi aktivitelerle “kabuk değiştiren?”.. Daha bir hafta önce, “Kültür Festivali” kapsamında, yerli, yabancı yüzbinlerce turistin Diyarbakır’a akın ettiğini düşünürsek!. Ki böylesi etkinliklerin tanıtımı, stratejik yönden günler öncesi yapılır!..

***

Cumhurbaşkanı Yardımcısı sayın Cevdet Yılmaz’ın, Diyarbakır’a gelişi önemli olduğu kadar, “iş adamlarıyla” buluşması anlamlı? Kıymeti yüksek…. Hele ki, “ekonomik hal-i durumun” vakiliği.. 2025’e dair, bütçenin deklare edici zamanı!.. Tasarruf tedbirleri kapsamındaki kısıtlayıcılık.. Enflasyon… Hayat pahalılığı! Ve de vergiler..

***

Diğer yandan da, TUSAŞ’a yönelik terör saldırısının hemen akabinde, Diyarbakır’a gelinmesi!.. Ortadoğu’daki çatışmalı ortamın yayılım gösterdiği, “iç cephenin” güçlenmesi gerektiği.. Bahçeli’nin çıkışıyla, umut yeşerten “çözüm” üretici sürecin yol alması!.. Tüm bunların geliştiği bir zaman dilimi içerisinde, Yılmaz Diyarbakır’a geliyor…

***

Yılmaz’ın Diyarbakır ziyareti, yapacağı görüşmelerin içeriği ve vereceği mesajların kapsayıcılık ölçüsüne baktığımızda, ortaya konulan gizemlilik hiç hoş olmadığı gibi; öylesine bir geliş-gidiş oldu..  Cuma günkü bize yansıyan yüz ve yüzler, hiç ama hiç yakışmadı?!… Sayın Yılmaz’ın da, bu konuda hoşnut kaldığını söylemek mümkün değil.. Şayet, stratejik bir durum söz konusu değilse!..

***

Neyse, “Cevdet bey gelmiş” sorusuyla başlayan, çok kapsamlı tartışmaya evrilen sohbetimiz aslında şu gerçeği yüksek sesle haykırdı diyebilirim… Ki, mesleki yönden de, kendimizi de içine dahil ederek, şunu söyleyebiliriz… “Bu buluşma, Diyarbakır ziyareti spontane gelişmediğine göre neden gizemleştirilme gereği duyuldu sorusuna birilerinin yanıt vermesi gerekir..” Bekliyoruz..

***

YAVAŞ’IN “YAVAŞ GEL” ÇIKIŞI…

Mansur Yavaş!.. “Öcalan’ın DEM Parti grubunda, konuşması..” Olası çözüm sürecinde, “İmralı, Dem Partinin” adres gösterilmesi!.. Yani, Bahçeli’nin çıkışı, mensubu bulunduğu CHP’nin “katkı sağlayan” tavrı!.. Hepsi onu rahatsız etmiş!..

***

O ki, Ankara dışında hiçbir mevzuda, olmam diyen iken!.. Susmayı, olup-bitene karşı, sessiz kalmayı, siyasi polemiklerin arenasında, tur atmamaya özen gösterendi… Ne oldu da; “alerjik” tutum takındı…

***

Kaldı ki, herkesin merak ettiği, İstanbul dışındaki her mevzuya bodoslama dalan Ekrem İmamoğlu, “tek bir laf etmezken!..” Kendisinin; “Terörist başı muhatap alınamaz” diyerek, duruş sergiler olması; neden olabilir?!…

***

Tavrının “ideolojik” olduğunu sanmıyorum!.. Vaki olan şu ki, hem CHP’nin lideri Özgür Özel’e, hem de İmamoğlu’na!.. Aynı minvalde, parti tabanına,  pek tabi ki, “İyi Partiye de” çok yönlü bir çakma selam var…

***

Partisindekilere; “Beni yapana atmayın, burdayım.. Herkesin bir hesabı varsa, benim de bir hesabım vardır..” Ki Yavaş’ın buradaki hesap, Cumhurbaşkanlığı adaylığı yarışıdır.. İyi Parti’nin “attığı ipin de” sahiplenileni!…

***

Peki, burdan yaptığı hesaba bir kazanım sağlar mı?.. Sanmam!.. Konuşulan mevzuda, Kandil’de, İmralı'da, Edirne'de, DEM Parti.. Hepsi sürece dair zincirin birer halkası! Kopuk olmaz, saflar ayrılmazdır..  Yani; buradan ona bir şey çıkmaz!

***

GÜNÜN SÖZÜ..

Gizemliğin olmadığı yerde, şeffaflık her daim hakim olur!..