Görüş Bildir

KALEMİN DİLİ

SALGIN BİTER Mİ?

Biter.. Elbette ki bitecek..

Amma velakin, "biz istersek" biter..

Yekvücut olursak biter..

Kurallara uyarsak biter..

Uyarıları “kulağa küpe edersek” biter..

Maskemizi takarsak biter..

Sosyal mesafeyi korursak biter..

Hijyene önem verirsek biter..

Bunları yaparsak, "virüsün yayılmasını" önleriz!..

Ne yazık ki, 8 ay oldu…

Ama hala, "bunları yapmalıyız, yapalım" demekteyiz..

***

Doğrusu, ilk aylarda iyiydik..

Hükümette..

Millette..

Sağlık Kurumları da..

Belediyeler de..

Herkes bir sorumluluk noktasında, "hareket" ediyordu..

İşin ciddiyeti vardı..

Sonra; bir gevşeme başladı..

"Normalleşelim" dedik..

Demez olaydık..

"İpin ucu" kaçtı..

Boşvermişlik ve rehavet, "maskeleri" kola bileklik etti!

Sosyal mesafe "aşk" temasına döndü!

Hijyen, ne bu "dezenfektan" demeye geldi?

Olan, Covid-19'a "bayram" oldu..

Kurban Bayramı "insan kurbanına" dönüştü..

Devlet de "bu böyle gitmez" deyip, ipi gevşetti..

Eee, kurumlar dünden hazırdı, "bırak gitsin?"

***

Ne diyoruz şimdi?

Nerde Belediyeler?

Nerde Sağlık Kurumları?

Nerde Sivil Toplum Örgütleri?

Hükümette ey ahali, hangi tedbirlere ve kurallara uyacaktınız diyor?

Kısacası; "herkes birbirine" soruyor, sorguluyor, neredesiniz diyor?

Günlük ölüm vakaları artıyor…

Günlük virüsü kapanların sayısı artıyor..

Günlük yoğun bakımdaki ağır hasta sayısı artıyor..

Her şey covid-19 deyimiyle "pozitif" seyrediyor..

***

Bilim adamlarımız da; "bunalım" takılır oldular..

Akademisyenlerimiz de..

Sinirler "pik" etmiş durumda..

Onlar da, "ipin ucunu" kaçırmış gibi birbirlerine hasım kesildiler..

Ceyhan hoca..

Çilingir hoca..

Ekran ekran; birbirlerine "laf sokuyorlar...

Aşıda bir merhale var..

Ama o da, "kavgaların" gölgesinde!

Anlayacağınız; iş denir ya "zıvanadan" çıkar hale geldi?..

Hal bu iken!

Soruya dönersek.

"Salgın Biter mi?"…

Cevap; biter…

Lakin "biz istesek biter?"…

Yoksa virüs bu kadar "iştahlı, iştahlı" bizle teşkili mesai yapar mıydı?

***

NEFRETLİK VİRÜS…

Ne yazık ki, "covid-19" işte bunları da türetti..

Bakar mısınız; nefretlik virüslere?

Son günlerin trendindeler..

Maske takmıyor, sosyal mesafeye uymuyor..

Onu uyaran polise, zabıtaya da "posta" koyuyor..

"Kimsin sen?"…

Üstüne üstlük ekseriyetinin bayan olması da, ayrı bir dert..

"O velvele" halleri…

İşte bu tiplere ne dersiniz bilmem..

Ben "nefretlik virüs" dedim..

***

UNUTULMAYAN İSİMLER?

Neden, unutulmazlar?

Mesela…

"Vali" adı zikredildiğinde..

Akla gelen ilk isim; Recep Yazıcıoğlu..

Mesela..

"Emniyet Müdürü" denilince…

Ali Gaffar Okkan, hemen hatırlanır…

Mesela…

Siyasilerden, söz açılınca…

Adnan Kahveci..

Muhsin Yazıcıoğlu…

Akla gelen ilk isimler olarak sıralanır…

Sizce..

Bu isimler, neden ve niçin "mesleki-görev" kulvarlarından söz açılınca…

İlk olarak, onlar "unutulmaz" olarak yad edilir?..

Bilen var mı?

Varsa, bilmeyenlere anlatsın…

***

EKMEĞE ZAM!

 

Diyarbakır'da artık "ekmek" yüzde 25 zamla satılacak..

Dün itibariyle "zam" geçerlilik aldı..

Artık, bir somunu 1 liraya değil, 1.25 lira olarak alacaksınız..

Zamma ne dersiniz bilmem?

Ama "kuru ekmeğimize de" göz diktiler diyenimiz çok olacak..

Neyse, ben haberiniz olsun istedim!

***

 

ALIŞKANLIK..

Bilgenin öğrencileri bir gün sormuşlar:

"İnsanlar neden kötü alışkanlıkları daha kolay ve iyi alışkanlıkları daha zor edinirler?

Neden iyi alışkanlıklarını uzun süre muhafaza edemiyorlar?

Yaşlı bilge:

"Peki, ben size şöyle bir soru sorayım: Eğer iyi tohumu güneşte bırakırsak ve kötü, çürümüş tohumu toprağa gömersek ne olur sizce?" demiş.

"İyi tohum kuruyacak güneşte, kötü tohum ise hastalıklı filizler verecek ve sağlıklı bir meyve oluşmayacak" diye cevaplamış öğrenciler.

Bilge devam etmiş:

"İnsanlar da bu şekilde davranır: İyilikleri ruhlarında saklayıp filizlerini büyütmektense açığa çıkarıp kayıp ediyorlar.

Diğer yandan da günahlarını ve kötü taraflarını başkalarından saklamak için içlerinde gizliyorlar.

Onlar orada büyüyüp insanı kalbinden yok ediyorlar...

Ancak siz, bilge olun..."

***

GÜNÜN SÖZÜ

Başkası olma, kendin ol ki başarasın?

 


Bu Makale 1565 kere okunmuştur.