HZ. İSA VE HRİSTİYANLIK - 2

Biz Müslümanlar, semavi dediğimiz, Yahudi ve Hristiyan olan hak dinlere saygı göstermek ve İslam dinini de saygı ile beraber gücümüz oranında emir ve yasaklarını yerine getirmek le mükellefiz.

Madem ki biz bu dinin hadimiyiz öyle ise din sahibi olan Allah'ın emir ve yasaklarını dinlemeli ve ona göre davranmalıyız. Şunu da unutmayalım ki yer yüzünde var ve yaşayan tüm insanlar da bizim gibi Allah'ın kuludur.

Ancak, imanla vefat edip Allah huzuruna gidildikten sonra, amelin bir kıymeti ve değeri olur.

Dinimizin temel kaynağı olan Kur'an, kendisinden önce indirilen sühuf ve kitapları, Peygamber olarak gönderilenleri de bize hak olduklarını ve iman etmemizi emir eder.

Yine Kur'anın büyük çoğunluğu, geçmiş peygamberlerin, yaptıklarından, tebliğ ettiklerinden, başlarında geçek olaylardan, kavimlerinden... söz eder.

Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem, sahabe, tabiin ve müçtehit imamları ile tefsir, kelam ulemaları da, diğer din ve peygamberleri ile değil, yanlışlıkları ile güzellikle mücadele etmişlerdir.

Ankebut 46 ayet:

"İçlerinde zulmedenleri bir yana, Ehl-i kitapla ancak en güzel yoldan mücadele edin ve deyin ki: Bize indirilene de, size indirilene de iman ettik. Bizim ilahımız da birdir ve biz O'na teslim olmuşuzdur."

Şunu belirteyim ki, bu ayet nazil olduğu zaman, Hristiyanlık ve Yahudilik günümüz gibi teslis (Baba, Oğul ve ruhul kudus) inancına sahip ve son Peygamberi inkar ediyorlardı, buna rağmen Kur'an onları rencide edecek bir biçimde hitap etmedi.

Tevbe 30 ayet:

"Yahudiler, Üzeyir Allah'ın oğludur, dediler. Hrıstiyanlar da, Mesih (İsa) Allah'ın oğludur dediler. Bu onların ağızlarıyla geveledikleri sözlerdir.

(Sözlerini) daha önce kafir olmuş kimselerin sözlerine benzetiyorlar. Allah onları kahretsin! Nasıl da (haktan batıla) döndürülüyorlar!

İşte Kur'an; yanlış yaptıkları kısmı eleştirirken dahi Hristiyan ve Yahudiliği kökten değil yaptıkları hatalar ile eleştirmesidir.

Ya günümüzde kendilerini dev aynasında gören bazıları, İslamın bu güzelliklerini görmeyip, dinin sahibi gibi davranıp, bir dinin veya milletin tamamını hedef alıp hakaret etmeleri düşündürücü ve üzücüdür.

Birilerinden işittim sizinle paylaşmak istedim, Müslüman birileri Almanya'da kiliseye gidip papaza:

-Burada namaz kılabilir miyiz? diyorlar. Papaz,

-Ben İstanbul'a gelsem, sultan Ahmed camisinde namaz kılmak istesem siz bana izin verir misiniz?         

Cevabını verin sonra cevap vereyim. Onlar,

-Hayır izin veremeyiz.

-Madem ki siz caminiz de bana ayın yapma hakkını vermiyorsunuz ben niye size kilisede ibadet iznini vereyim?

-Çok basit, bizim haklı sebeplerimiz var.

-Neymiş sizin haklı sebebiniz?

-Bak, sizin Peygamberiniz Hz. İsa bizimde peygamberimiz, İncil de kitabımız dolayısıyla kilise de bir hakkımız var, sizde bizim kabul ettiğimiz, Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem ile Kur'anı kabul edin, dilediğiniz kadar camilerimizde ibadet yapın.

Bu konuşmadan sonra onlara izin verilir ve namazlarını kılarlar.

İşte doğru olan mücadele biçimi, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemin metodu da budur.

Ya günümüz bir çok insan, ya dost oluyorlar veya kin ve nefret kusuyorlar. Her iki düşünce de yanlıştır.

Maide 51 ayet:

"Ey iman edenler! Yahudileri ve Hristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar (birbirinin tarafını tutarlar). İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna yol göstermez.

DUA VE SELAMLARLA