ÇOK ŞEY Mİ İSTEDİK?..

Bilemiyorum!..

Galiba çok şey istedik.. Ki herkes "ketum" kesildi..

Ne istemiştik..

Ey adaylar..

Ey seçime gidenler..

Diyarbakır Belediye Başkan adayları!..

Parti gözetmeksizin..

Hadi seçim öncesi "mal varlıklarınızı" açıklayın..

Ki seçim sonrası, polemik olmasın..

Kimse sizleri "zan" altında tutmasın..

Hasbel kader seçilirseniz!..

Neyiniz var..

Neyiniz yok…

Bilesiniz ki; "seçim öncesi" açıklamadığınız için "hepsi" o koltuğun nimeti olarak görülür..

Kimse..

Babam zengindi..

Annem'dan miras kaldı..

Eşimin..

Eşimin babasından; bize miras kaldı gibi "savunmanın" zerre-i miskal kıymeti harbiyesi olmaz!?..

Zaten kimse de inanmaz..

O'nun için; "viraja" girmeden, açıklayın..

Bakın, bir çok ildeki adaylar "açıklıyor?"..

Siz de açıklayın..

Siz de seçmeninize "şeffaflık ve dürüstlüğünüzü" gösterin….

Yoksa!…

Sonra demedi demeyin… Dedim bile dedim!…

Bir hafta geçti..

Ne iktidar mensuplarından..

Ne muhalefet cephesinden…

Yani bir tek adaydan "mal varlığı" cesaretini ortaya koyan olmadı?

Niye!..

Galiba "çok şey" istedik ondan?…

Neyse..

Zaten biz de; "dürüstlük ve şeffaflıklarını" ölçme adına çağrıyı yapmıştık…

Demek ki; iş hayli çetrefilli?…

***

 

SEÇİMİ KAZANMANIN 4 ALTIN KURALI…

Benden öneri..

Kulağa altın küpe…

Zaman kısa..

Tahlil ve uygulama önemli.

BİR… Seçmen'de "değişim" arzusunu tetikleyin..

"Özünü" öne çıkarın.

İKİ… Seçmene "umut" aşılamanın argümanlarını iyi seçin.. "Tercihlerde" uçuk olmayın.

ÜÇ… Mevcudiyete karşı "alternatif" oluşturun..Karşı mahalleye odaklanın...

DÖRT.. Propagandaki zihin ve vücut diliniz, "pozitif" olsun…

***

AYASOFYA İBADETE AÇILSIN…

Açılsın..

Hemen ve ivedi bir şekilde; açılmalı!..

Geciktik..

Yeter artık..

Bıçak kemiğe dayandı..

Ahalinin dediği gibi, "sabır da sabır, bir yere kadar sabır..!"

Batının adına..

Batılın adına..

Siyonizmin..

Emperyalizmin "boyunduruğu" altında kalmak niye?…

Vaki mi; "benzer bir durumlarının" kendi ülkelerinde oluşu..

Yok!..

Günlerdir, "halktan" yükselen bir çığlık..

Ayasofya "ibadete" açılsın..

Haftasonu yazımda; dile getirmiştim.. 

Açılmalı ve "50 şehidin de gıyabi cenaze namazı" burada kılınsın!?.

Toplumun yüzde 90'ı bunu diyor…

Ama iktidar, geride..

Niye?

Hala mı, Avrupa Birliği'ne "girebilme" hayali?…

O hayal mümkün değil..

Baksanıza, müzakereler askıya alındı.. 

Daha neyin hesabı var?

60 yıldır kapıda oyalanıyoruz..

O gün nöbete girdiler bile; mevta oldu..

Buyrun..

Mecliste oylamaya açın..

Millet referandumuna gidin.. 

"Ayasofya ibadete açılsın mı, açılmasın mı?"

Çıkan karara uyun!!!..

