ŞEHR-İ RAMAZAN
Urfa İHL okurken Vakıflar yurdunda kalırdık, yurdumuz balıklı gölün
oradaki Cami'nin avlusunda idi, her Ramazan ayına en yakın olan cuma hutbesinde
imam "Recep, Şaban ve hoş geldin ey
şehr-i Ramazan..." ile başlayan güzel bir hutbe okurdu. Her Ramazan
geldiğinde o günler aklıma gelir geçmişe gider "hey gidi o günler"
derim.
Zaman
ne de çabuk gidiyor, daha dün gibi hatırladığım o günlerin üstünde 40 yıla yakın geçmiş. Bu günlerde bir mazı olacak ve ölüm geldiğinde hesap
vermek üzere ahiret yurduna gideceğiz.
Ölüm ve
ötesi bir gerçek olduğuna göre, korkmak yerine hazırlık yapmak en güzel
olanıdır. Recep ile başlayıp Ramazan'la son bulan uç aylar hazırlık yapmak
bakımından diğer aylardan daha verimlidir. Şu unutulmamalıdır, "Ramazan
bitti dini vecibe bitti" yanlışına girilmemeli son nefese kadar Allah'ın
rızasına göre hareket etmek dusturumuz olmalıdır.
On bir
ayım sultanı Ramazan, fırsatlar ayıdır, diğer zamanlarda yapılan iyiliklerden
daha fazla sevap kazanılır.
Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem: "Ramazan bereket ayıdır.
Allah bu ayda, günahları bağışlar, duâları kabul eder. Melekler bu aya değer
verenlerle iftihar eder. Bu ayın hakkını gözetin! Ancak cehenneme gidecek olan,
bu ayda rahmetten mahrum kalır." (1)
Allah:
" Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için Oruç,sizden
öncekilere farz kılındığı gibi,size de farz kılındı." (2)
İslamın
beş rüknünden biri olan Oruç; fecri sadıktan (imsak vakti) başlayıp gün
batımına (akşam namazı) kadar yeme, içme, cinsi ilişkide uzak durmaktır. Bakara
suresi 187 ayet bunun delilidir.
Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem; "Kim yalan söylemeyi,
yalanla iş görmeyi ve cehâleti terk etmezse, Allah'ın, onun yemesini ve
içmesini bırakmasına (oruç tutmasına)
ihtiyacı yoktur." (3) (Orucu bozmaz ancak sevapların büyük çoğunluğunu
heba olmasına sebebiyet verir.)
Ramazan
aynı zaman da Kur'an ay'ı dır. Yüce Allah: “Ramazan ayı; insanlar için bir
hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık
delilleri olarak Kur’an’ın kendisinde indirildiği aydır”(4)
Ramazan ayında imkan bulduğumuz müdetçe Kur'an okumaya ve
özzelikle camilerde okunan mukabeleyi dinlemeye çaba harcayalım.
"
Cibril (as) her senenin Ramazanında Resul-i Ekrem'e (asm) gelir, nazil olan
ayetler müdarese ve tekrar arz edilmek suretiyle takrir edilirdi.(5)
Ramazan'a
özel olan teravih namazlarımızı kılmaya çalışalım. Yatsı namazını kılıp
sünnettini kıldıktan sonra ikişer, ikişer, toplamda 20 rekaat olarak kılınır.
Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem: "Şüphesiz Allah Ramazan
orucunu farz kıldı. Ben de Ramazan gecelerini ihya etmeyi sünnet kıldım. Her
kim inanarak ve sevabını Allah'tan bekleyerek Ramazan'ı oruçla, gecelerini
namazla ihya ederse, anasından doğduğu gün gibi günahlarından temizlenmiş
olur."(6)
Yine
Ramazan ay'ına özel fıtır sadakası vermelidir.Ramazanın sonunda bayram
namazından önce verilir.
İbn Abbas (r. anhümâ)’nın naklettiği bir hadiste şöyle
buyurulur: “Rasûlullah (s.a.s) oruçluları gereksiz ve çirkin sözlerden
arındırmak ve yoksullara yiyecek
sağlamak için fitreyi farz kılmıştır. Fitreyi kim namazdan önce öderse,
bu makbul bir zekât, kim de namazdan sonra öderse, herhangi bir sadaka
olur.”(7)
Hele Ramazan
günlerinde oruçlu olanlara iftar vermek büyük sevaptır.
Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem: “Kim bir
Müslüman kardeşine iftar vakti yemek yedirirse, onun sevabı kadar da kendisine
sevap yazılır. Yemek yedirdiği kimselerin sevabından da hiçbir şey eksilmez.”
(8)
Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem “Ramazan
girdiğinde cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar da
zincire vurulur.”(9)
Kaynaklar
1-[Taberânî]
2-(Bakara Suresi 183)
3-(Buhari)
4-(Bakara, 2/185)
5-(Sahih-i Buhari Muhtasarı)
6-İbn Mâce, İkametu's-Salâ, 173; İbn Hanbel, I, 191, 195
7-(Buhârî, Zekât, 70, 71, 77; Müslim, Zekât, 12 , 13, 16)
8-(Tirmizî, Savm: 82; İbni Mâce, Sıyam: 40)
9-(Buharî, Savm, 5)