ŞOK OPERASYON!? (III)

Sohbet serimiz devam ediyor.. Bugün üçüncü gün.. “Şok Operasyon’un” muhtevasına neden çok takıldığımı merak etmişsinizdir?.. Aslında nedeni açık.. Çünkü, Diyarbakır merkezli 21 İl’de gerçekleştirilen operasyonun kapsamı, önem arz edici!.. Gerek failler ve şüpheliler, gerek isnat edilen suçlar ve gerekse de yargı mekanizmasının müdahilliği cevap arayan çok sayıda soruyu barındırıyor!.. Onun içindir ki, irdeliyorum!…

***

Böylesi operasyonlar çok güzel bir çalışmayla(!) gerçekleştiriliyorsa da, sonuç itibariyle elde edilen bir sonuç yok!.. Hal böyle olunca da, mesele “dostlar alışverişte görsün” misali bir hal alıyor.. Nitekim, Diyarbakır Barosu bünyesinde yer alan bir çok avukatın terör örgütü başta olmak üzere yasadışı bir çok yapıyla ilişkileri, yeni olmadığı gibi, bu soruşturma da ilk değil… Ki, Hindistan’daki sağır sultan bile, “olup-bitenden” haberdar!…

***

Nice avukatın kayıt dışı milyonlarca lira para kazandığı biliniyor!.. Peki bu paralar nereye gidiyor derseniz?!.. Elbette ki büyük bölümü PKK’ya ve Kandil’e bütçe olarak gidiyor.. Ne var ki, bu soruşturmada bakıyoruz ki Avukatların PKK ve Kandil’den yüklü miktarda toplu para aldıkları(!) görülüyor.. Doğrusu, hayli gariplik arz ediyor…

***

PKK’lı avukatlar biliniyor, hatta PKK'ya eleman temin etme adına, faaliyetleri olanlar da, biliniyor.. Ama PKK’dan milyonlar alan ilk olsa gerek!.. Peki alınan bu kayıt dışı para, ki kayıt dışı dava alanların elde ettikleri milyonlarca liranın bir de, “vergi kaçakçılığı” var.. Yani vergisi, nerde?!… Tüm bunlar şayanı dikkattir ve düşündürücüdür…

***

Dedik ya, hadise genel itibariyle “havanda su dövmenin” ötesine gitmiyor.. Çünkü, bir kapıdan giriyor, arka kapıdan çıkıyor.. Onun için de, Diyarbakır Başsavcılığı Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'a "çalışıyorum" imajı mı vermek istiyor. Yoksa bu operasyonların devamı var mı?… Niye devamı var mı diye soruyorum, çünkü “en tehlikeli bilinen kişiler gözaltına alınıp, sorgulanmıyor?..” Neden?

***

Biz medya grubu olarak, insanlarla iç içeyiz.. Ziyaretimize gelen var, ziyaret ettiklerimiz var.. Telefonla, sosyal medya üzerinden bize ulaşanlar var.. Yani aktif olarak günlük hayatın içerisindeyiz.. Tablo millet açısından hayli “anormal bir yaşam” içeriyor.? Ki herkesin malumudur. Ve tüm bunlara rağmen hala da “ketum takılıyor?”… Ses veren yok…

***

Ne başsavcı, ne de idari yönden iktidarın ilgili ve yetkililerinden kimsenin gözaltına alınması söz konusu değil.? Halbuki, işin içerisinde çok kişi var… Göstermelik olarak başsavcılık şu kadar insanı gözaltına almıştır beyanı var.. Ki, ertesi gün hemen keellemyekün ekseriyeti salıveriliyor.. Herhangi bir somut dayanak olmadığı için serbest bırakmak zorunda kalınıyor… Delilsiz, rastgele insanların gözaltına alınması iktidara da büyük bir zarar veriyor.

***

Özellikle seçim sathı mailinde Cumhurbaşkanını zor duruma sokmak için böylesi operasyonlar, gözaltılar yapılıyorsa bunun sorgulanması lazım. Eğer gerçekten böyle bir şey varsa, o zaman neden bunlar serbest bırakılıyor.. Değilse, demek ki dostlar alışverişte görsün düşüncesi var..

