SORUNUN YARATICISI, ÇÖZÜMÜ İSTER Mİ?..
Ne mümkün?.. Hele ki, o sorundan siyasi çıkarım, güç ve derin iktidar devşiriyorsa.. İşte tarih bir kez daha, bu maskeyi deşifre etti.. Hem de, soruna en radikal yaklaşım gösteren, siyasi yapı tarafından!.. “Kep düştü kel göründü” misali!..
***
51 milletvekili üyeli Meclis’teki Barış Komisyonu’nun, yeni sürece dair çıkılan yolun kilit ismi Abdullah Öcalan’la görüşülmesine yönelik, tartışma!.. Ve bu sürecin ilk kıvılcımını yakan Devlet Bahçeli’nin gelen itirazlar karşısında “gerekirse ben giderim” diyerek büyüttüğü tartışma, hafta son gününde, nihayete erdi!
***
Mevzuya dair siyasi partilerin ak mı kara mı oldukları ortaya çıktı!.. Komisyondan bir heyetin İmralı'ya gidip, Öcalan’la görüşmesine, CHP su koyu verdi?. Cuma günkü yazımda, bunu ifade etmiştim, CHP’nin akıl mekanizması, Parti Merkezinde değil, Silivri’de işlev görüyor!..
***
Erdoğan düşmanlığı üzerine ikmal edilen siyaset ve enva-i adli suçla yargılanan Ekrem İmamoğlu’nun Silivri’deki tutuklu durumuyla geliştirilen aksiyonel duruş, Türkiye’nin kanayan ve beka meselesi teşkil eden bu süreci akamete uğratma adına, kozlar ileri sürer.. Ki nitekim de öyle oldu!..
***
Hatırlayalım!.. CHP evet veya hayır noktasındaki tavrını, son ana kadar açıklamadı!.. AK Parti’ye göre pozisyon alırız demelerine rağmen, bir gün önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Bahçeli’nin gerekirse ben giderim açıklamasına samimiyetle teşekkür ederim deyip, gidilmesine evet demesine rağmen!
***
Kaldı ki, CHP’nin nam-ı hesabına her türlü Sözcü faaliyeti olan, gazete bile Komisyon’un oylama yapacağı Cuma gününden bir gün önce, manşet attı. “CHP Apo’ya gitmiyor” diye.. Bu manşeti bile, CHP’nin bir kanadı yalanladı; “henüz böyle bir karar verilmişlik yok!..” Üzerinden; 24 saat geçmedi!..
***
CHP komisyonun oylama yapacağı esnada, 11 Milletvekili kontenjanıyla çekildi, salonu terk etti. Peki, bu kaçış, suyu bulandırma gayretkeşliği, nihai neticeyi etkiledi mi?.. Siyaseten evet, ama matematikle ve gidilmesi gerekir stratejisine zerre-i miskal, etkisi olmadı.. Nitekim, oylamada gitme kararı çıktı!..
***
Ki, bu sonucu daha önce de buradan aktarmıştım.. Komisyondaki temsiliyette kilit parti AK Parti’dir, MHP de yan kol.. Salt çoğunluk noktasında, 22 koltuk AK Parti’nin.. Ki 32 oyla evet geldi..AK Parti, MHP ve DEM Parti oyları neticeyi getirdi.. Komisyon kesin kesin, “İmralı'ya gidecek, Öcalan’la görüşecek..”
***
Cuma günü öğlen öncesi odaklanılan bu mevzu eksenindeki tartışmaların havası solunurken, DEM Partili Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanları Serra Bucak, Doğan Hatun ve Basındaki ekibi, ziyaretimize gelmişti.. Ağırlıklı Diyarbakır'ı konuştuysak da, CHP’nin Öcalan’a dair tutumunu da irdeledik…
***
Şunu ifade ettim, Kürt siyasi hareketinin en büyük handikapı kendini Türk solunun egemenliğinden, kurtaramayışıdır.. Başkanlardan CHP’li Belediye Başkanlarının tutuklanması, kayyım atanması gibi, günümüz gelişmeleri öne çıkardıysalar da, sorunun yaratıcısı, sorunun çözümünü istemez tezimi savundum..
***
Öyle ya, CHP daha bir kaç yıl öncesine kadar, Doğu ve Güneydoğu bölgesinde tabela partisi konumunda idi.. 2013 ve 2016’daki FETÖ darbe girişimi sonrasında, HDP/DEM’le kent ittifakına girince!.. Ve Erdoğan düşmanlığı üzerinden aksiyonlu siyaset, benimsenilmeye başlandığında, canlandı!.. Yoksa- Cumhurbaşkanlığı seçiminde Kılıçdaroğlu’na yüzde 80-90 oy çıkar mıydı?!..
***
Sezgin Tanrıkulu’nun Diyarbakır’dan CHP adayı olarak seçilmesi bile; kent ittifakına bağlı bir sonuç!.. Ama bugün, CHP’nin İmralı tavrından dolayı Tanrıkulu Diyarbakır’a gelmesin, deniliyor.. Seçimlere daha üç yıl var.. Gün ola harman ola desek de, CHP’nin Kürt meselesinin aktörel seyirdeki çözüm rotasında ortaya koyduğu bu karar, siyaseti zaman içerisinde, etkileyecek.. Özellikle de, ittifaklarla şekillenen siyasetin dengelerinde, taşlar yeni bir rotasyonlu şekil alacak!..
