UFUKTA SÜPER LİG GÖRÜNDÜ
Diyarbakırspor'un Karşıyaka'yı yenmesinden sonra 4 yıl önce veda ettiğimiz Süper Lig'de mücadele eden kentlerdeki dostlarımızdan güzel telefonlar geldi. Bunların en ilginci Trabzon'dan Sezer Bahadır'dı. "Bu saatten sonra ayağınıza gelen fırsatı tepecek değilsiniz ya. Şimdiden biletinizi ayırtalım" diyerek biraz esprisel yaklaştı. Gayet tabii bu saatten sonra geri dönüş intihar olur ama ayakların yere sağlam basması lazım. En az bu maç kadar zorlu 5 maç daha oynayacak Diyarbakırspor. Biz nasıl,10-11 puan gerisine düştüğümüz takımları geçip puan farkı taktıysak dikkatli olunmazsa aynı felaket bizim başımıza gelebilir. Oynanmayan hiç bir maçın garantisi yok. Evet,çok önemli bir avantaj yakaladık ama yüzdeye vurulduğunda yolun sadece yüzde 70'ini geçtik. Önemli olan son düzlükte kaza yapmadan hedefe ulaşmaktır. Bunun için birlik ve beraberliğin,ciddiyetin ve azmin zirveye vurması gerekir !. Küçücük bir rehavet,sadece bu sezonun değil yılların emeğini götürür,anlatılmaz bir hayal kırıklığı yaratır. Başkan,yönetim,Coşkun hoca ve daha önce bu heyecanı yaşamış olan futbolcular bu konuda deneyimlidir diyerek kısaca maçın bir değerlendirmesini yapalım.
İlk yarıda tabir-i caizse Diyarbakırspor'u kan tutmuştu. Oyuna ağırlığını koyamadı,45 dakika boyunca tutukluk yapan araba freni gibiydi. Karşıyaka ilk yarının hakimiydi,bunu sağlayan ise Diyarbakırspor oldu. Rakibin istediği gibi oyun kurmasına,oyunu kenarlara yaymasına ve şut atmasına fırsat verdi. İngilizlerin güzel bir sözü var;"rakip,sen izin verdiğin sürece oynar". İlk yarının özeti buydu. İkinci yarıda Diyarbakırspor,şampiyonluğa oynayan takım gibi oynamaya başlayınca iş çözüldü. Şişirme toplar ve rakibin hatasından gelecek golü beklemek yerine kendisi pozisyon üretmeyi planladı,bunda da başarılı oldu. Önce Gökhan ve Coşkun'un akıl dolu hareketleri sonrasında Emrah'ın bitirici vuruşuyla ilk gol geldi. Bu gol Diyarbakır'a mutlak kazanmak için gelen Karşıyaka'yı şaşkına çevirdi. Reha Kapsal'ın genç ve deneyimsiz ama diri,dinamik ekibi bu golün şokundan çıkamadan ikincisi yiyince tribünde herkes rahat nefes aldı. Son 20 dakikada İzmir ekibinin,kaybedecek bir şeyi kalmayan takım görüntüsüyle saldırması ve pozisyonlar bulması normaldi. Diyarbakırspor doğal tempoyu düşürmeye,skoru korumaya çalıştı ve bunda da başarılı oldu. Dile kolay 29 hafta geride kaldı,bitime 5 hafta var. Takım en yakın rakibine 6 puan fark atarak hedefe koşuyor. Asıl teşekkürü 5 hafta sonraya bırakalım ancak yine de bu kadar imkansızlığa rağmen bu coşkuyu yaşatan teknik heyeti,futbolcuları,başkanı ve tamamı olmamak üzere emeği olan yöneticileri kutlayalım. Diyarbakırspor'un gösterdiği başarının Türkiye'de örneği yok diyorum. 29 hafta maç başı ve transfer taksidini alamamış,şampiyonluğa koştuğu halde primlerini zamanında alamamış futbolcuları,personeli 9 aydır maaş alamamış bir kulübün futbol takımının başarısından söz ediyoruz. Size çarpıcı bir örnek vereyim. Malatyaspor beraberliği ve Kartalspor galibiyetinden dolayı Pazar günü futbolculara 110 bin TL prim ödendi,dünkü galibiyetle birlikte ödenmemiş 4 prim daha var. Ve Pazar günkü parayı yıllardır kulüp paraya sıkıştığında imdada koşan Mahsun Akbulut verdi. Bu insanın bugüne kadar medyaya çıkıp reklamını yaptığını gördünüz mü?. Bulamazsınız,çünkü bunu kendisi istemez. Ama bu memlekette bir şey vermeyen,üstelik zarar veren nice insanların kahraman yapıldığını da biliyoruz. Mahsun Akbulut,bu yazının yazılmasını istemedi ama ben kendisini dinlemeyerek ısrarla yazmak istedim. Neden?. Belki bu memlekette kendisi gibi duyarlı insanların sayısı artar,aylardır maddi sıkıntı içerisinde gece ve gündüzü şaşıran (!) sayın Yakut'un yalnız olmadığını gösterir,futbolcular ve teknik heyetin onurlu mücadelesine destek sunar diyerek.
Evet beyler,ufukta Süper Lig göründü. Bugüne kadar destek vermediniz,hep sorumluluktan kaçtınız,kimbilir belki bazılarınız takımın başarısızlığı için dua etti,bugün gelinen noktada artık bir şey yapmayacak mısınız?. Maddi sorunların çözümü için bugün desteğiniz olmayacaksa ne zaman olacaktır?.
Son olarak iki ailenin acısını paylaşarak yazımı bitirmek istiyorum. Kanal 21'den Murat Avcıl ve Söz Haber Merkezi'nden Fırat Avcıl sevgili babalarını,her Salı günü Söz Tv'de yayınlanan "KALE İÇİ" programı öncesinde kahrımı çeken Stil Erkek Kuaförü Murat Üçgül de dayısını kaybetti. Merhumlara Allah'tan rahmet,sevgili kardeşlerime de sabır ve başsağlığı diliyorum. Yakınları kaybetmenin ne kadar acı olduğunu biliyorum,çünkü geçen hafta amcamı kaybettim. Bu vesile ile taziyelerini bildiren,bizzat gelen ve telefonla arayan tüm dostlara teşekkür ediyorum.