OLAN AHALİYE OLUYOR!…
Mevcut hal, sinir bozucu!..
Sağlıklı, sıhhatli, iyi bir hal yaşadığımız gün yok!..
Kesintisiz şekilde travma üretici hadiselerle boğuşuyoruz!…
Sosyal, siyasal ve ekonomik alan nefes aldırmıyor!?…
Zindan hayatı!..
Vukuatsız anımız kalmadı!..
Artık her sabah değil, her an şok edici, öfke yaratan, şiddeti körükleyen, kaotik ortamı yaratan sosyal ve siyasal olaylar zinciriyle, cebelleşiyoruz!..
Canlar yakıcı!..
Gel de ruhen ve bedenen dayan!…
Ulvi değerler, tar-u mar edilmiş!..
Demokrasi mi, insan hakları mı, eşitlik, özgürlük hangisi derseniz?!..
Hak, hukuk, adalet!..
Aile birliği, dirliği, iş ortamı..
Bilumum sıhhatlı halimiz yok, hak getire..
Ki korkunç bir güvensizlik, itibarsızlık algısal operasyon da işin cabası!…
***
İktidar muhalefete!..
Ki muhalefet de iktidara!..
İki yönlü bir tahammülsüzlükle al birini vur ötekine demokrasiye her türlü iğrençlik muamelesi yapılıyor.
Lakin devler güreşinde ezilen çimler misali, halk ve ülke hal-i perişanlığa dehşetli bir şekilde sürükleniyor!
Korkunç bir güç çatışması ve zehirlenmesi var!..
Konumsal olarak egemenleşen kim olursa olsun, despotlaşıyor..
Eldeki güç hangi makam, mevki, kurum olursa olsun, kendine rakip ve hasım bellediğinde, acımasızlaşarak, saldırıyor!
***
Onu sindirmek, onu atıla düşürmek, itibarsızlaştırmak, adına enva-i imkanı, yok edici bir silah olarak, kullanıyor!..
Ülke ve milletin bekasını dahi hiçe sayarak yapıyor..
Ve bunu bulunduğu konumu “dokunulmaz, sorgulanmaz, hesap verilmez” olarak görüyor!…
Yasa, kanun, nizam tanınmıyor!..
Hem iktidar, hem muhalefet..!
Ürkütücü olan da, hangi tarafa dokunulduğunda kuyruğuna basılan kedi misali, ciyaklayarak, toplumsal hizipleşmeyi ateşliyor..
Mağdurum da mağdurum!..
İşe giydirilen bir libas var ki; o da siyasi intikam ve hasımlık!!!
Yolsuzluk, usulsüzlük, rüşvet alırken suçüstü oluyor!..
Hiç bir suç işlememiş gibi yüzsüzce, derdest edilmesini, siyasi hasımlık diye pazarlıyor!..
Faşizanca ırkçılık yapıyor, halkı kin ve nefrete sürüklüyor, yargı hesap sorunca kasılarak bu siyasi bir hesaplaşmadır diyor!..
***
Savcıya, hakime, mahkemeye ağzına geleni söylüyor..
Valisine, kaymakamına, polisine hakaret ediyor!..
Yetmiyor tehditler savuruyor..
Daha da ileriye giderek, ailesine laf ediyor..
Eee, yakasına yapışınca vay da vay siyasi hasımlık libası giydirilerek, masumluk taslıyor!..
Ya da, yasadışı ilişkiler ağı içerisinde oluyor!..
Tabi karşı taraf ifşa olunca bakıyorsun aynı söylem, ondan da ikmale geliyor..
Torpili, ihale peşkeşliği, yolsuzluğu!..
Fecaatla sonuçlanan, insanların ölümüne, yaralanmasına neden olan hadiselerdeki ihmaller ortaya çıkınca, hesap sorulmak istenilince; “bu bir siyasi intikamdır” adıyla, savıştırılıyor!
Anlayacağınız!…
Al birini vur ötekine!..
Olan biz ahaliye oluyor..
***
ENİŞTEM NİYE ÖPTÜ!…
TÜSİAD’ın hükümete karşı homurdanma hali!..
Akabinde, The Ekonomist’in pervasızlığını kapağa çıkarması!..
Ne diyor; “Erdoğan’ı devirin..”
Akıl mı, kapital mi konuşturdu bunları, bilmem..
Ama hissisayatım der ki;
“Bayram değil, seyran değil eniştem beni niye öptü” kabilinde!
İkmale gelen olaylar, şaşırtmıyor!..
Siyasi tarihin sayfaları çevrilirse; senaryonun değişmezliği görülür!..
Sizce!…
***
GÜNÜN SÖZÜ..
Kapitalizmin ruhunda, menfaatperestlik vardır!..