ERGENEKON KIBRIS'A UZANDI

Bilindiği gibi dün görsel ve yazılı medyamızın birinci sayfalarında büyük puntolarla Ergenekon'u ve JİTEM'i yazıyordu.

Önemli haber olarak Ergenekon olayı Kıbrıs'a kadar uzandı ve Kıbrıs eski Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ı da kapsamına aldı.

Rauf Denktaş hakkında soruşturma açılmaya başlandı.

İşte asrın tehlikeli olayı ülkemizin başına bela olarak nevzuhur eden Ergenekon bünyesinde değişik bir yavru tevellüd etmiştir, yani doğurmuştur.

O da JİTEM'dir.

Ne yazık ki bu olay devletimizin en önemli kuruluşlarından olan Türk Silahlı Kuvvetlerimizin bir kolu durumunda Jandarma Genel Komutanlığı'nın bünyesinde oluşagelmiştir.

Öyle bir hal almış ki, artık dışardaki mücadeleyi geri plana bırakmış, dıştan gelen tehlikeleri görmezlikten gelerek içteki özbe öz kendi vatandaşlarıyla ve devletine her alanda bağlılığı gösteren ailelerin bireyleriyle savaş açmıştır.

Öylesine entrikalı senaryolar bu oluşum tarafından keyfi olarak gerçekleştirilmiştir ki; akı kara, karayı ak olarak göstermiştir.

Ülke insanlarını karşı karşıya getirmiş, şuculuk, buculuk ekini cümlelerin sonuna eklemiş, böylece büyük nifak tohumu halkın arasına ekmeyi başarmıştır.

Başta Doğu ve Güneydoğu'da yaşayan insanlara bölücülük yaftasını takmış, dilini, kültürünü, örf, adet, gelenek ve göreneklerini aileler arasından kaldırmış, sinelerden iman ve inanç duygularını sildirmiş, yoz, kolay yönetilir güdümlü bir sürü haline getirmek istemiştir.

Bunu hazmedip kabullenmeyen insanlara da terörist diye yaftalar takmıştır ve devletin bütçesini buna büyük çapta münhasır kılmış ve çok büyük kan dökmüştür.

Bununla yetinmeyerek bunun karşıtı olarak başka bir örgüt kurdurmuş, acımasız Hizbulvahşet örgütünü kurdurmuş ve buna da Hizbullah adını takmış.

Bunun paralelinde Hizbultahrir kurdurmuş, el altından bu her üç örgütün de, başta PKK olmak üzere diğer çeşitli örgütlerin içine kendi adamlarını sızdırmış, böylece kırk yıldan beri onbinlerce insanın kanına girmiştir.

Aldatılmış bazı kimliksiz insanları kendine bağlamış ve ajan olarak, piyon olarak kullanabilmiştir.

Böylece ülke çapında çok büyük bir tahribatla kendine hayatiyet kazandırmıştır.

İşte bunun kanıtlayıcı delili de Ergenekon terör örgütünün varlığıdır ve bunun da yan ve en güçlü delilidir Silivri'de ikinci iddianamenin önemli bölümlerinde yer verilmiştir.

Bakın yine dün manşetlerde büyük puntolarla şöyle bir ifade yazılmıştı:

"JİTEM'E AĞIR SUÇLAMALAR

JİTEM'in kurucuları arasında olduğu öne sürülen emekli Albay Arif Doğan'da ele geçirilen JİTEM arşivi Ergenekon terör örgütü soruşturmasının ikinci iddianamesine girdi.

Ağır suçlamaların yer aldığı iddianamede JİTEM'in PKK adına eylemler gerçekleştirdiği, kirli silahlar kullandığı ve yargısız infazlar yaptığına dair bilgiler bulunuyor.

Ergenekon terör örgütü soruşturmasıyla ilgili ikinci iddianamede çarpıcı belgelerde varlığı ısrarla red edilen JİTEM'e de önemli bir bölüm ayrıldığı ve ağır suçlamalarla yönetildiği dikkat çekiyor.

PKK'dan ele geçirilen silahlar kayıt altına alınmamış.

İddianamede yer alan belgelerin birinde bölgede operasyonlarda ele geçirilen birçok mühimmatın kayıt altına alınmadığı belirtilirken silahların bazı kışkırtıcı eylemlerde kullanıldığı vurgulanıyor.

JİTEM arşivinde de yer alan bölüm ise şöyle; JİTEM tarafından yapılan operasyonlarla ilgili dikkat çeken bir nokta da elde edilen silah ve mühimmatın kayıt altına alınmamış olmasıdır.

Sadece birkaç operasyon için elde edilen silahların ilgili makamlarına teslim edildiği belirtilmiş olup, diğer bütün teçhizatın akibeti bilinmemektedir."

Evet sevgili okurlar!

Bu JİTEM'in kirli yüzünün gerçeğidir.

Daha neler yok ki!

Bu emekli Albay Arif Doğan'ın gerçek itirafı bu ise bir de emekli General Hasan Kundakçı paşanın 1998'li yıllarda Diyarbakır'da Asayiş Bölge komutanı iken, onun zamanında yapılan baskıcı ve dayatmacı olaylar yörede bulunan birçok insanı inim inim inletmiştir.

Gerektiğinde günü gününe, tarihi tarihine belge ve vesikalarını her zaman ibraz etmeye hazırız.

Bu Hasan Kundakçı ile beraber İl Jandarma Alay Komutanlığı yapan emekli Albay Eşref Hatipoğlu'nun karanlık senaryolarının apayrı bir vecihesi vardır.

Diyarbakır'da bazı yalaka ailelerin ve iş çevrelerinin kişiliksiz insanlarıyla işbirliği yaparak çok kirli olaylar yaratmıştır.

Başta SÖZ ailesi olmak üzere birçok insanların canını yakmıştır ve yalan, iftiralarla dolu fişlemeler tanzim etmiştir, sahte dokümanlar yazmıştır ve sayfalarca gizli damgasını basan komplo teorileriyle dopdolu raporları tanzim etmiştir.

Ve böylece Jandarma Genel Komutanlığı'nı yanlış yönlendirmiştir.

Yakın günlerde bunların hepsini kamuoyuna belgeleriyle deşifre edeceğiz…

DİYARBAKIR SÖZ