Emirdağ Lahikası

Bu vatan ve millet, bu tarih ve bu toprak, sizin bu hizmetinizi, bu fedakârlığınızı hiçbir zaman unutmayacaktır. Ebediyet âlemine göç eylediğinizde dahi, her tarafı kaplayacak ve o nur ağacının etrafına toplanan büyük cemaatler ve Risale-i Nurun yükselen ebedî şuaları, o hizmetinizi ilelebed ve daha parlak ve daha şa’şaalı idâe edecekler.

Siz, Risale-i Nur’un tercümanı haysiyetiyle ve bu îman hizmetinizin İslâm ufuklarında parlaması cihetiyle, bu asrın bir hidayet serdarısınız.

Kur’ân-ı Kerîmin ondördüncü asr-ı Muhammedîdeki aziz dellâlı.. ve o müthiş zamanın müthiş zulümatına karşı nur-u Kur’ân’la mukabele eden büyük fedakârı.. ve Risale-i Nuru yüzbinler nüshalarını yüzbinler talebelerinin kalemleriyle her tarafta neşredip dinsizliğe ve küfr-ü mutlaka karşı bir sedd-i Kur’ân’î te’sis eden muhteşem kahramanı sevgili Üstadımız!

Âlemlere rahmetler ve saâdetler getiren ve insanlığa selâmet ve teselliler bahşeden bu mukaddes hizmetinizde ehl-i îmana zuhurunu müjde verip isbat ettiğiniz ve emareleri gözükmeğe başlayan ve bütün kıt’alara şâmil hâkimiyet-i İslâmiyenin nurlu ve büyük bayramını bütün ruhumuzla tebrik eder, Cenâb-ı Haktan uzun ömürlerinize dualar eder, ellerinizden tâzimle öperiz.

Ankara Üniversitesi

Nur Talebeleri

Kalbe İhtar Edilen

İçtimaî Hayatımıza Ait Bir Hakikat

Bu vatanda şimdilik dört parti var. Biri Halk Partisi; biri Demokrat, biri Millet, diğeri İttihâd-ı İslâmdır:

İttihâd-ı İslâm Partisi, yüzde altmış, yetmişi tam mütedeyyin olmak şartıyla, şimdiki siyaset başına geçebilir. Dini, siyasete âlet etmemeğe, belki siyaseti dine âlet etmeğe çalışabilir. Fakat çok zamandan beri terbiye-i İslâmiye zedelenmesiyle ve şimdiki siyasetin cinayetine karşı dini siyasete âlet etmeğe mecbur olacağından, şimdilik o parti başa geçmemek lâzımdır.

Halk Partisi ise: Hakikaten acib ve zevkli bir rüşvet-i umumîyi kanunlar perdesinde bâzı memurlara verdikleri için, yirmisekiz senelik bütün cinâyetiyle başkaların cinâyatı ve İttihatçıların ve mason kısmının seyyiatları da o partiye yükletildiği halde, Demokratlara bir cihette galip hükmündedirler. Çünkü ubûdiyetin noksaniyetiyle enaniyet kuvvet bulur, nemrutçuluklar çoğalır. Bu benlik zamanında, memuriyet hakikatta bir hizmetkârlık olduğu halde; bir hâkimiyet, bir ağalık, bir nemrutçuluk ile nefse gayet zevkli bir hâkimiyet mertebesini bir kısım memurlara rüşvet olarak verdiği için, bütün o acip cinayetlere ve kendinden olmayan ceridelerin neşriyatiyle beraber bana yapılan muamelelerinden hissettim ki bir cihette mânen Demokratlara galip geliyorlar. Halbuki İslâmiyetin bir kanun-u esasîsi olan Hadîs-i Şerifte; “Memuriyet, emirlik ise: Reislik değil, millete bir hizmetkârlıktır.” Demokratlık, hürriyet-i vicda, İslâmiyetin bu kanun-u esasîsine dayanabilir. Çünkü kuvvet kanunda olmazsa şahsa geçer. İstibdad, mutlak keyfî olur.

Millet Partisi ise: Eğer İttihâd-ı İslâmdaki esas olan İslâmiyet milliyeti ki, Türkçülük onun içinde mezcolmuş bir millet olsa, o Demokratın mânasındadır. Dindar Demokratlara iltihak etmeğe mecbur olur. Frenk illeti tâbir ettiğimiz ırkçılık, unsurculuk fikriyle Avrupa, âlem-i İslâmı parçalamak için içimize bu Frenk illetini aşılamış. Fakat bu hastalık ve fikir, gayet zevkli ve câzibedar bir hâlet-i ruhiye verdiği için pek çok zararları ve tehlikeleriyle beraber, zevk hâtırı için her millet cüz’î-küllî bu fikre iştiyak gösteriyorlar.

Devam Edecek