NEDEN EVET MÜHRÜ?!..

ÇÜNKÜ SEÇMEN GÖRDÜ; Olası bir seçim zaferi sonrası intikam hesapları yapan ve her fırsatta başta iktidar mensupları olmak üzere devlet idaresinde yer alan bürokratlara, yargı mensuplarına, polis ve askerlere, sivillere yönelik, medya çalışanlarına bile yargılanacaksınız tehditleri savuran azgın azınlığı gördü…

***

“O gün geldiğinde bakalım ne yapacaksın” şeklindeki sözlerle psikolojik linçe tabi tutulan ve “güneş yüzü görmeyeceksin” denilerek, Erdoğan’ın akıbetini merhum Menderes’e benzetenlerin iktidara gelmeleri halinde neler olabileceğini gördü..

***

Her ne olursa olsun, koşullar neyi gösterirse göstersin;  “milli iradeyi mahkum edemezsiniz deyip, mührünü vurdu?!’

***

ÇÜNKÜ SEÇMEN GÖRDÜ; “Hepiniz ağlayarak özür dileyeceksiniz. O gün geldiğinde; affedeni, acıyanı, yargılamaktan vazgeçeni de unutmayacağız! Yok öyle ‘torunlarla emeklilik, hepimiz kardeşiz, kavga istemiyoruz’ falan figan çığlıkları… Her şey yeni başlıyor diyerek, mütedeyyin kesimi yargılamakla tehdit edenlerin olduğunu gördü..

***

Meclis kürsüsünden “Hepiniz yargılanacaksınız” diye tehditler savuranlar, “Seçilseler de yönetemeyecekler” diyenleri, “AK Parti kapatılacak. Hepsi suç örgütü üyeliğinden yargılanacak” diyenlerin, iktidar olmaları halinde neler yapabileceğinin idrakiyle, savunan oldu.

***

Milli iradenin temsiliyetine saygı duymanın, milletiyle nasıl barışık olabilir diyerek; sulha mührünü vurdu?

***

ÇÜNKÜ SEÇMEN GÖRDÜ; Muhacir”lere karşı ensar olmayı seçenlere yönelik, “Araplar gelsin, sizin karınızın kızınızın ırzına geçsin” diyen ahlak yoksunlarını gördü.

***

Öğretmen, doktor, çiftçi, işçi ve üst düzey bürokratlara parmak sallayan, devletin şerefli memurlarına ‘kanun dışına çıkmış memurlar’ diyenleri gördü. İş dünyasına, “Gözlerinin yaşına bakan namerttir” tehditleri savuranların kindarlığını gördü…

***

Tüm olumsuzluklara rağmen, “devri sabık şart oldu” diyen anlayışa geçit yok diyerek, mührünü vurdu.

***

ÇÜNKÜ SEÇMEN GÖRDÜ;  “15 Mayıs'ta Selo çıkacak, Tayyip girecek" demenin, ülkede yaratacağı kaosu, Ata düşmanlarına bel bağlayıp onlara seslenenlerin, “Siz indirin, biz yargılamasını biliriz” diyen zümreleri gördü.

***

Türkiye’nin aile yapısına, ruh değerlerine dinamit koyduran, sapkın akımlara ve karanlık oluşumların legal kimliğe kavuşturulmak istenildiğini, gördü. İslam ve din kültürünün yok edileceğini gördü..

***

Eşime ve çocuğuma göz dikenin, yarınların dostları olamayacağını görüp, mührünü vurdu.

***

ÇÜNKÜ SEÇMEN GÖRDÜ; Vicdan ve izan yoksunu, algı üzerinden gerçekleştirilen linç kültürünün, kendi medeniyetine ve kültüründe, hiçbir şekilde yer almaması gerektiğini seçmen gördü…

***

Böylesi bir anlayışın, inancını da, ilkelerini de, değerlerini ve kutsallarını da, dejenere eder, erozyona uğratır hakikatinden taviz vermedi..

***

Her kim olursa olsun böylesi bir “vicdansızlık kabul edilemez ve yapılamaz da diyerek, mührünü vurdu?!…”

***

ÇÜNKÜ SEÇMEN GÖRDÜ; Demokrasilerde mahalle baskısıyla hakimiyet kurulamayacağının sesini yükseltti.. Tehditle, küfürle, hakaret ve şantajlarla hak, hukuk, adalet ve demokrasi havarisi kesilerek, yalanların üstü örtülemez dedi..

***

Böylesi anlayış; toplumu kutuplaştırır, yaşam alanlarını orman kanununa çevirir, merhamet denilen olguyu da yerle yeksan edeceğini haykırdı..

***

Her kim olursa olsun böylesi bir “vicdansızlığa rıza gösterilemeyeceğine mührünü vurdu…”

***

ÇÜNKÜ SEÇMEN GÖRDÜ; Seçim sandığının varlık nedeninin; milli irade temsiliyetinin söz sahibi olmasıdır gerçeğini haykırdı?.. Bu temsiliyete hür iradenin oyuyla gidilmesi gerekirken, savaşa gidiyoruz kuşanması despotluktur, şovenizmdir ve de vesayeti dayatmaktır deyip, safını netleştirdi…

***

Yasama kadar, yürütmenin de temsiliyetini seçme hakkının her koşulda kendinde olduğunu, başka bir gücün eline verilmeyeceğini, haykırdı.. Kimse bu gücü benden alamaz dedi..