***

KRAL ÇIPLAK DİYEBİLMEK?…

İşte onlardan biri!…

CHP Ataşehir Belediye Başkan Adayı Battal İlgezdi…

CHP yönetimine..

Lideri Kılıçdaroğlu'na "isyan" edercesine tepkili..

Yani, Kral çıplak diyor..

***

Diyor ki..

Bu ülkede eğer ki, CHP 40 yıldır iktidar olamıyorsa!..

Önce "kendini" eleştirmelidir?…

Yatıyoruz, kalkıyoruz iktidarı eleştiriyoruz..

İyi güzel de..

Ama be kardeşim "Sizin hiç mi kusurunuz yok?"…

Kendinize bir bakın…

Kendinizi eleştirin..

Vatandaşın ayağına gidiyor musun?

Yok..

Gitmiyorsun…

Gitmediğin yer..

Tutmadığın el senin mi?

Değil…

***

İlgezdi.. Özellikle, "15 Temmuz Darbe" girişimiyle ilgili net..

Fikrini beyan ederken, şöyle diyor..

Genel Başkanım!..

Yani Kemal Kılıçdaroğlu..

"Kontrollü darbe" dedi.. Hayır efendim.. Ben onun gibi düşünmüyorum..

Resmen darbe olmuştur..

240 şehit vardır..

Darbedir bu ya!..

Ölümün olduğu yerde "kontrol olur mu?"

***

Şimdi..

Bu çıkışa.

Bu hakikatin itirafına..

Partide "özeleştiriye" açık olabilmenin, gayretine!..

En önemlisi de; "kral çıplak" diyebilme cesaretine!..

Ki siyasi; "ikbaline" mal olsa bile!..

Çıkıp, tam da seçim arifesinde deklare etmesine!..

Söylenecek tek söz var…

Bravo..

İşte asıl CHP ruhu bu!…

"Güdümlü olmamak!…"

***

O HATA DEĞİL…

Beyler..

Hata "bilmeden" yapılan yanlışlıktır..

Gaf ise!..

Ani refleksin, tezahürüdür..

Tıpkı hata gibi..

Yersiz, zamansız ve bilmeden karşısındakini incitmek!…

Lakin..

Bile bile yapılan hata…

Bile bile alenice vücuda getirilen gaf!…

Ve yine, bile bile zamansız konuşmak!…

Açık ve aleni bir "ihanettir?"..

Hasımlığı dışa vurmaktır…

Ne var ki, "kafası kuma" gömülenler görmez..

Çünkü hala da; "ihaneti" hata olarak gören var…

***

YOK YA!…

Dediler ki..

Kemal Kılıçdaroğlu..

Şehit aileleri ve yakınlarıyla bir araya gelmiş..

Yemek yemiş..

Sohbette bulunmuş..

Doğrusu ne diyeyim?

İlk duyduğumda, ağzımdan çıkan ilk sözcük o oldu; "Yok ya…!"

Gerisini düşünün!…

***

VİRÜSLER…

Yaygın..

Sınıfları var…

Pozitif ve negatif..

İyi huylu, kötü huylu!..

Ama, ekseriyet negatif odaklı..

Kötü huylu..

Çünkü, onlar yıkıcıdırlar..

Sirayet ettikleri alanda tahribat üretirler..

Ve üreme de üstlerine yoktur!..

Palazlanırlar…

Maalesef!..

Yaşamın her alanında varlar..

Sektörlerde olduğu gibi…

"Medyada da" iş zıvanadan çıktı!?.

Ulusalları bıraktık…

Onlar debelenip, duruyorlar..

Eldeki "Yerel medya da" çıkmazda!…

Artık "virüsler" üzerinden hikmet oluşturuyor..

Kanserojen!…

Ve bile bile, "bulaştırılan" bir hata değil, ihanet virüsü var!…

Üstesinden nasıl gelinir bilmem..

Lakin, vücut yıpratıcı..

Haydi hayırlısı diyelim!!!..