NE OLUYOR YA?..

Vallahi kent adına vücut bulan hadiselerin yarattığı şaşkınlığın ifadesi olan; “ne oluyor ya?” cümlesi  klasikleşti.. Artık ne oluyordan daha çok, ne olacak bu halimiz demeye başlar hale geldik… Bakar mısınız, peş peşe Bağlar ilçesinde vuku bulan iki hadisenin insanda yarattığı dehşeti!!!..

***

BİRİNCİ HADİSE… Kaynartepe mahallesi 201 sokakta vuku bulmuş.. 63 yaşındaki Zeki G.. Depremzede..  Evinin önünde; “uyuşturucu çeteleri” tezgah kurmuş.. Yani, torbacılık yapıyorlar.. Eşi, çocukları, kardeşi olduğu için rahatsızlığını dile getirmek üzere, satıcıları uyarmış.. “Kapımın önünde bunu yapmayın, aile var?..”

***

Tabi aldıran olmamış!.. Hatta tehditler savurmuşlar.. “Ayağını denk al babalık, vururuz seni.. Tezgahımıza çomak sokma” gibisinden.. İşlerine kesintisiz, devam etmişler.. Sokakta nefes alınamazken, onlar esrarı o biçim tüketiyorlar.. Kurulan tezgah bir iken, çoğalmış… Yani kurtarılmış bir alan…. Evin önünden sonra işyeri de…

***

Bir süre sonra eve gelen gidenlere takınmaya, laf söylemeye başlamışlar…İşi “bu evden çıkaçaksınıza” getirmeye çalışmışlar.. Zeki G.. Önce evin önündeki kaldırımı, sonra taşları kaldırmış ki; oturulacak, durulacak yer bulmayıp, gitsinler diye… Bilakis, tehditler ve küfürler, hakaretler havada uçuşmuş..

***

Derken, son çare olarak bu kez Emniyet’e başvurmuş.. Şikayette bulunmuş.. “Can güvenliğimiz yok”  diye.. Ve geçtiğimiz hafta, “torbacı çetesi” ellerinde silahla, sokağa girmişler.. “Küfür, hakaret, tehdit” ve ardından; gelişi güzel eve kurşunları yağmur gibi yağdırmışlar..

***

Olayda, Zeki G.’nin Oğlu ve kardeşi yaralı.. Şuan hastanede tedavi görüyorlar.. Peki, “uyuşturucu satıcıları” onlar, kayıp.. Ne diyor Zeki G.. “Can güvenliğimiz kalmadı.. Bunlar beni hem maddi hem de manevi yönde perişan ettiler. Benim bu evden, bu mahalleden çıkmamı istiyorlar.. Kaçtır, bize sıkıp gidiyor.. Evimi ve dükkanımı tarıyorlar..”

***

 

İKİNCİ HADİSE… 201’inci sokağın hemen ilerisindeki bir başka sokakta, bu kez sokaklarında uyuşturucu satılmasını, içilmesini istemeyen  Ramazan Kılıç adlı genç karşı çıkıyor…. “Bu zehri bu sokakta satmayın, içmeyin” diye.. Vay sen misin diye; “kurşun yağmuruna” tutuluyor.. Kılıç ağır yaralı?.. Şu an, Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesinde, yoğun bakımda “yaşam savaşı” veriyor..

***

Peki, ona kurşun yağdıran uyuşturucu satıcıları nerde, derdestler mi?!.. Zeki G’nin oğlu ile kardeşini vuranlar gibi, onlar da“sırra kadem basmışlar..” Manzara, yaşananlar gösteriyor ki; Bağlar Kaynartepe mahallesi ve sokakları “uyuşturucu satıcılarının vesayeti altında, kurtarılmış bölgeler olarak, tekin yerler değil.” Buralarla alakalı çok kez yazılarım oldu, uyarılarda bulundum…

***

İl Valisi Ali İhsan Su ve İl Emniyet Müdürü Fatih Kaya’nın hassasiyetlerini biliyorum.. Ve uyuşturucuyla mücadeledeki, gayretlerine de vakıfım.. Şehrin bir çok semtinin “torbacılardan, satıcılarından” arındırıldığını da, görüyor, duyuyor ve haberlerini alıyorum.. Ki, Emniyetin günlük haber bültenleri açık.. Narkotik ekipleri hareketli.. Ancak, Bağlar’ın Kaynartepe mahallesinin üstesinden neden gelinemediğini, ya da köklü çözüm üretilmediği, korku imparatorluğu yaratmaya çalışanların derdest edilmediğini anlamada zorlanıyorum!…

***

Biliyorum, bu bölge “çarpık kentleşmenin, metruk yapıların” adeta numunelik arenası… Ki, kentsel dönüşümün “siyasi ve ideolojik” ihtiraslar yüzünden, askıya alındığı bir bölgedir de aynı zamanda!.. Özü itibariyle, bu bölgenin ivedilikle ıslah edilmesi gerektiği gibi, kentsel dönüşüme de hemen başlanmalıdır.? Metruk yapılar zaman geçirilmeden yıkılmalı, insanların can ve mal güvenliği sağlanmalıdır!…

***

Aksi taktirde, bu virüsler ve yayıcılarından o bölge arınamaz, semt ahalisi de kurtulamaz.. Daha acı hadiseler vuku bulur.. Nitekim buradan uyuşturucuyu alıp zombileşenlerin bir bölümü de, “motosikletli tetikçiler” olarak, bazı çeteler tarafından, kullanıldıkları yönünde duyumlar var.. “Ver parayı, al malı, git iki el sık gel, mesaj adrese teslim?..”  Bir kaç ay önce; emlakçılar mı, arsa sahipleri mi, iş insanları mı, avukatlar mı bir bütünlük içerisinde yaşanan ve gözaltı ile tutuklamalarla son bulan, olaylar zinciri içerisinde; “bu oluşum mevcuttu..”

***

Velhasıl!.. Birileri farklı bir mülahaza yaratıp, üzerinde siyasi ve ideolojik tartışma, ya da psikolojik söylemler üretebilir.. Ama hakikat gösteriyor ki, Soylu uyuşturucu satıcılarına karşı polislere “gördüğünüz yerde ayaklarını kırın, suçu bana atın” boşuna söylemiş değil.. Demek ki, suçludan önce, mağdurun, hakkının, hukukunun korunması, kollanması gerekir ki; “suçlu suç işlediğinde, cezasının verileceğini bilmeli..”

***

GÜNÜN SÖZÜ..

Sokağı ıslah olmayanın mahallesi yaşanılmaz olur…