***
Ne diyor, DEM Parti Sözcüsü Gülistan Koçyiğit.. Ki, İmralı’ya gidecek komisyonda ismi kesinleşen Milletvekili… CHP’nin, tutumunu kast ederek, şöyle dedi; “Kürt halkı tarihi kavşakta. Kürt halkı kimin demokrasiden, kimin barıştan, kimin çözümden yana durduğunu, cesaret ettiğini, cüret ettiğini, elini taşın altına koyduğunu da tane tane not ediyor!..”
***
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir’in oylamaya katılmamaya yönelik açıklamasına karşılık, DEM Parti Eş Başkanı Tuncer Bakırhan’dan şu açıklama; “ Kürt meselesi iktidar karşıtlığına kurban edilmemeli, CHP Kürt meselesini doğru okumalıdır. 86 milyonun lehine olacak bir sonuca odaklanmalıdır. Hala dökülen kan yetmemiş gibi çatışmanın, şiddetin devam etmesini isteyenler var. Kanla besleniyorlar. Barışın nesi kötü!?”
***
İpleri kopardı, koparacak ya da çıkılan yolu akamete uğrattı, uğratacak sorusunun yanıtı aranırken, CHP mevcut halde ortaya çıkan açığı nasıl kapatacak?. Malum, DEM desteği olmadan, Cumhur İttifakına karşı, pek şansı yok. Bunu yerel seçimlerde gördük. Kürt meselesinde nasıl bir strateji benimseyecek ya da rol alacak? Bu sorunun yanıtı, aslında belli. Bunu CHP’den gelen yanıtlarda görüyoruz!.. Demirtaş kozu!..
***
Kulis bilgisi aktarımı!?. Komisyon İmralı’ya gideceği gün, Özgür Özel de aynı saatlerde Edirne Cezaevi’ne gidip, Selahattin Demirtaş’la görüşecek deniliyordu?!.. Ancak bu söylem Demirtaş’ın kendisini ziyarete gelen Bülent Arınç’ın, kamuoyuna kendi tavrı, beklenti ve söylemiymiş gibi yaptığı açıklamaya gösterdiği tepki.? Ve yazdığı mektubun muhtevası, “görüşme kapısının kapandığını” söyleyebiliriz!..
***
Demirtaş, Öcalan’la hiç bir alanda karşı karşıya gelmek istemez!. Bu gerçekle, kamuoyuna hitaben yazılan mektuptan Demirtaş CHP’den, Özgür Özel’den ya da başkalarından gelebilecek görüşme ya da emrivaki ziyarete kapıyı kapattı! Tabi, Arınç’ın da gidişi, açıklamaları bir planın, şıkları mıydı yoksa, nezaketsizliğin getirdiği her şerde bir hayır vardır sözünün ikmali mi!?..
***
Sürece dair herkese olan teşekkürü de teraziye alırsak; Seni Başkan Yaptırmayacağız çizgisinden uzaklaşıyor Demirtaş! Ve öyle düşünüyorum ki, bazı kesimlerin alevini yükselttiği Kürt siyasi hareketinde Demirtaş, Öcalan’a alternatif olmalı söylem ve eylemine, kendisinin arzu edici olmadığını.. Böylesi bir siyasi seyre, prim vermez!..
***
Öyle sanıyor ve sanmıyorum ki, Kürt seçmende de böylesi bir algı egemen bir alan bulsun.. Ama şunu ifade edebilirim ki, CHP’nin ipe un serme politikası, mevcut girdabı kendileri açısından daha bir genişletecek!.. Özellikle, DEM tabanında oluşan küskünlüğün giderek, büyüdüğü!.. Bunun telafisini nasıl sağlar bilmem.. Zaman gösterecek..
***
İstanbul’u Kürtlerin oylarıyla alan CHP ve koltuğa ikinci kez oturan, ancak Silivri’de tutulan İmamoğlu’nun, bu gelişmeler karşısında, alacağı pozisyon da, merak ediliyordu? Dün açıklama yaptı, CHP’nin tavrına destek verdiğine dair.. Kürt meselesiyle konumlanan kesimler de kendi konumlarını gözden geçirecektir. 1991’den beri CHP’nin DEM geleneğinden gelenleri stepne olarak kullandığını da hatırlatarak, şaşırtıcı gelebilir istifalar Milletvekili ve teşkilatlar düzeyinde an meselesi..!
***
Beni en çok etkileyen, CHP’nin tavrına destek verip karşı tarafa halkımız sizi affetmeyecek diyenler! Bu affetmeme durumu insanların, barışı, kardeşliği, birliği, dirliği istemesi ve 40 yıldır süre gelen terörün, şiddetin, kan ve gözyaşının sonlandırılması ve bir daha yaşanmaması için mi? Yoksa rant ve çıkar menfaatlerinin döngüsü için, terör gemi azıya vursun, şiddet, kan ve gözyaşı seller sular gibi aksın, ülke bölünsün!?
***
GÜNÜN SÖZÜ..
Çıkılan yolda nihai sonucu akamete uğratan “korkak ve karanlık ruhlu akrep karakterli sözde yoldaşlardır”