KABİNE’DEN ÇIKAN MESAJ!…

Açık ve nettir.. “Devamkee” esasına göre belirlendi.. Ve bir kez daha, Erdoğan’ın “siyasi dehasını ve zeka üstünlüğünü” bilmeyenler tosladı..  Bilimsel ve akademik tez içeren “siyaset mimarisinin” her yönüyle yansıdığı kabinede; “bürokrat ve ılımlı isimlere” yer verdi.. “Yüz yılı, nakış gibi inşa edeceğiz” dediği kabinede, öne çıkanların “Kürt kimlikleriyle” bilinen isimler olması da, ayrı bir tez içeriyor… İşte o dört isim…

***

CEVDET YILMAZ… Cumhurbaşkanı Yardımcısı oldu.. Ilımlı, soğukkanlı ve “çalışkanlığıyla” bilinir.. Her verilen işi de “nakış” misali ilmik ilmik dokuyarak yapar. Bingöllü.. Kürt-Zaza kökenli.. Uzlaşı siyasetinin yanısıra “ekonomik planlamada, mahir..”

***

MEHMET ŞİMŞEK..  Maliye Bakanı oldu.. Ilımlı ama “teknokrat” vasfıyla, “karınca” misali, ekonominin en kılcal damarlarına nüfuz edici, bir azme sahip.. Uluslararası güven verici, bilinen ve tanınan bir sima.. Ekonominin patronluğu, “Türkiye’nin içe dönük bir ülke olmadığının” mesajı… Batmanlı ve Kürt..

 

***

HAKAN FİDAN.. Dışişleri Bakanı oldu.. “Ser verip, sır vermeyen” gizemli bir yapıya sahip.. Erdoğan’ın olduğu gibi, Türkiye’nin “iç ve dış politikasında” anında insiyatif alan, “kara kutu” görünümlü.. Takım oyuncusu.. Türkiye’yi yeni dünya arenasında farklı rüzgarlarla estirebilen biri.. Vanlı.. Kürt kökenli..

 ***

FAHRETTİN KOCA.. Sağlık Bakanı… Ilımlı, sakin, işin ehli.. Sağlık sektöründen gelen, icracı, yeni sistemler üretebilen, çözümcü.. Zamanı boşa harcamayan, dediğini karşısındakine dinletebilen, ekip işine önem veren bir isim.. Konyalı.. Kürt kökenli…

***

Dört ismin “yüz yılın kabinesinde” yer alması, Kürtler açısından iç ve dış arenada çok şeyleri ifade ettiğini söyleyebiliriz.. Zaman çok şeyleri söyletecek.. Kabine de, bakan yardımcılarının göreve getirilmesi de, Enerji’den, Tarım’a, Sanayi’ye “mevcut trendin” devamlılığına işarettir.. Ticaret Bakanı olarak Ömer Bolat’ı atanması denir ya; “emaneti ehline” vermek…

***

İki önemli bürokrata iki önemli makamın tevdi edilmesi!… Birincisi; Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler’in Milli Savunma Bakanlığına getirilmesi.. Güler’in varlığı,  ordu içindeki “emir -komuta” zincirinin devamlılığını  sağladı. İstanbul Valisi Ali Yerlikaya’nin ise, İçişleri Bakanlığı'na getirilmesi, devletin ana omurgasındaki “mülki amirlere umut” oldu.

***

Yine Erdoğan  siyasetinde, “biraz dur” denilenlerin yüksünmeden durdukları yerin gereğini yaptıklarında zamanı geldiğinde gereğinin yapıldığı gerçeğini bir kez daha  gördük. Onu da, Mehmet Özhaseki’de görüyoruz..  Türkiye Yüzyılı için kurulan yeni kabine hayırlı uğurlu olsun.. Yolları açık olsun.

***

Not.. Erdoğan’ın Yüz Yılın startını verdiği 5 yıllık görev süresinin başlangıç günündeki konuşması için, tek bir cümle kurmak istiyorum.. Bilahare çok konuşuruz.. Ama şimdilik, tek cümle.. O da şu; “Topluma ve toplumun ön yargısız muhalif kesimlerine de, biz birlikte yürüyeceğiz sesini ve gönlünü” duyurdu.

***

 

SAYGI, SAYGI GÖSTERENE VERİLİR?!..

Saygının temel ilkesi, karşı tarafa kendisinin önemsendiğini ve değer verdiğini gösteren söz ve davranıştır.. Eğer ki, karşındakine saygı göstermiyorsan, kendine saygı bekleyemezsin.. Yani, hem saygı göstermeyeceksin, hem de saygı bekleyeceksin..

***

Ya da, karşındakini muhatap almayacaksın, onu dışlayacaksın, sözlerinle ve tavırlarınla hizipleştiren”olacaksın.. Sonra da, mavra yapıp “bana niye saygı göstermiyorsun, beni niye muhatap almıyorsun, sen hizipleştiren ve kutuplaştıransın” diyeceksin.. Yok öyle beyler, ağalar, hanımlar saygıya saygı, saygısıza saygısızlık müstehaktır…! Ne dediğimi anlayan anladı?..

***

Çünkü, önceki gün Meclis’te Cumhurbaşkanı yemin töreninde ortaya çıkan tablo; tam da böylesi bir saygı ve saygısızlığı resmetti.. CHP ve HDP bildik tavırla, Erdoğan’a şahsi kinini “Cumhurbaşkanı makamını da” gözardı ederek, ayağa kalkmadı, saygı göstermedi..

***

Ama, muhalefetin diğer isimleri İyi, DEVA, Gelecek ve Saadet Partili Milletvekilleri, ayağa kalkarak, Cumhur’a saygı gösterdi..  Demek ki, sokak deyimiyle “ne kadar saygı, o kadar hürmet..” Nokta..

***

GÜNÜN SÖZÜ

Üyesinin seçme-seçilme hakkına saygılı olmayan bir parti, üyesinden sadakat bekleyemez.