SEVMEK YA DA SEVMEMEK

Birini sevdiğinde; (o biri, komutanın olabilir, arkadaşın olabilir, partnerin olabilir, eşin olabilir, amirin olabilir.)

Can kulağıyla dinlersin, iletişimdeyken gözlerine bakarsın, tahammül seviyen yüksektir, sinirliysen onunla konuşurken yatışırsın…

Sözcükleri değerlidir aklına yatar, birini sevdiğinde güven katsayın sonsuzdur acabaların yoktur, fikirlerine katılmazsan bile saygı duyarsın baskın duygu öfke değildir…

İnandırmak için çaba sarf etmesine gerek yoktur.

Birini sevdiğinde söylediği her sözcük algına olumlu kaydedilir. Hatta karşındaki aşağılasa bile anlamazsın psikoloji işte böyle bir şeydir.

Sözcükler kimin ağzından çıktığına bağlı olarak farklı anlamlar ve değerler kazanırlar.

Sorun öğrencilere sevdikleri öğretmenlerin derslerini daha iyi kavrarlar.

Amirini seven işini daha verimli daha pratik halleder.

Yaptığın işi seviyorsan, isterse taş duvar dizmek olsun, yormaz yıpratmaz!

Birini sevmiyorsan; canım dese “canın çıksın” demiş gibi algılarsın.

Tahammül seviyen aşağıdadır pışt dese kıvılcım çıkar. Birini sevmiyorsan kredisi yoktur ilk hatasında yolcudur.

Normalde öfke duymayacağın ya da yanlış anlamayacağın sözcükleri hele bir sevmediğin zat sarf etsin… diken gibi batar.

Ortada bir sorun varsa kesinlikle sevmediğin kişi sorumlusudur diye düşünürsün, hiç suçu olmazsa bile algıların seni böyle yönlendirir.

Nötr hissetiklerinle bile bağlar kurabilir ama sevmediğinle kuramazsın.

İçeride bizden bağımsız çalışan duygu kanadı izin vermez. Duygular hayati önem taşırlar her ne kadar gereken önemi vermesek de.

Sevmediğinle iş ortaklığı kuramazsın, kursan bile yolunda gitmez. Fikirleri senin nazarında önem arz etmez çünkü, iş emanet etsen gözün arkada kalır.

Ağzıyla kuş tutsa yaranamaz.

Birini sevmediğinde gönlünü alma ihtiyacı hissetmezsin hatta belki kırdığının bile farkına varamazsın.

Sevmediğini işitmezsin zira kulak vermediğinden.

Sevmediğin işi tamamlayamazsın, zorunluluktan tamamlamasan bile bir eser niteliğinde olmaz mecburiyet okunur üzerinden.

Birini seviyorsan hatalarını birkaç saate ya da birkaç güne unutursun.

Birini sevmiyorsan hataları yıllarca dillendirsin.

Birini seviyorsan onun yanında metalara, nesnelere, ihtiyaç duymazsın.

Birini sevmiyorsan yanındayken bile o boşluğa metaları, nesneleri, aktiviteleri koyarsın.

Birini seviyorsan onun ideolojilerini şiar edinebilirsin

Birini sevmiyorsan sırf o seviyor diye dininden bile soğuyabilirsin.

Birini seviyorsan sıkıntılar kederler denizine denk gelindiğinde birlikte karaya çıkabilirsin.

Birini sevmiyorsan keder ve sıkıntı bağınızı koparır. Çünkü sular durgunken yol almak kolaydır. Akıntıya sevmediğinle kürek çekemezsin.

Bir diktatörü, bir eşkıyayı, bir hırsızı sevmişseniz o sizin gözünüzde artık eşkıya ya da kötü etiketler yapıştırılan biri değildir. Sevmek bakış açısını değiştirir.

Birini sevmiyorsan onu olduğu gibi kabul edemezsin, huyunu, davranışını, konuşmasını, giyimini değiştirmek istersin.

Zannedersin ki senin yönergelerinle formatlanırsa sevilecek hale gelir.

Sevmek ya da sevmemek biliyoruz ki elimizde değil içerimizde ki mekanizma karar veriyor.

Ne kimse kendini size zorla sevdirebilir, ne siz kimseyi kendinize komut vererek sevebilirsiniz.