***

Aslında somut delil aranmak isteniliyorsa, çok rahat ve güzel bir şekilde görülüp, bulunur.. Diyarbakır barosu bünyesinde çalışan bazı avukatların vergi kaçırması, kayıt dışı para kazanması ve müvekkillerinin adeta ceplerine girdikleri aşikar.. Başsavcılık bu açık ve aleni olan, yasadışı oluşumu ve yapıları görmüyor mu?.. Adalet Bakanlığı hiç mi hissetmiyor?

***

İddia ediyorum, Adalet Bakanlığı Diyarbakır Adliyesine mesleğine inanan başsavcıları göndersin, deneyimli hakimleri göndersin, bakalım neler patlak verir?!..  Şunu net ifade edebilirim, okuldan mezun olup, diploma aldıktan sonra omuzlarına adalet cübbesini giyen ama  adalet bilgilerinden yoksun nice hakim ve savcılar ile avukatları gördük ki maşaallah evlere şenlik, nazar değmesin!..

***

Kamuoyu bundan şikayetçidir. İkinci bir husus da kamuoyu iktidarın çok derbeder bir çalışma içerisinde olduğunu söylüyor… İktidar ve devletin birçok kurum ve kuruluşları somut ve ciddi çalışma yerine rastgele çalıştığı için, halk şikayetçi… Vatandaş AK Parti'nin bu husustaki vurdumduymazlıklarını sorguluyor? Adalet mekanizmasının dikkatini ne kadar boşta yürüdüğüne tepkili?…

***

Herkesin ağzında sakız misali konuşuluyor.. Özellikle son iki yıl içerisinde Diyarbakır adliyesinde, olmadık olumsuzluklardan söz ediliyor.. “Rüşvet ve kayırma” ayyuka çıkmış…Size bir örnek.. 4 aylık evli bir hakimenin 8 aylık hamile olması Adaletin ne kadar vahim bir itibar ve güven sarsıntısı içerisine girdiğini göstermeye yeter de artar… Adalet camiası böylesi hadiselelerden muzdarip ve tepkili…

***

Bunları sokaktaki vatandaş dile getiriyor.. Ve bize de yazıp, çizin sorgulayıp, ilgili ve yetkili kurumları haberdar edin..  Kamuoyu olup-bitenden haberdar olsun… Siz yapmazsanız, bilinki basın olarak görevinizi yapmamış oluyorsunuz.. Evet, biz de görevimizi yapmak zorundayız diyerek, buradan dile getiriyoruz…

***

Ama heyhat!.. Kime söylüyorsun… Adalet Bakanlığına, özellikle Adalet Bakanı Bekir Bozdağ beyefendiye buradan seslenerek dostane bir uyarı yapmak istiyorum. Lütfen Diyarbakır Adliyesine ve başsavcılığına Bakanlığın ciddi bir çalışmayla el atması gerektiğini haykırıyoruz.. İnanıyoruz ki çok şeyler elde edilir.

***

İnanın ki, gelen müfettişler çok şeylerle karşılaşırlar. Adliyedeki hakimlerle, başsavcılar arasındaki anlaşmazlıklar kamuoyunun dilinde.. Deniliyor ki hakimlerin aldığı rüşvetleri bazı yetkililerle paylaşmadığı için böyle ses çıkıyor ve anlaşmazlık oluyor. Bu iddialar der demez ürkütücü.. Ki adalet camiası için bir zuldür ve ayıptır.

***

Onun için Adalet Bakanlığı'nın mutlaka Diyarbakır Başsavcılığına el atması lazım. Bize göre, iş başında bulunan Mustafa Çelenk'in görevden alınması elzemdir.  Çünkü Adliyede çok ciddi şaibeli kokuşmuşluklardan söz ediliyor . Yoksa kamuoyu nezdinde “şuuyu bulan bazı isnatların varlığının” altından çıkılamaz hale gelinir… Pür dikkat çekici mevzulardır…

***

Hasılı kelam, deneyimli müfettişlerin Diyarbakır Adliyesini kontrol altına alması şart ve elzemdir. Biz bunları yazarken, dile getirirken, herhangi bir yetkiliyi veya herhangi bir zatı yerme, küçük düşürme kastımız yoktur. Ki olamaz da!.. Ama görünen köy kılavuz istemez.. Şuyuu vukuundan beterdir misali yola çıkılırsa her şey elde edilebilir.

En derin saygı ve sevgilerimle..