SUSMAMALIYIZ!
“Ateş düştüğü yeri yakar” acı da olsa doğru bir söz. 12 Mayıs günü büyük bir facia önlenirken, Diyarbakır ili Sur ilçesine bağlı Durumlu köyündeki patlamada 16 kişinin “şahadet” mertebesine ulaşmasıyla bir başka facia yaşandı. Patlamanın etkisi ile cesetlerin değil parçalarının etraftan toplanması, ailelerine tarifi imkânsız acılar yaşattı. Ölenlere Allah rahmet etsin mekânları cennet olsun, onlara dua etmekten geride kalanlara Sabri cemil dilemekten başka yapılacak bir şey yok, Allah yardımcıları olsun. Böyle olayların bir daha yaşanmaması için yapılacak bir şey yok mu? Ne yapabiliriz? Birazda bu konulara kafamızı yorsak daha iyi olmaz mı?
Katiller arasında ayırım yapmadan hep birlikte dik
durmakla işe başlamalıyız. Avrupa da ki
terör olaylarında, birlik olunmuş, “karınca kararınca” herkes yapabileceğini
yapmıştı, doğru olanda bu idi. Ancak
üzülerek belirtelim ki ülkemizdeki terör saldırılarında, aynı hassasiyeti başta
Avrupa ve diğer ülkelerde göremiyoruz. Tabi bizi üzmekte ancak daha vehim olanı
ise ülkemizin STK kuruluşları, üniversiteler, siyasi partiler, sendikalar… v.b
örgütlerin seslerinin cılız çıkmasıdır. Hele sol olarak bilinen “insanlık
onuru” mücadelesini verdiklerini savunan kesimin, suskunluğu bir başka vahamet.
Gelelim Diyarbakır’daki terör eylemlerine, hani bazı
akademisyenler vardı ya bir bildiri yayınlamışlardı patlatılan bunca bombalara
karşı “dut yemiş bülbül gibi” susmaları.
Dindar STK kuruluşlarının seslerinin gür çıkmaması,
suskun kalamarı ayrı bir det.
Bir Müslüman olarak Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve
sellme; “Mü'minleri kendi aralarındaki merhametleşmelerinde, sevişmelerinde,
yardımlaşmaların da bir vücut gibi görürsün. Ki vücudun bir organı ağrırsa,
vücudunun kalan kısmı uykusuzluk ve humma ile o organ için birbirini
çağırır." (1)
Yeteli duyarlığı gösteriyor muyuz? Tepkimizi verebiliyor muyuz? Acıyı yaşayan
ailelerin acısına ortak olabiliyor muyuz? “Gülme komşuna gelir başına” ata
sözünden yeterli dersi çıkarabiliyor muyuz?
Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve selem; Müslüman,
Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, haksızlık yapmaz, onu düşmana teslim
etmez. Müslüman kardeşinin ihtiyacını gideren kimsenin Allah da ihtiyacını
giderir. Kim bir Müslümandan bir sıkıntıyı giderirse, Allah Teâlâ o kimsenin
kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Kim bir Müslümanın ayıp ve
kusurunu örterse, Allah Teâlâ da o kimsenin ayıp ve kusurunu örter.”(2)
Diyarbakırlı olarak hepimiz terörün hedefindeyiz, kurşun
adres sormadığı gibi, patlatılan bombada maalesef kimlik sormuyor. Siyasi
çıkarlarımızı bir tarafa bırakalım, katilleri ayırmayalım, dik duracaksak,
lanetleyecek sek tümünü lanetleyelim. 16 cana mal olan o kamyon ya şehir
merkezinde patlatılmış, orada biz, akrabamız ve ya sevdiklerimizden biri
olsaydı…
Tehlikenin farkına varalım teröre karşı dik duralım, Suriye, Irak… Diğer ülkeler bize yeterince
bir şeyler anlatmıyor mu?
Dua ve selamlarla
1- Buhârî, salat
88, Mezalim 5; Müslim birr 65; Tirmizî birr 18; Nesâî zekat, 67
2- Buhârî,
Mezâlim 3; Müslim, Birr 58