Emirdağ Lahikası
Saniyen: Mâdem Risale-i Nur o mu’cize-i kübrânın elinde bir elmas kılınç hükmünde hizmetini göstermiş ve en muannid düşmanları teslime mecbur etmiş; hem kalbi, hem ruhu, hattâ hissiyatı tam tenvir edecek ve ilâçlarını verecek bir tarzda hazine-i Kur’âniyenin dellâllığını yapan ve ondan başka me’haz ve mercii olmayan bir mu’cize-i mâneviyesi bulunan Risale-i Nur o vazifeyi yapıyor ve aleyhinde dehşetli propagandalara ve gayet muannid zındıklara tam galebe çalmış ve dalâletin en kalın ve boğucu ve geniş daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Mûsa’daki Meyve’nin Altıncı Mes’elesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü ve Sekizinci Hüccetleriyle gayet parlak bir tarzda gafleti dağıtıp nur-u tevhidi göstermiş; elbette bizlere lâzım ve millete elzem, şimdi resmen izin verilen din tedrisatı için hususî dershaneler açılmasına ve izin verilmesine binaen, Nur şâkirdleri, mümkün olduğu kadar her yerde küçücük bir dershane-i Nuriye açmak lâzımdır. Gerçi herkes kendi kendine bir derece istifade eder, fakat herkes herbir mes’elesini tam anlamaz.
Hem îman hakikatlarının izahı olduğu için; hem ilim (Hâşiye: Şayet biri biliyor, taallüm etmeğe muhtaç değilse, ibadete muhtaç veya marifete müştak veya huzur ister. Onun için herkese lüzumlu bir derstir.), hem marifet, hem ibadettir. Eski medreselerde beş-on seneye mukabil, inşâallah Nur medreseleri, beş-on haftada aynı neticeyi temin edecek ve yirmi senedir ediyor. Ve hem hükûmet ve millet ve vatan, hem hayat-ı dünyeviyesine ve siyasiyesine ve uhreviyesine pek çok faidesi bulunan bu Kur’ân lemeatlarına ve dellâlı bulunan Risale-i Nur’a değil ilişmek, tamamiyle terviç ve neşrine çalışmaları elzemdir ki, geçen dehşetli günahlara keffaret ve gelecek müdhiş belâlara ve anarşistliğe bir sed olabilsin.
Sâlisen: Bu Ramazan-ı Şerif’te, Kur’ân’ı zevk ve şevk ile okumak çok ihtiyacım vardı. Halbuki elemli hastalık, maddî ve mânevî sıkıntılar, yorgunlukla ve meşgalelerin te’siriyle telâş ettim. Birden Husrev’in şşirin kalemiyle yazılan mu’cizatlı cüzler ve Hâfız Ali ve Tahirî’ye pek çok sevap kazandıran parlak ve kerametli ‘’Hizbü’l-Ekber-i Kur’âniye’’yi birbiri arkasından okumağa başlarken öyle bir zevk ve şevk verdi ki, bütün o yorgunlukları hiçe indirdi, hiçbir vesveseye meydan vermeyerek pek parlak bir surette ders-i Kur’âniye’yi onlardan dinlerken bütün ruh u canımla arzu ettim ve kasd u azmettim ki, mümkün olduğu derecede aynı ‘’Hizbü’l-Ekber-i Kur’âniye’’ gibi fotoğrafla mu’cizatlı Kur’ân’ımızı tab’edeceğiz, inşâallah...
Said Nursî
Bu defa Nurların galebesiyle ve mânevî fütuhatiyle müsadere edilen kitablarınızı Ankara’nın emriyle size iade etmeleri, büyük bir fâl-i hayırdır. Ve Risale-i Nur’un tam serbestiyetine bir vesile olduğu cihetle büyük bir fütuhat ve maslahat-ı Nuriye oldu.
Alîl Ali Osman ve çilingir Ali, Nurun pek çalışkan kardeşlerimizin tebriklerini ruh u canımızla hem bayramlarını, hem Leyle-i Kadir’lerini, hem hârika ve kıymetli ve çok sevaplı hizmet-i Nuriyelerini tebrik ediyoruz ve muvaffakıyetlerine ve mahfuziyetlerine dua ediyoruz. Onlar, Nur dairesini ebede kadar bir cihette minnetdar ettiler, Allah razı olsun, âmin!
Ali Osman, mektubunda isimleri bulunan kardeş ve hemşirelerimize birer birer selâm ve dua ediyoruz ve dualarını istiyoruz. Ve mübarek bir kardeşimiz olan Kâzım’ın ruhuna Cenâb-ı Hak binler rahmet eylesin ve kabrini pür-nur etsin, âmin!
Ali Osman’ın mübarek kaleminin bir kerametidir ki; gönderdiği onbeş parça risalecikler, aynı vakitte Konya Medrese-i Nuriyesinin iki mühim şâkirdi geldiler, aynı o risaleler bize lâzımdır dediler, onlara verildi. Ali Osman’a daha geniş bir sahada sevap kazandıracaklar.
Umuma birer birer selâm ve dua ediyoruz.
Devam Edecek