Emirdağ Lahikası

Sâniyen: Kur’ân’ın Arabî bir tefsiri ve Risale-i Nur’un Arabî Mesnevî-i Şerifi olan ve Zülfikar büyüklüğünde ve altınla yazılmağa lâyık bir mecmua dahi inşâallah teksir edilecek. Bu çok hârika ve pek ehemmiyetli ve gayet mühim ve herbir bahsi birer kitab ve birer risale olacak derecede gayet îcazkâr olan ve kırk sene evvel te’lif edilen bu eserleri, o zamanın hakikî ve meşhur ve büyük ulema ve meşayihi de tam takdir ve tahsin etmişler. Ve o risalelerden birtek risale hakkında “bu bir katre değil bir bahirdir” diyerek fevkalâdeliğini izhar etmekle beraber tam anlamaktan da âciz olduklarını idrâk etmişler. Risale-i Nur’un bi gayet mühim iki işini müjde ederiz. Muvaffak olunması için dualarınızı bekleriz. Umumunuza pekçok selâm eder muvaffakıyetler dileriz.

Kardeşleriniz

Ceylân, Zübeyir

[Bu mektup Samsun’da münteşir “Büyük Cihad” gazetesinde intişar etmiştir. Müfterilerin tahrikatiyle Samsun’da muhakeme açılmasına sebep olmuştur. Muhakeme beraetle neticelenmiştir.]

Âlem-i İslâmın halâskârı, ehl-i îmanın sertacı, Risale-i Nur’un tercümanı Üstadımız Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerine!

Bu defa dindar Demokratların delâletiyle Afyon Mahkemesince Risale-i Nur’un serbestiyetine, bütün risale, mektup ve mecmualarının suç mevzuu teşkil etmediğinden iadelerine karar verilmesini senelerce evvel ilân ettiğiniz “Risale-i Nur benim değil, Kur’ân’ın malıdır; Kur’ân’ın feyzinden gelmiştir. Hiçbir kuvvet onu Anadolu’nun sinesinden koparıp atmayacaktır. Risale-i Nur Kur’ân’a bağlıdır; Kur’ân ise Arş-ı Azamla bağlanmıştır. Kimin haddi var ki, Onu oradan söküp atsın.” diye olan hakikatlı beyanatınızın açık bir tezahürü ve bu ulvî hizmetinizin İlâhî ve Kur’ânî olduğunun parlak bir delili bilerek, bu beraet kararının âlem-i İslâmın ve bâhusus bu millet-i İslâmiyenin saâdetlerinin başlangıcı olması itibariyle, başta, bütün varlığıyla bu zaferleri bekleyen ve Nur ailesine reis ve hakikatlar deryasına kaptan tâyin edilen ve zulmet-i küfürle tuğyan etmiş insanlığa hâdi ihsan olunan aziz, sevgili Üstadımız ve buna vesile olmakla ehl-i imanı kendilerine dost ve taraftar eyleyen dindar Demokratları ve âdil hey’et-i hâkimeyi sonsuz minnetlerle tebrik eder ve arzederiz ki:

Uzun senelerden beri terakki ve teâlîsi için çalıştığınız ve uğrunda feda-yı nefs ve can eylediğiniz hakikat-ı Kur’âniyenin bugün bütün bir memleket, bir millet çapında ehl-i îmanın kalblerine sürurlar getirerek fevkalâde inkişafı, hizmetine memur kılındığınız ve bilfiil muvaffak olduğunuz kudsî dâva ve hizmetinizin ne kadar yüksek ve parlak olduğunu güneş gibi isbat ediyor.

Yirmibeş-otuz seneden beri bütün mânilere ve sıkıntılara rağmen bu sabır ve metanetiniz ve Kur’ân’dan kalb-i münevverinize gelen Risale-i Nur’un neşri cihetinde bu hizmet ve mücahedeleriniz, istikbalin nesillerine ve İslâmın kahraman mücahidlerine bir nümune-i iktida ve imtisal oluyor. Kur’ân güneşinin sönmeyen Nurları ve ebedî lem’aları olan Nur şuâlariyle cehl ve dalâlet karanlıklarını izale ederek, milyonlar kalbleri, o nurla nurlandırıp, ehl-i îmanı kendinize minnetdar ettiniz.

Devam edecek