"ADAM GİBİ ADAM ZİYA DOĞAN"

Bu satırların yazarı futbolla tanıştığında  Ziya Doğan,Beşiktaş'ın golcüsüydü. Beşiktaş'ın yıllar sonra kazandığı şampiyonluğu getiren gollerin sahibi oldu. Futbolunun son deminde kendisini Ankaragücü forması altında takip ettik. O zamanlar Türkiye'de televizyon maç yayıncılığı  yoktu. Radyodan,"Sinan sağ kanattan ceza alanına girdi. Ortasını yaptı ve Ziya kafayla topu ağlara gönderdi" anlatımlarını defalarca dinlediğim için o anlar halen kulağımdan çınlıyor.
Futbolu bıraktıktan sonra bir çok meslektaşı gibi antrenörlüğe başladı. İlk antrenörlük deneyimini yaşadığı İstanbulspor'da başarılara imza attı. Bu takımla Süper Lig'e çıkma sevinci yaşadı,Süper Lig'de de 6 sezon boyunca dünyaca ünlü teknik direktörlerle çalıştı. Antrenörlükten teknik direktörlüğe geçiş yaptığı ilk takım Adanaspor oldu ve 17.sırada aldığı bu takımı ligde tutmayı başardı. Daha sonra tekrar İstanbulspor'a dönüp burada 1 sezon teknik direktörlük yaptı. İstanbulspor'da dünyaca ünlü teknik direktörlerle çalıştı dedik,aynı şeyi Beşiktaş'ta da yaşadı. Yıllarca formasını terlettiği Siyah-Beyazlı takımda İtalya'nın en önemli teknik adamlarından Scala'nın yardımcılığını yaptı. Kendisini teknik adamlıkta zirveye taşıyan olaylar ise Beşiktaş'tan ayrıldıktan sonra gelişti. 2001-2002 sezonunda küme düşmesine kesin gözüyle bakılan,ligin dibine demir atmış Malatyaspor'u ligin son sırasında alıp o sezon kümede tuttu,sonraki sezon ise Malatyaspor tarihinde ilk kez UEFA Kupası'na taşıdı. Malatyaspor'dan yoğun istekle ayrılarak başına geçtiği Trabzonspor'u tarihinde ilk kez Şampiyonlar Ligi'ne taşıyan isim oldu. En önemli özelliği hem şampiyonluk hem de kümede kalma mücadelesi veren takımlarda çalışarak başarılı olmasıdır. Zira Trabzonspor'dan ayrıldıktan sonra ligin 13.sırada bulunan ve küme düşme adayları arasında gösterilen Gençlerbirliği'ni sezon sonunda ilk 5'e soktu. Türkiye'deki teknik adamlar iki kategoriye ayrılır;sezon başında takım çalıştıranlar ya da sezon içerisinde takımların başına geçenler. Bu şekilde ün yapan teknik adamlar var. Ama Ziya Doğan bu iki kategoride de yok. Çünkü o Türkiye'de futbolu en iyi bilen,kendisini yetiştiren,yardımcılığını yaptığı dünyaca ünlü teknik direktörlerin çalışma sistemlerinden bir şeyler kaparak kendisini bu konuda yetiştiren teknik adamlardan biridir. Başkaları gibi 3 büyüklerde futbol oynamanın avantajıyla teknik adam olanlardan değildir. Futbolculuğa nasıl tabandan başlayarak zirveye ulaştıysa,teknik adamlığa da sıfırdan,en alt basamaklardan başlayarak doruğa çıkmaya çalışmış bir tiptir. İyi futbolcu olmakla iyi teknik adam olmanın birbirinden farklı olgular olduğunu kavramış bir simadır Ziya Doğan. Hazıra konmayı sevmez,zoru başarmaya çalışır. Onun için "yıldız futbolcuyu sevmez" derler ama sahada yüreğini ortaya koyanın,takımı için canını dişine takanın,en zor anda bile sorumluluktan kaçmayanın yıldız olduğunu düşünür. Çalıştırdığı takımlarda mazaret üretmez,elindeki imkanlarla en iyisini yapmaya çalışır. Kurt başkan İlhan Cavcav,kendisiyle yollarını ayırmak istediğinde "beni göndermek istiyorsanız açıkça söyleyin. Benim sözleşmemde tazminat var ama bunun için sıkıntı yaratacak biri değilim. Çünkü ben Ziya Doğan'ım" diye bilen bir teknik adamdır. Futbolun içerisindeki ahlaksızlığı,kirliliği sevmez. Kimse ona dayatma yapamaz,bunu hissettiğinde çekip gitmesini bilir. Ismarlama ile futbolcu almaz,yeteneğinden,adamlığından emin olduğu oyuncuları aldırtır. Bu yüzden çalıştığı takımlardaki bazı yöneticiler tarafından sevilmez. Menfi duygularıyla değil,prensipleriyle hareket eder. Futbolcuya hak ettiğinden daha fazla para verilmesine karşı çıkar !. "Ben en yüksek parayı alayım. Alacağım oyuncularla da günü kurtarayım ama onların kulübe maliyeti ne kadar yüksek olursa olsun beni ilgilendirmez" anlayışı Ziya Doğan'a ters düşer. Çalıştırdığı takımların başarı için  her şeyini ortaya koyar. İnatçıdır,hırslıdır ve tuttuğunu koparmaya çalışan bir tiptir. Onun dünyasında sadece futbol ve çalışmak vardır,futbol emekçisidir. Bu yüzdendir ki Türkiye'de futbolu en iyi bilen kentlerinden başında gelen,büyüğünden küçüğüne kadar herkesin futbolla yatıp kalktığı Trabzon'da Avni Aker Stadı tribünlerine "Adam gibi adam Ziya Doğan" afişi asılmıştır.
Yeni sezona hazırlanan takımlar içerisinde koşullar bakımından en kötü takım konumunda olan Diyarbakırspor'un yaptığı en olumlu işlerden birisi Ziya Doğan'ı göreve getirmesidir. Türkiye'de bugün bu cesareti gösterip Diyarbakırspor'a gelmek yürek ister. İşte bu yürek Ziya Doğan'da fazlasıyla vardır. İskelet kadrosu olmayan,ekonomik yönden kötü olan,yönetimi bu işin uzmanı olmayan,kurumsal yapısı olmayan,camia içi barışın hakim olmadığı bir Diyarbakırspor'dan söz ediyoruz. Taş üstünde taşın olmadığı bir takıma geldi Ziya Doğan. Elinde sihirli değnek yok. Haliyle işi çok zor. Şimdi bizlere,taraftarlara ve camiaya düşen önemli bir görev var. Ziya hocanın bu koşullarda görevi kabul etmesinden dersler çıkarmalıyız. Böyle biri kendisini riske sokuyorsa  ,o zaman bizim de yapmamız gereken görevler var. Şehir olarak kırgınlıkları,küskünlükleri,sen-ben kavgalarını bırakıp kendisinin bu onurlu duruşunu sahiplenmeli ve Diyarbakırspor'umuza bu zorlu süreçte destek olmalıyız. Zaten başka şansımız da yok !.