***

Hiçbir koşulda böylesi bir akla meyil edilemez diyerek; mührünü vurdu…

***

ÇÜNKÜ SEÇMEN GÖRDÜ;  Şiddetin, terörün, ırkçılığın, tekçi ve vesayetçi anlayış ile ideolojilerin hizmet ettiği tek kulvarın “Türkiye ve Türkiye insanına” düşmanlık olduğunu gördü…

***

Beni benden eden, dünyanın en özgür düşünce ve fikri dahi olursa olsun; bin yıllık inancımın ve kültürümün, medeniyetimin yerini alamayacak gerçeğinden taviz vermedi.. “Kardeş bellediğimi, hasım göremem” dedi..

***

Hiçbir koşulda; böylesi bir vesayete boyun eğmem diyerek; mührünü vurdu

***

ÇÜNKÜ SEÇMEN GÖRDÜ; Kendileriyle barışık olmayan, her türlü çıkar hesabı içerisinde olan, fikirleri de, düşünceleri de, ideolojileri de zıtlar hanesinde bulunan, kendi benlikleriyle değil üst aklın komutuyla bir arada rol alanlar, salih amel üretenler olamaz siyasetine prim vermedi?..

***

Zihinleri “hasımdan öteye gitmez, ne bana ne de ülkeye hayırları dokunmaz” dedi..

***

Her ne olursa olsun böylesi bir oluşuma “bel bağlanamaz, irade teslim” edilemez diyerek; mührünü vurdu…

***

ÇÜNKÜ SEÇMEN GÖRDÜ; 21 yıllık AK Parti iktidarında bir çok tabuların yıkıldığını, yaşamın bir çok alanındaki yasakların kalktığını, özgürlüklerin arttığını, yaşam kalitesinin yükseldiğini, gördü.. Depremlerde, sellerde, asrın felaketlerin üstesinden gelirse, Erdoğan gelir düşüncesinde durdu.

***

AK Parti’de yaptıklarımız, yapacaklarımızın teminatıdır güvenini tesis etti.  İktidar değişikliğiyle elde edilen kazanımların kaybedileceği gerçeğine, tarihteki örneklerle vakıf oldu..

***

Vicdan terazisinde iyiliklerin kötülüklere galebe çaldığını görüp; mührünü vurduğunu?..

***

 

ÇÜNKÜ SEÇMEN GÖRDÜ; Sosyal ve ekonomik yaşamda, kriz var, hayat pahalılığı yüksek, ama bunun tek sorumlusunun, iktidar olmadığını, küresel güçlerin de rol oynadığı, döviz kuru üzerinden operasyonların çekildiğini, ana gayenin iktidar devşirmek olduğunu gördü.

***

Kurtuluşun muhalefette olabileceğine dair eğilime yöneldi, ancak gördü ki bu safta niyetler salih değil. Birilerinin nam-ı hesabına söylem ve eylemler gerçekleştiriyor, iktidar devşirme halinde, kaybedenin ülke ve millet olduğu hassasiyetiyle, elini çekti.

***

Her ne olursa olsun siyonizme ve emperyalizme biat eden siyasete geçit vermem diyerek, mührünü vurdu?

 

***

ÇÜNKÜ SEÇMEN GÖRDÜ; Dildaşına, dindaşına, komşusuna ensar olan iktidarı hasım görüp, toplumsal birliği bozan siyasetin bir gün, kendi ülkesindeki kardeşine de, komşusuna da hasım olabileceği ihtimaline odaklandı…

***

Ve Kürtler.. Onlar da, yarım asırdır sahiplenip destek verdiği siyasi hareketin kazanım değil, birilerine kazanım sağlama anlayışını benimsediği, tarihsel vesayete, tekçi ve faşizan anlayışa kendinden daha fazla değer verdiğini gördü..  Türkiye’nin siyasi tarihinde Kürtler’e en büyük kazanımları sağlayan hal-i hazırdaki iktidar olduğunu, gözardı etmedi..

***

İşte bundan dolayı da, gönüllü gönülsüz de olsa Kürtler son virajda mührünü Erdoğan’a vurdu..

***

Hasılı kelam… Seçmen, huzura, güvene, istikrara ve güçlü iktidar ile lidere güven verdi.. Çok başlı, çoklu yönetim, çoklu partili, güven ve istikrar temin etmeyen; kuşku ve kaygıları olan, siyasete de temkinli durdu..

Netice itibariyle; çok kaybedenin değil, çok kazananın peşinde, yürüdü.. Vaki olan, önümüzdeki 5 yılda siyasal iktidarın ortaya koyacağı performans, muhalefetin de güven kazanmaya yönelik sergileyeceği siyaset ne olacak?!..

***

VE GENÇLER…

İster iktidar ister muhalefet olsun; seçimde gençlerine odaklı istenilen performansı, söylemi, değişimi ve yenilikle, tarihsel duruşu, pek gösteremediler.. Kısır kaldılar.. Yerel seçimler tüm taraflar için yeni bir sınav niteliğinde olacak… Gençlere ulaşma konusunda genel seçime göre daha büyük avantajla yaklaşım göstermeleri gerekir.. Bilinmesi gereken, gençliğin enerjisini kendisinin bile fark etmeyeceği şekilde dışarda bırakan bir siyasetin ve politikanın pek getirisi olacağını sanmıyorum..  Gençlik, artık sözün kendisinde olduğunu biliyor…

***

GÜNÜN SÖZÜ…

Gözün gördüğünü, kalp sorgulayarak bakıyorsa durumda kuşku var demektir?!