“DİYAR’I BİTİREN GECE”

Uzun bir süreden beri bu köşede yazı yazmıyorum. Olup bitenleri sessiz bir şekilde izliyorum. “Diyarbakırspor’un şu anki görüntüsünü nasıl görüyorsun?” deseler cevabım şu olur :”Herkes konuşuyor, birilerini suçluyor ancak kimse neden bu hale gelindiğini doğru metotlarla sorgulamıyor.”

Bu hale gelinmesinin çıkış noktası nedir?. Bu çıkmazdan çıkmanın yolu nedir?. Bu sorulara kendimce cevap vermeye çalışacağım.

Her şeyden önce borcun 20 milyonu bulması çok vahim bir olay. Fakat Diyarbakırspor’un asıl sorunu bu değildir. Daha önce de borcun 30-35 milyonu bulduğu, yabancılar için FİFA’dan puan silinme dahil çok ağır maddi yaptırımların geldiği dönemleri gördük. Bunların hepsi zorlukla da olsa belli bir plan dahilinde atlatıldı. Sorunu doğru teşhis edip çözümü gerçekçi yöntemlerle bulabilirsek bu batak da kurutulur.

Diyarbakırspor’un bugün yaşadıklarının nedeni küskünlükler, kırgınlıklar ve spor dışında olması gereken hesaplaşmaların Diyarbakırspor üzerinde yürütülmesidir.

11 Mayıs 2009. Bu tarihte olanlara dikkat edin. Süper Lig’e çıkmayı garantilemiş olan Diyarbakırspor,ligin son maçında Gaziantep Belediye’yi konuk ederken, aynı zamanda kupasını alacak ve şampiyonluğunu kutlayacak. Statta hazırlıklar yapılmış,2’si Diyarbakırlı olmak üzere 3 bakan,Gençlik ve Spor Genel Müdürü ile çok önemli protokol konukları. Amaç bu coşkuya ortak olmak ve Diyarbakırspor’un geleceğiyle ilgili önemli adımları açıklamak.

Herkes anons edildi,sıra bakanlara gelince hepimizin tüylerini diken diken eden, bu tablonun gelecekte ne gibi sorunlara yol açacağını sezen insanların kafasına kaynamış su dökercesine şok etksi yaratan sdesler :YUH YUH YUH. Hemen arkasında dakikalarca süren protestolar. Alanı buz gibi bir hava sardı. Onurlandırılmak için alana inenler neye uğradıklarını şaşırıp bir an için orayı terk etme aşamasına geldiler. İşte o esnada yanımda bulunanlara dönüp dedim ki “Biz geçen hafta çıktığımız Süper Lig’e bu akşam veda ettik. Bu kadar emek böyle kolay harcanmamalıydı.” Sözlerimi duyanlar hiç umursamadı. Keşke ben yanılsaydım ama öyle olmadı. O gece için provokasyon planı yapanlar başarılı oldu, olan ise Diyarbakırspor’a oldu.

Ne mi oldu?. Tabloyu sezen Dr. Abdurrahman Yakut akıllı bir hareket yaparak çekildi. Belirli bir kanaldan yönlendirilen bu protestoların yarattığı havayı sezmesi gerekirken maalesef Çetin Sümer büyük bir maceraya atıldı. Bu geceden sonra başbakanın katıldığı gece hariç tüm kapılar Diyarbakırspor’a kapandı. Daha önce Diyarbakırspor’a kucak açan valilik kapıları kapatmakla kalmayıp tabir-i caizse kilometrelerce mesafe koydu !. Cezalandırıldı diyemem ama Diyarbakırspor kaderine terk edildi. Diyarbakırspor tarihinin en beceriksiz yönetimi olan bu yönetim de o geceden sonraki gelişmelerin ürünüdür. “O gecede” bir  görüntü var hiç unutmuyorum. Protestolar olunca bir adım önümde olan Spor Bakanı Faruk Özak,Mehdi Eker’e dönüp kafasını salladı ve kulağına şu anda burada açıklamamın doğru olmayacağı ifadeler mırıldandı. Kimse kusura bakmasın ama Diyarbakırspor’a yapılması gereken tesis, stat ve gelir getirici projeler başka yerlere kaydırıldı o geceden sonra.

Diyarbakırspor için her şey çok mu geç?.Değil tabi. Kurtuluş için iki yol öneriyorum. Birincisi;Kısa vadede lisans krizinin çözülmesi. Bunu ancak “O gecede yuhlananlar “yapabilir. “O gecede” yaşananları bir kenara bırakıp kimliğini taşıdığınız,sayesinde makam ve mevki sahibi olduğunuz  Diyarbakır’ın ortak değeri Diyarbakırspor’u cezalandırma hakkına sahip değilsiniz.

İkincisi ;Uzun vadede “O gecede yuhlananlar “  ile “O gecede alkışlananlar “ siyasi ihtirasları, çekişmeleri, hesapları bir kenara bırakmak süretiyle ortak akıl ve iradenin hakim olduğu bir yönetimi oluşturma zemini yaratmalı, Diyarbakırspor’un yararına olacak projelere siyasi hesap gözetmeksizin destek olmalıdır.

“O gecede  yuhlananlar ile “O gecede alkışlananlar”ın bu kente karşı sorumlulukları var. Bunu yerine getirmenin yegane yolu da Diyarbakırspor’u ayağa kaldırmaktır. “Diyarbakırspor’u kalkındırırsak bize getirisi ne olur?” diyerek oy hesabı yapmayın, biraz da memlekete hizmet etmeyi düşünün. Diyarbakırspor size oy kazandırmayabilir ama inanın bu memleketin imajı konusunda en önemli faktör olan Diyarbakırspor iyi yerlerde olursa bunun sizin prestijinize yansıması da inanılmaz derecede iyi olacaktır.

TARAFTAR PROFİLİ DEĞİŞMELİDİR
Bir de işin taraftar boyutu var. Diyarbakırspor taraftarı maalesef belirli zamanlarda kulübe zarar veren davranışlarda sergiliyor. Seçim zamanı sandığa gittiğinizde hangi partiye oy vermek istiyorsanız ona verin ama Diyarbakırspor’a siyasi düşüncenizi yansıtmayın. Kim Diyarbakırspor’a faydalı olacaksa onu teşvik edin ,gerektiğinde onure edin,Diyarbakırspor’a faydası olmayanları da tarafsız bir gözle analiz edin ve eleştirin.
Son yıllardaki olaylar Diyarbakırspor’u kendi sevenlerinin gözünden bile antipatik hale getirmiş durumda. Bu olaylar biraz da Diyarbakırspor amigoları ve taraftar derneklerinin tribünlere hakim olamamasından kaynaklanıyor. Taraftar dernekleri ve taraftar grupları ya kendilerini gözden geçirip çeki düzen vermeli ya da tribünlerden uzaklaştırılmalıdır. Elbette bunların içinde iyi niyetli olanlar da var ama genelleme yaptığımızda bugün kimse tribünlerdeki taraftar yapılanmasından memnun değil. Yoksa zamanla bu olaylar daha tehlikeli hale gelecektir.